OpenAI tarafından geliştirilen Dall-E’nin yapabildiklerinin çok küçük bir kısmını eğlenceli şekillerde sizlere göstermiştik. Başka bir …
OpenAI tarafından geliştirilen Dall-E’nin yapabildiklerinin çok küçük bir kısmını eğlenceli şekillerde sizlere göstermiştik. Başka bir içeriğimizde de bu yapay zekanın yanlış ellere düştüğünde nasıl senaryolara sahne olabildiğine şahit olmuştuk. Hangi açıdan bakarsak bakalım değişmeyecek bir gerçek var: Bu sistem daha önce hiç açılmamış kapıları sanatçılara, uygulama geliştiricilerine ve daha nicelerine açacak.
Bu kısım aynı zamanda ortalığı da karıştırıyor. Çünkü sosyal medyada bir kesim bu yapay zeka sistemlerinin sanatçıların yeteneğini örteceğini düşünürken başka bir kesim de sanatçıları destekleyeceğini ve onlara yeni imkânlar sağlayacağını söylüyor. Biz de iki tarafa farklı bir bakış açısı kazandırmak adına sanatçıların bu konudaki düşüncelerine bakacağız.
Sanatçılardan, aşağıdaki görsellerden hangisinin yapay zeka tarafından yapıldığını tahmin etmelerini istedik.
Hepsi de şaşırtıcı olmayan bir şekilde doğru olanı tahmin edebildi. Peki siz de insan eliyle yapılanı bulabilir misiniz? Yazının sonunda cevaba yer verdik.
Sorumuz şu: Sizce gelecekte yapay zeka yeteneğin yerini alacak mı, yoksa sanatçılara yeni kapılar açarak bir engelden ziyade destekleyici mi olacak?
Farklı duyguları harekete geçiren mekân tasarımları ortaya çıkaran Berk Kaan Kaya’nın cevabı:
Gerçekten harika bir gelişim sergiliyor. Fakat şu anki durumunda yeteneğin yerini alacağını düşünmüyorum. Sanatçılara kesinlikle yeni kapılar açan, ilham veren bir sisteme sahip. Yapay zeka, tasarımcı için kafasının içindeki düşünceler hakkında birçok fikre sahip ve size düşünceleriniz doğrultusunda birçok eskiz çıkartabilir.
Ben yapay zeka sistemlerini bugünkü durumunda ilham veren bir “eskiz” olarak görüyorum. Bunu ham hali ile bırakmayıp, sanatçının kendi sanatı doğrultusunda kurgusuna göre işleyip şekillendirdiğinde güzel çalışmalar ortaya çıktığını da görüyorum. Her şekilde sanatçıyı destekleyici bir sistem olduğunu düşünüyorum.
ABD billboard’larında göz alıcı illüstrasyonlarını gördüğümüz Yaşar Vurdem’in cevabı:
Kişisel olarak yapay zekanın yeteneğin, sanatçının yerini alacağını düşünmüyorum. Aksine diğer teknolojik araçlar gibi sanatçıların yaratıcı süreçlerine katkı sağlayacak bir kaynak, araç olacağını düşünüyorum. Yani ileride yapay zeka mükemmel ötesi, başyapıt düzeyinde görüntüler üretse bile bizler sürekli kendi sanatımızı, düşüncelerimizi yansıtmaya devam etmek isteyeceğiz.
Yapay zekanın oluşturduğu görseller bu konuda ham, yetersiz kalacaktır. Yapay zekanın anahtar kelimelerden görselleri manipüle ve taklit ederek ortaya çıkardığı görseller tekrar işlenmeye ihtiyaç duyacaktır, çünkü sanatçıların özgün tarzlarını, bilgisini, stilizasyonunu/tarzını ve yeteneğini tam olarak yakalayamayacaktır.
Ayrıca konsept sanat, karakter tasarımı ve düşünceyi dönüştürme söz konusu olduğunda bunun çok faydalı bir araç olacağından hiç şüphem yok. Üretimin hızlandırılması, referans kaynaklarının artırılması için gerçekten faydalı olabilir. Örneğin bir konsept sanatçı fikirlerini taslağa dönüştürmekte zorlanıyorsa bu araçlar ile işini kolaylaştırabilir.
Eserlerindeki detaylarla ağızları açık bırakan Ezgi Topdağı’nın konu hakkındaki yorumu:
Çok yönlü bir soru. Ben bunun tek bir cevabı olduğuna inanmıyorum. Çünkü kimisi için bir ustanın fırça darbesi, kimisi için de efor sarfetmeden yapılan ve kolaya kaçılan bir yol. Kendi adıma konuşacak olursam, çabasız yapılan bir şey benim gözümde günlerini, saatlerini harcamış ve gerçekten düşünülerek yapılmış bir eserin yanında değersiz kalıyor. Bir kaç kelime yazıp, çıkan görselle “ben bir şey ürettim” demek bana samimi gelmiyor çünkü onu üreten sen değilsin yapay zeka.
Yapay zeka ile bir şeyler üretmek için saatlerini harcayan sanatçılar için bu haksızlık bence. Ben yapay zekaya gerçekten zaman harcayan, bunun üzerine düşünen sanatçıların sıyrılacağına inanıyorum. Aynı şekilde geleneksel veya dijital alanda illüstrasyon, heykel gibi sanat dallarıyla uğraşan, bunun için zaman ayıran sanatçıların da sıyrılacağına inanıyorum. Parlak zekalı ve yetenekli olan bir insan her şekilde kendisini gösterir.
Üretim yapmanın bu kadar kolay olmasının dezavantajları var. Ama dünya evriliyor. Ve yaptığımız şeyin en iyisini yapmak zorundayız. Yapay zeka gibi bir şey varken bunu göz ardı etmek ve bunun kolaylıklarından faydalanmamak mantıksız olur. Benim ilgi alanım üzerinden konuşmam gerekirse, yapay zekayla uğraşmıyorum ama yapay zekanın benim eserlerimi kimi bakış açısından değersizleştirebileceğini kabul ediyorum. Çünkü milyonlarca insan ve bakış açısı var.
Ben yaptığım şeyin en iyisini, en şeffafını yapmaya çalıştığım ve bir yarışa girmediğim sürece kendi işimin değerini korurum ve bu herkes için bu şekilde bence. Özetle bu soruyu yapay zeka yerine birey bazlı değerlendirmek en sağlıklı şey olur. Çünkü yapay zeka sadece bir araç. Bir sanatçı yetenekliyse yeteneğiyle yapay zekayı konuşturur, ve bu sanatçılara yapay zeka yeni kapılar açar ve kolaylıklar sağlar.
Zengin kültürel birikimimizi eskilerden alıp yeni teknolojiyle eşsiz şekilde harmanlayan Hakan Yılmaz’ın cevabı: Sanat, görsel üretmek ile ilgili bir şey değildir.
Bağlam üretmek ile ilgilidir. Daha önce ilişkilendirilmemiş iki farklı konu ya da kavram arasında yaratıcı bir ilişki kurmak için, görsel bir yeteneğe ihtiyacınız yoktur. Bu ancak saf bir yaratıcılık ile halledilebilir. Peki yaratıcılık bir yetenek midir? Hayır, yaratıcılık bir davranış biçimidir.
Tanıdığım yaratıcı pek çok sanatçının önüne 3 tane taş koysanız, onlarla bile keyifli sanat çalışmaları yapabiliyor. Dolayısıyla, görsel sonuçlar veren yapay zeka motorlarının kullanımı ne kadar kolay olursa olsun, saf bir yaratıcılık ve kavramsal düşünme becerileriniz yoksa, yapay zeka sizin için ancak görsel üretebilir.
Sanat onun altında yatan zeka parıltısının adıdır ve her görselin altında bu pırıltı yoktur. Şunu unutmayalım; yapay zeka, acı çekemez, özlem duyamaz kimsenin hasretinden ağlayamaz, çocuk gibi mutlu olamaz. Yani onun duyguları yoktur. Duygu yoksa sanat da yoktur. Yapay zeka araçları, sanat teknolojileri anlamında müthiş bir gelişme bence. Özellikle dijital alanda üretim yapan her sanatçının incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, insanlık olarak bu güne kadar hiç “Görsel Sentez” yapamamıştık.
Buna benzer bir devrim müzik dünyasında 80’lerde gerçekleşti.
“Synthesizer” denilen eletronik cihazlar, iki farklı sesi sentezleyerek yeni sesler üretti. Mesela keman ve piyano sesi sentezlenerek yeni sesler üretildi, bu ilginç deneyler sonucunda bugün pop müzik dediğimiz müzik türü varoldu ve ana akım müziğe dönüştü.
Tüm elektronik müziklerin tamamı bu devrim sonrası ortaya çıktı. Görsel dünyada imaj sentezleme konusu da müzik dünyasındaki devrim gibi bir devrimin eşiğinde. Sanat yapmak için harika bir dönemde yaşadığımızı düşünüyorum. Sanatın üretim biçimleri, sergileme biçimleri, tüketim biçimleri, satılma ve koleksiyona girme biçimleri tamamen değişmiş durumda.
Sanatın başına böyle şeyler geldiğinde sanatta dönemler değişir. Benim öngörüm şu; bence içinde olduğumuz çağdaş sanat döneminin sonuna geldik. Gelecekte sanat tarihçileri içinde olduğumuz sanat dönemini ‘Dijital sanat’ dönemi olarak yazacaklar.
Bitirmeden önce Hakan Yılmaz’ın, sözünü ettiğimiz yapay zeka sistemlerinden biri olan Midjourney desteğiyle ürettiği CyberZen koleksiyonundan birkaç parçaya da bakalım.
Söz konusu eserleri, ücretsiz olarak 31 Ağustos 2022’ye kadar İstanbul’da, Emaar Art Hub’da görebilirsiniz.
()
Konu hakkındaki düşüncelerinizi siz de yorumlarda paylaşabilirsiniz. Bitirmeden önce de yazının başındaki görsellerden ilkinin yapay zeka tarafından yapıldığını belirtelim. Tetyana Vysochynska tarafından yapılan tablonun detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.