Yerli ve milli savunma sanayiinde önemli başarılar elde eden Türkiye, kurduğu ekosistem ile genç ve başarılı mühendislerin de bu alanda çok …
Yerli ve milli savunma sanayiinde önemli başarılar elde eden Türkiye, kurduğu ekosistem ile genç ve başarılı mühendislerin de bu alanda çok değerli işlere imza atabilmesinin önünü açıyor.
Üniversitelerinden yeni mezun olmuş genç mühendisler tarafından kurulan İstanbul merkezli Blitz Systems firmasının Genel Müdürü Kadir Doğan, savunma sanayii sektörünün yakından tanıdığı bir isim.
TRT Haber’in haberine göre; Doğan ve arkadaşları Türk savunma sanayii tarihinde bir ilke imza attılar ve NATO üyesi bir Avrupa ülkesine bulut altı insansız hava araçlarında kullanılabilecek bir kamera sistemini doğrudan ihraç etmeyi başardılar.
x
Bulut altı İHA’lar konusu son dönemlerde Türk savunma sanayiinde de önemli konu başlıklarından biri.
TB-2 VE ANKA’DAN DAHA KÜÇÜK PLATFORMLAR İÇİN ÜRETİYORUZ
Bulut altı sınıfta insansız sistemler için görüntü sistemleri çözümü ürettiklerinden bahseden Doğan, ana uygulama alanlarının 3-4 metre kanat açıklığına sahip, Bayraktar TB-2 ve TUSAŞ ANKA’lardan daha küçük platformlar olduğunu belirterek anlatmaya başlıyor…
Çeşitli sensörlerle, farklı yapay zeka yazılımlarıyla desteklenmiş, değişik kullanım konseptlerine göre geliştirilmiş ürünler hayata geçirdiklerine değinen Doğan, “Bunların içindeki en önemlilerden biri de içerisinde gündüz kamerası, kızılötesi kamera, lazer mesafe ölçer bulunan ve içinde dahili görüntü işleme yazılımları olan bir gimbal kamera” diyor.
BİR İHRACAT HABERİNİN ÇOK DAHA ÖTESİ
Söz konusu kameranın aynı zamanda NATO üyesi olan bir Avrupa ülkesine ihraç edilmesi yönünde kısa süre önce imzaların atıldığını ifade eden Doğan, şöyle devam ediyor:
“Böylece Türkiye ilk kez bulut altı insansız hava araçları (BİHA) için kullanılabilecek bir kamerayı NATO ülkesine doğrudan ihraç edebildi. Hatırlanacağı üzere daha önce Türkiye NATO üyesi bir ülkeye S/İHA ihraç etti. O ihracatta kamera platform üzerinde satılmış oluyor. Dolayısıyla daha önce doğrudan bir kamera satışı olmadı.
Aslına bakarsanız bu durum bir ihracat başarısının çok daha ötesinde… Ülkemizin, Suriye’deki operasyonlarının ardından Kanadalı firmanın Anka ve TB-2’lerin kamerasına ambargo uygulamasını hatırlayın. Sonrasında Aselsan’ın ciddi çabalarıyla bu araçlardaki kameralar milli imkanlarla üretildi.
Ekip arkadaşlarımla birlikte bu tür durumların gelecekte daha küçük platformlar için de yaşanabileceği gerçeğinden yola çıktık. Bu nedenle biz de yerli olarak o ürünlerin daha küçüklerini, BİHA’lar için üretmeye başladık. Ve bunu Avrupa’ya da doğrudan ihraç ederek çok önemli bir pazara giriş yapmış olduk.”
Türk mühendislerin geliştirdiği elektronik kontrol uygulamaları da söz konusu ihracatta önemli rol oynadı.
TEKNOLOJİ LİDERİ OLAN ÜLKELERE YAPILAN SATIŞLAR ÇOK ÖNEMLİ
Peki bu satışın bir NATO üyesi ülkeye yapılması neden önemli? Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin özellikle bu tür teknolojilerde dünyanın lideri olduğuna dikkat çekiyor Doğan ve “Bu kadar yüksek teknolojiye sahip bu ülkelere bu gibi yüksek teknoloji ürünleri ihraç edebilmek iki açıdan önemli. Bu yolla hem ülkemizin yüksek teknolojili ürün ihracatındaki payını artırıyoruz hem de bir Türk firması olarak batı pazarına güçlü bir giriş yapmış oluyoruz” ifadesini kullanıyor.
KAMERADAKİ YAZILIM TAMAMEN YERLİ VE MİLLİ
NATO üyesi ülkelerin askeri bir sistem alırken çok üst düzey standartları olduğunu biliyoruz. Kadir Doğan da benzer bir noktaya işaret ediyor:
“Bir NATO üyesi ülkeye askeri sistem satabilmek gerçekten de meşakkatli bir süreç. Oldukça yüksek standartları var. Yüksek teknoloji ürünlerin kendi platformlarına ve NATO sistemlerine entegre edilmesi de ciddi şartlar gerektiriyor. Biz bu şartları sağlayan ürünler geliştirdik.
Ayrıca bir başka husus da Avrupalılar genelde bu tür ürünleri kendi pazarlarından satın almak ister. Biz bunu da sahip olduğumuz teknoloji ve maliyet etkinliğimiz ile aştık ve ihracatı gerçekleştirdik.
Bizim ürünün en önemli özelliklerinden biri de içerisinde yer alan dahili görüntü işleme, haberleşme ve elektronik motor kontrol yazılımları. Biz şirket olarak bu yazılımların hepsini kendi imkanlarımızla geliştiriyoruz. Bunlar teknolojinin üst noktaları.
Havadaki platformdan yerde olan biteni kontrol edebiliyorsunuz, takip ettiğiniz bir aracın GPS konumunu net olarak belirleyebiliyorsunuz, farklı sensörlerden gelen görüntüleri anlık olarak yerdeki istasyona gönderebiliyorsunuz. Bu işlemleri bizim ekip arkadaşlarımızla geliştirdiğimiz milli yazılımımız yapıyor. Haliyle biz de henüz 1 yaşını yeni doldurmuş genç girişim olarak böyle bir işi yapmanın gurunu yaşıyoruz.”