Yönetmen Semih Kaplanoğlu, ‘Bağlılık’ üçlemesinin ikinci filmi ‘Hasan’ın, Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğu tarafından Devlet Konservatuarı …
Yönetmen Semih Kaplanoğlu, ‘Bağlılık’ üçlemesinin ikinci filmi ‘Hasan’ın, Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğu tarafından Devlet Konservatuarı Salonu’nda düzenlenen gösterimine katıldı.
Filmin gösterimi sonrası katılımcıların sorularını yanıtlayan Kaplanoğlu, bağlılık temasının ana kavramının, kişinin farkında olduğu ya da olmadığı ilişkiler bütünü olduğunu söyledi.
İnsanın, bu ilişkiler bütünlüğünün farkına varmadığında yaşadığı yabancılaşma, kopukluk ve diğer şeylerle olan bağını kaybetmesinin hayat içerisinde bir tür şuursuzluğa neden olduğunu belirten Kaplanoğlu, “Şu yaşadığımız zaman içerisinde, bu dönemde daha doğrusu fark ettiğim ve birbirimizin hayatlarına dokunduğumuzda ya da dokunamadığımızda zedelenmiş bağlar görüyorum ve onlar üzerinden düşünerek bu bağlılık üçlemesini yapmaya çalıştım” dedi.
‘Kapalı sonlu işleri pek tercih etmiyorum’
Kaplanoğlu, filmlerin gösterimden sonra seyirciye ait olduğunu, hikayenin çeşitli şekillerde yorumlandığını belirtti.
Son filmi Hasan’ın, dünyanın birçok ülkesinde gösterildiğini anımsatan Kaplanoğlu, şöyle devam etti:
‘Ben kriterlerim etrafında film yapmayı sürdüreceğim’
Kaplanoğlu, her filmin bir hikayesi olduğunu, bazı filmlerin unutulmadan ayakta kalmayı başarabildiğini söyledi.
Dijital platformların son dönemde popüler olduğunu dile getiren Kaplanoğlu, şöyle sürdürdü:
“Hepiniz biliyorsunuz dijital platformlar var. Bunlar da bence bir tür tüketim noktası. Bunlar da bir yerde doyacak ama yapabilme imkanı olduğu sürece ben kriterlerim etrafında film yapmayı sürdüreceğim. Türkiye’deki seyirci sayısıyla olayı sınırlamayın çünkü benim filmlerim kırktan fazla ülkede vizyona giriyor. Yayınlanıyor dünya televizyonlarında.
O yönlerden geri dönüşünü ben alıyorum ki bu işe devam edebiliyorum ama her yönetmen ya da her film bu şansı bulamayabilir. Giderek daha da zorlaşıyor süreç. Çünkü insanlar artık evlerinde en iyi teknikle projeksiyonla film izliyor, sinemaya gitmek yerine evde izlemek daha tercih edilebilir bir şey kazandı.”