Yaşadığımız son iki yıllık süreçte COVID-19 pandemisi sebebiyle insanlarla aramıza hem fiziksel hem de sosyal olarak mesafe koymak durumunda …
Yaşadığımız son iki yıllık süreçte COVID-19 pandemisi sebebiyle insanlarla aramıza hem fiziksel hem de sosyal olarak mesafe koymak durumunda kaldık. Bu da hiç şüphesiz ki diğer insanların varlığına aslında ne kadar bağımlı olduğumuzu göstererek, insanın aslında ne derece sosyal bir canlı olduğunu bizlere son derece acı bir şekilde öğretti.
Bu durum, bu süreç boyunca sevdiklerinden uzak kalmak zorunda olanları ise pek tabii ki daha çok zorladı. Mesajlaşma ve görüntülü konuşma gibi yöntemlerle iletişim kurmaya devam etsek bile bu yöntemler, hislerimizi karşıdakine tam olarak iletemememiz sebebiyle çoğu zaman oldukça yetersiz kaldı. Ancak bu süreçte yaşadıklarından etkilenen Stanford Üniversitesi’nden bir yüksek lisans öğrencisinin geliştirmiş olduğu yeni bir teknoloji ile hislerimizi bizden uzakta yaşayan birisine ulaştırmak artık mümkün olabilir gibi duruyor.
Uzaktaki bir kişinin ‘dokunuşunu’ simüle eden bir düzenek geliştirildi
Stanford Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Millie Salvato’nun pandemi süresince kız arkadaşından ayrı olmak zorunda olması, yeni bir teknolojinin doğması için ona ilham oldu. Pandemi boyunca sevgilisi ile sevgi dolu ve rahatlatıcı bir ‘fiziksel temas’ kurmayı hayal eden Salvato ve meslektaşları, insan dokunuşunu simüle edebilen ve elektronik olarak gönderilen soyut sosyal mesajları ileten giyilebilir bir kol düzeneği tasarladı.
Çalışmalarında 37 katılımcının farklı durumlarda sosyal bilgileri nasıl ifade ettiğini ölçen Salvato ve ekibi tarafından yapılan her testte katılımcılardan biri koluna basınç algılayan bir cihaz takarken, başka bir katılımcı da ilgi arama, şükran, mutluluk, sakinleştirme, sevgi ve hüzün olmak üzere altı amaçlanan anlam içeren senaryolara yanıt vermek amacıyla ona dokundu.
Sıkma, vurma, sallama, dürtme gibi 661 farklı dokunma hareketini topladıktan sonra araştırma ekibi, bu hareketlerin her birinin konumunu ve basıncını haritaladı. Bunu takiben her yanıtın en güvenilir parçası olan hareketleri seçmek için bir makine öğrenimi algoritması kullanan ekip; son olarak, elektronik olarak sinyal verildiğinde titreşen sekiz gömülü disk kullanarak bu hareketleri simüle etmek için giyilebilir bir kol kılıfı programladı.
Uzaktaki sevdiklerimizle duygusal olarak daha ‘yakın’ olmak artık mümkün
İcatlarının doğal olarak gerçek bir insan eli gibi hissettirmediğini ifade eden Salvato, yine de bunun hiç yoktan daha iyi olduğunu belirtircesine “Dürüst olmak gerekirse güzel hissettiriyor.” şeklinde kaydediyor.
Çalışmaya dahil olmayan Virginia Üniversitesi’nden dokunmatik araştırmacı Gregory Gerling ise söz konusu çalışmayı, sosyal dokunuşun nasıl gerçekleştiğini ve bunu nasıl yeniden üretilebileceğini ele alması açısından “benzersiz” olarak nitelendiriyor. Gerling, çalışmaya dair yaptığı açıklamada, “Kendilerine sunulan az miktarda bilgi göz önüne alındığında, katılımcıların kendilerine hangi dokunuşun iletildiğini oldukça yüksek bir oranda doğru bir şekilde anlamalarının ilginç olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.
Sosyal temasın hem fiziksel ve hem de zihinsel sağlık için ne kadar önemli olduğu, daha önce yapılmış olan sayısız araştırma ile defalarca kez kanıtlanmış bir şey. Bu yeni teknoloji ise gelecekte, sevdiklerimize telefon veya bilgisayar aracılığıyla sadece <3 göndermektense, onlara o an nasıl hissettiğimizi gönderebileceğimiz ve bu şekilde birbirimize duygusal olarak daha yakın hissedebileceğimiz anlamına geliyor.