Karabağ zaferi sonrası ortaya çıkan fırsatlarla Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin bölgesel ve küresel bağlamda önem kazandığını vurgulayan Dr …
Karabağ zaferi sonrası ortaya çıkan fırsatlarla Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin bölgesel ve küresel bağlamda önem kazandığını vurgulayan Dr. Cavid Veliyev, ‘Karabağ zaferi sonrası Rusya bölgedeki etkinliğini Türkiye ile paylaşmak zorunda kaldı. İran kendini, Azerbaycan’ın Karabağ zaferinden en çok zararla çıkan taraf olarak gördü. Azerbaycan, ordusunu Türkiye’nin ordu modeline referansla yenilemeye devam etmek ve silah alımlarında Türkiye’ye öncelik vermek hususlarında Türkiye ile iş birliğini derinleştirmekte kararlı.’ değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Cavid Veliyev, 31 Ekim’de Soçi’de gerçekleştirilen Rusya-Azerbaycan-Ermenistan üçlü zirvesini bölgesel dinamikler ve son gelişmeler bağlamında AA Analiz için kaleme aldı.
Azerbaycan’ın Karabağ zaferinin ardından son iki yılda bölgede yeni bir jeopolitik gerçeklik oluştu. Bununla birlikte de bölgesel aktörler ve bölgede çıkarları olan devletlerin kendi politikalarını bu yeni gerçekliğe göre yeniden şekillendirilmesi gereği ortaya çıktı.
TÜRKİYE VE AZERBAYCAN DİPLOMATİK AVANTAJINI KORUYOR
Son iki yılda devam eden diplomatik mücadelede bazı devletler Azerbaycan ve Türkiye`nin iş birliği şeklinde yaratmış olduğu bu jeopolitik gerçeği kendi lehlerine değiştirmeye çalışırken, Azerbaycan ve Türkiye hem askeri hem de diplomatik avantajını koruyor.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan`ın Karabağ zaferinde Türkiye’nin kritik rolünü anlatmak için “Türkiye’nin desteği bize güç verdi ve bazı aktörlerin savaşa müdahalesine engel oldu.” sözlerini Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sonuncu Zengilan ziyaretinde bir daha tekrarladı.
TÜRKİYE VE AZERBAYCAN İKİLİ İLİŞKİLERİNDE KARŞILIKLI GÜVEN UNSURU
İşgalden kurtarılan Azerbaycan topraklarının yeniden yapılandırılmasında bölgenin üç büyük devletinden sadece Türk şirketlerinin bu kadar geniş bir iş yapma izni alması, iki devlet arasında karşılıklı güvenin derinliğini gösteriyor.
1921 Kars anlaşması ile Nahcivan üzerinde garantörlük hakkı kazanan Türkiye, Azerbaycan’la Müttefiklik İlişkileri Hakkında Şuşa Beyannamesi’ni imzalayarak işgalden kurtarılan Karabağ’da da güvenlik hakkı kazanmış oldu. Bu adım aslında geçmişe yönelik değil, bölge geleceğinin güvenliği için atıldı.
Nitekim, bu beyanname Azerbaycan ve Türkiye meclislerinde karşılıklı anlayış çerçevesinde onaylanarak bağlayıcı uluslararası anlaşmaya dönüştürüldü. Bu süreçte Azerbaycan oldukça hassas iki konu olan, ordusunu Türkiye’nin ordu modeline referansla yenilemeye devam etmek ve silah alımlarında Türkiye’ye öncelik vermek hususlarında Türkiye ile iş birliğini derinleştirmekte kararlı.
İRAN İŞBİRLİĞİ YERİNE İLİŞKİLERİ GERGİNLEŞTİRMEYİ TERCİH ETTİ
İran kendini, Azerbaycan’ın Karabağ zaferinden en çok zararla çıkan taraf olarak gördü. Karabağ zaferinin İran’a geniş anlamda etkileri oldu fakat İran hükumeti Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek ve iş birliği yapmak yerine siyasi ve askeri ilişkileri gerginleştirmeyi tercih etti. Son 30 yılda Azerbaycan toprakları işgal altındayken hiçbir askeri tatbikat yapmayan İran, son iki yılda Azerbaycan sınırında üç askeri tatbikat yaptı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan Zengilan’ı ziyaret ederken İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan Ermenistanı ziyaret etti. Abdullahiyan, Ermenistan şehri Kapan’da başkonsolosluklarını açarken “Bölgesel politikalar konusunda İran ve Ermenistan aynı görüş, tutum ve endişeleri taşımaktadır.” açıklamasıyla Azerbaycan-Türkiye müttefikliğine karşı İran’ın Ermenistan’ın yanında olduğu mesajını verdi. Zengezur koridorunun kendi çıkarlarına zıt olduğu iddiasıyla çeşitli yollarla Azerbaycan’a saldıran İran hükümetinin Azerbaycan karşıtı politikaları son 30 yıldır devamlılık arz ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan sonuncu Zengilan ziyaretinde, “Zengezur koridoru ile ilgili bazı çevrelerin korku ve rahatsızlığı gerçeklikten uzaktır.” diyerek aslında İran’ın Zengezur meselesinde tutumunun bir bahane olduğunu ortaya koydu.
Özetle İran, rakibi olarak gördüğü Batı’yı bölgeye taşıyan Ermenistan hükümetine baskı yapmak yerine onunla iş birliğini derinleştirmeyi tercih ederek Azerbaycan-Türkiye ikilisine karşı agresif bir politika benimsedi. Doğal olarak bu da Azerbaycan’dan sert tepki aldı. Azerbaycan medyası son 30 yılda ilk defa Güney Azerbaycan konusunu açıkça gündeme getirerek doğrudan İran’a mesaj vermekten çekinmedi. İran, 30 yılda Ermenistan’la ilişkileri nedeniyle Azerbaycan`da düzeltemediği prestijini son yanlış adımlarıyla birlikte daha da yitirmiş oldu.