Rusya-Ukrayna krizinde ABD’nin güdümünde hareket eden ve Rusya’ya yönelik yaptırımlarda yarışan Avrupa ülkeleri birçok alanda patlak veren …
Rusya-Ukrayna krizinde ABD’nin güdümünde hareket eden ve Rusya’ya yönelik yaptırımlarda yarışan Avrupa ülkeleri birçok alanda patlak veren krizlerle karşı karşıya kalıyor.
Kuzey Akım-2’nin lisansının Almanya tarafından iptal edilmesi, diğer doğalgaz boru hatlarına sabotajlar ve yedek parça ambargoları Avrupa’da enerji krizini tavan boyuta ulaştırdı. Avrupa ülkeleri karanlıkla kalma tehlikesi altındayken sanayi de krizden etkileniyor.
Enerji fiyatlarının yükselmesi euro bölgesi enflasyonunu yüzde 9.9’a ulaştırarak rekor kırdı. Buna karşılık halk sokaklarda protestolara başladı, pek çok sektörde sendikalar iş bırakmalarla daha iyi sözleşmeler talep etmeye başladı.
Fransa’da kriz büyüyor
Fransa’da hem politik hem de ekonomik gösteriler baş gösterdi.
Ülkede sendikaların çağrısıyla toplu ulaşım, eğitim, sağlık dahil çok sayıda meslek grubu grev ilan ederek, enflasyon oranıyla uyumlu maaş artışı talep etti. Ülkede petrol rafinerisi ve akaryakıt depolarında başlayan grevin ardından ulaştırma sektöründe çalışanlar ve öğretmenler daha fazla maaş talebiyle iş bıraktı.
Fransa’nın başkenti Paris’te 16 Ekim’de hayat pahalılığına karşı bir gösteri yapılmıştı. Organizatörlere göre protestoda, 140 bin kişi yürümüştü. Bu protestolarda zaman zaman polisle göstericiler arasında gerilim de yaşanıyor. Polisin göstericilere uyguladığı orantısız şiddet ise eleştiriliyor.
Petrol depoları ve rafinerilerde süren grevler nedeniyle Fransa’da benzin üretimini yüzde 60’tan fazla düşerken her üç benzin istasyonundan birinde yakıt kıtlığına yol açtı. Grevlerin yayılması üzerine ülkede benzin istasyonlarının önemli bir kısmında akaryakıt sıkıntısı başladı. Birçok yerde uzun benzin kuyrukları görüldü.
Fransa’nın başkenti Paris’te çok sayıda protestocu, hükümetin NATO ve Avrupa Birliği’ne (AB) karşı tutumunu değiştirmesi talebiyle gösteri düzenledi. Göstericiler, ‘Direniş’ yazan büyük bir pankart ve Fransa’nın AB’den ayrılması talebine atıfta bulunan ‘Frexit’ yazılı dövizler taşıdı. Kalabalık, “NATO’dan çıkalım!” sloganları kullandı.
Almanya’da rekor enflasyon
Almanya’da ise enflasyon pahalı enerji ve gıda fiyatlarının etkisiyle Eylül’de yüzde 10’a çıktı. Böylelikle Enflasyon 1951’den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Geçtiğimiz aylarda Almanya’nın birçok bölgesinde başlayan protestoların ardından özellikle havayolu şirketlerinde grevler başladı. Almanya’daki protestolara polisin sert müdahalesi tartışmalara yol açtı.
İngiltere’de grevler artıyor
İngiltere’de Unite sendikası, lojistik şirketi GXO’da çalışan yaklaşık 1000 sürücünün ay sonundan itibaren beş gün içinde ücret anlaşmazlığı nedeniyle grev yapacağını söyledi ve bira teslimatlarında yaşanacak aksama konusunda uyardı. Ayrıca ülkenin en büyük hemşirelik sendikasının 300 binden fazla üyesi maaş artışı talebiyle grev oylamasına başladı. Genç doktorlar ve ambulans çalışanları da maaş anlaşmazlıkları için oylama yapmayı planlıyor. Ülke çapındaki demiryolu işçileri ise ücret ve iş güvenliği konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle yürüyüş gerçekleştirdi.
İtalya’da işçi sendikası meydana çıktı
İtalya’nın en büyük işçi sendikası Genel İş Konfederasyonunca (CGIL) “İtalya, Avrupa, işçileri dinleyin” sloganıyla büyük yürüyüş ve miting düzenlendi.
Mitingde, CGIL’in İtalya ile AB’den çalışma ve sosyal adalet konularını tekrar merkeze koyması talebi dile getirilirken, buna yönelik yeni hükümete yapılan 10 maddelik öneri listesi kamuoyuyla paylaşıldı. Söz konusu 10 madde arasında maaşlarda ve emekli aylıklarında artış, asgari ücretin devreye alınması, vergi reformu, emeklilik sistemini daha esnek hale getirilmesi, faturalara tavan fiyat koyulması, yoksullukla mücadele için oluşturulan programın iyileştirilmesi, yenilenebilir kaynaklara dayalı enerjiye yönelik yatırımlar yapılması gibi talepler bulunuyor.
Çekya ve Belçika’da hükümetlerin politikalarına karşı protestolar
Çekya’nın başkenti Prag’da 28 Eylül’de on binlerce Çekyalı işçi yükselen enerji fiyatları ile ülkenin NATO ve Avrupa Birliği politikalarını protesto etti. Prag’daki Wenceslas Meydanı’na akın eden binlerce protestocu hükümetin istifasını talep etti.
21 Eylül’de Belçika’nın başkenti Brüksel’de ise binlerce kişi artan enerji fiyatlarını ve yaşam pahalılığını protesto etmek için sokaklara çıktı. Haziran ayındaki benzer bir protestoya yaklaşık 70 bin Belçikalı işçi katılmıştı.
‘Yapısal sıkıntılarının üstünü örttüklerini görüyoruz’
Peki, Avrupa’daki kriz nelere gebe? İstinye Üniversitesi’nden Prof. Dr. Osman Can Ünver, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, “Bu protestolar öteden beri yapısal olarak sıkıntısını olmadığını düşündüğümüz ülkelerde başladı. Ama yapısal sıkıntılarının üstünü örttüklerini görüyoruz” dedi ve şunları söyledi:
‘Bu kriz siyasi hatalardan kaynaklanıyor’
Demokratik ülkelerde protestoların olmasının normal olduğunu ifade den Prof. Dr. Ünver, “Almanya’da üretici fiyatları endeksi yüzde 45.8 artmış. Bu da enflasyonun daha da artacağını gösteriyor. Enflasyon meselesiyle en son para birimi marktan avroya geçiş zamanı karşılaşmışlardı ki o da çok büyük değildi. Pek alışık olmadıkları için çalkantılar olacaktır ama bunu önleme konusunda da siyasi irade oluşturmakta zorluk çekiyorlar. Bu neoliberal sistemin krizidir. Devletin halkın üzerindeki koruyucu elinin giderek azaltılmasının bir sonucudur. Bir de tabii ki siyasi hatalardan kaynaklanıyor. Mesela ABD’nin öteden beri istemediği Kuzey Akım-2’yi devre dışı bıraktılar” dedi.
‘Hükümetler değişebilir ancak politikalar çok değişmeyecek’
Prof. Dr. Ünver, “Bu protestolar hükümet değişikliklerine yol açabilir ama açması bir şey ifade etmez. Gelecek olan hükümetin de hazır reçeteleri yok. Bir nevi çıkmazdalar. Enerji fukaralığı böyle bir şey” diyerek şunları ekledi: