Ünlü manken ve şarkıcı Tuğba Özay, katıldığı bir programda hapishane hayatıyla ilgili ayrıntılar verdi. Başarılı manken, sorulan sorulara büyük …
Ünlü manken ve şarkıcı Tuğba Özay, katıldığı bir programda hapishane hayatıyla ilgili ayrıntılar verdi. Başarılı manken, sorulan sorulara büyük bir samimiyetle cevap verirken, duygusal anlar yaşandı.
Trabzon’lu güzel manken Tuğba Özay, 95 yılında kazandığı Model Of The World dünya güzellik yarışmasında 3.’lük derecesine girerek finale kalmayı başarmıştı. İlk kez adından yarışmada bahsettiren güzel manken, kariyer hayatına mankenlikle devam ederken oyunculuk icra etmiş ve çıkardığı şarkılarıyla gündeme oturmuştu.
Geçtiğimiz günlerde bir programda sorulan soruları yanıtlayan Özay, samimiyetiyle tüm dikkatleri üzerine çekti. İlkokula ikinci sınıfta başladığını anlatan güzel manken, eğitimci bir ailede doğmanın verdiği avantajla 4 yaşında okuma yazma öğrendiğini açıkladı. Özay, yöneltilen soruları cevaplarken duygusal anlar kameralara yansıdı.
“ÇOK KORKUNÇTU!”
Sorulan sorular arasında “Hayatınızda yaşamak istemediğiniz olay hangisiydi?” sorusuna cevap veren Özay, 15 yaşında geçirdiği trafik kazasını anımsadı.
“15 yaşında ailemle trafik kazası geçirmiştim. Çok korkunçtu. O kazada annemle babamın hayatını kurtaran ben oldum. Köprü yolunda babam arabadan fırladı yola. Boynum kırılıyordu. Babam ölü gibi yerde yatıyordu. Karşıdan tır geliyordu. El salladım dur diye babamın üstüne kapandım. Annem su arkının içine düşmüş. Ben söylemesem babamla bizi alıp hastaneye götürecekler. Annen o kar tipinin içinde su ardından kalacaktı.” yanıtını verdi.
“ÇOK CİDDİ BİR TRAMVAYDI”
2007 yılında tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis hatan başarılı manken, o günlere dair itiraflarda bulundu.
“Hayatımda hazmedemediğim şeyler var. 2007’de hapse girmem. İlgim olmayan bir olaydan 5,5 ay hapis yattım. Çok ciddi bir travmaydı. En yoğun çalıştığım dönemdi. Asla hak etmedim. Fakat o dört duvar arasındaki süreci de iyi ki yaşamışım. Ben o acılardan çok şey öğrendim. Oradaki acılı kadınların yaşamını öğrenince dünyaya daha farklı bakmaya başladım. Kendi içimde olgunlaştım. O süreçten sonra panik ataklar başladı. Cezaevinde okudum, yazdım, insanları dinledim. 15 adımlık avluda kuşları izledim, ağladım.”