Henüz çocukken, dedesinin Sovyet liderlerine aşçılık etmesinden ötürü işi mutfağından öğrenme fırsatı bulan, geçim sıkıntısı yaşadığı dönemde …
Henüz çocukken, dedesinin Sovyet liderlerine aşçılık etmesinden ötürü işi mutfağından öğrenme fırsatı bulan, geçim sıkıntısı yaşadığı dönemde taksicilik yapan ve günümüzde tüm dünyanın Ukrayna’yı işgal etmesinden dolayı sıklıkla konuştuğu isim; Vladimir Putin.
Bugün sizlerle Putin’in çocukluk dönemi, gençlik yılları ve KGB ajanlığından devlet başkanlığına kadar uzanan hayat hikâyesini ele alacağız. Hazırsanız; uşankalarınızı bağlayın, başlıyoruz.
Putin, olmak istediği yerde; Sovyetler Birliği’nde dünyaya geldi
Sağ baştan; Putin’in dedesi, annesi ve babası
Tam adıyla Vladimir Vladimirovich (Viladimiroviç) Putin; günümüzdeki adıyla St. Petersburg (Sankt Petersburg), Sovyetler Birliği Dönemi’ndeki adıyla Leningrad şehrinde 7 Ekim 1952 tarihinde Vladimir Spiridonoviç Putin & Maria Ivanovna Shelomova çiftinin üçüncü ve en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi.
Putin dünyaya geldiğinde Sovyetler Birliği henüz dağılmamıştı (SSCB 1991 yılında dağıldı). Putin’in dedesi, Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir Lenin ve Josef Stalin’e aşçılık yapmış, rejime gönülden bağlı bir insandı.
Hayata kaybederek başladı, kaybetmeyi henüz çocukken öğrendi
Vladimir Putin 6 yaşında, annesiyle birlikte
Putin, küçük ağabeyini difteriden kaybederken; büyük ağabeyini ise cephede kaybetti ve ailenin tek çocuğu olarak büyüdü. Annesi, rejim için askerî üretim yapan bir fabrikada çalışırken; babası ise denizci bir Sovyet askeriydi. Dedesini de dahil edecek olursak; Putin’in rejim sevdasıyla büyüdüğünü kolaylıkla ifade edebiliriz.
Bu arada Putin; henüz doğmadan önce, bazı akrabalarını Alman işgalinde kaybetmiş ve bu kayıpları çocukken öğrenmişti. Tüm bu gelişmelerin Putin’de bir etki bırakması kaçınılmaz gibi duruyor.
Putin’in ilkokul ve lise çağları
Putin, ilk sırada soldan dördüncü sırada
Zeki bir öğrenci olarak tanınan ama asla ön plana çıkmayan Putin, ilkokul çağında sambo ve judo gibi dövüş sporları ile ilgilendi. Lise döneminde de akıcı seviyede konuşabilecek kadar Almanca öğrendi. Lise döneminde öğrendiği Almanca, ilerleyen yaşlarda kendisine çok büyük faydalar sağlayacaktı.
Lise çağından sonra partinin tavsiyeleri ve üniversite eğitimi
Putin, ailesiyle birlikte
Liseden sonra partiye danışması üzerine Putin, hukuk eğitimi almaya karar verdi ve Leningrad Devlet Üniversitesi’nde lisans eğitimine başladı. Putin, 1975 yılında Leningrad Devlet Üniversitesi’nden hukuk dalında lisans ve ekonomi alanında yüksek lisans eğitimini tamamlayarak mezun oldu. Burada tanıştığı Hukuk Profesörü Anatoly Sobchak, hayatını en çok etkileyen isimlerden biri oldu
Putin’in yoğun yaşamında yaşadığı evlilik
Putin’in Shkrebneva ile evliliği
Vladimir Putin, 28 Temmuz 1983’te Lyudmila Shkrebneva ile evlendi. Bu evlilikten Mariya ve Yeketarina adında iki kız çocuğu oldu. Tahmin edeceğiniz üzere tıpkı Putin gibi, ailesi de son derece gizemlidir.
KGB’ye girişi ve Almanya’da görev alması
Putin’in Doğu Almanya’da kullandığı kimliği
Putin, üniversiteden mezun olur olmaz Sovyetler Birliği’nin istihbarat ve gizli servisi olan Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti ya da hepimizin de bildiği adıyla KGB’de hizmet vermeye başladı. Putin’in KGB’deki kod adı ise Platov’du.
Putin, ilk olarak Almanca da bilmesinden ötürü KGB bünyesinde Doğu Almanya’da görevlendirildi. KGB ajanı olarak görev yaparken, kimliğini gizlemek için tercüman kimliği taşıdı. Berlin Duvarı yıkıldığı vakit Putin, Sovyet belgelerini yakmakla meşguldü. KGB binasını basıp yerle bir etmek üzere olan korkunç kalabalığa karşı yaptığı “şimdi hemen buradan ayrılmazsanız üzerinize ateş açacağız” uyarısı ile devleti adına gizli belgeleri korudu ve imha etme fırsatı buldu. Ülkesine döndüğü zaman da devlet nişanı ile ödüllendirildi. Putin’in Almanya yılları arasında bu olaydan başka detaylı bilgi bulunmuyor.
KGB raporlarında Vladimir Putin
Yıllar sonra ortaya çıkan KGB raporlarında Putin’den; “zeki, çok zeki, keskin bir zekası var ama genellikle olayların doğurabileceği sonuçlar hakkındaki önsezisi zayıf, bundan ötürü korkunç adımları atarken bile cesaretli görünebiliyor. Ayrıca soğukkanlı, tıpkı bir buzdolabı gibi” diye bahsediliyor.
Putin’in ülkesine geri dönüşü ve kariyer basamaklarında yükselmeye başlaması
Vladimir Putin ve kızları
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasıyla Vladimir Putin, ülkesine geri döndü. KGB’den yarbay rütbesindeyken istifa eden Putin, bu dönemde taksicilik bile yaptı. Üniversiteden hocası olan Hukuk Profesörü Anatoly Sobchak, St. Petersburg şehrinin seçilmiş ilk belediye başkanı olduğunda, Putin’i de yardımcısı olarak atadı.
Putin, edindiği siyasi çevrenin ilk kez faydasını gördü
Putin, belediye başkan yardımcılığı görevindeyken hayali ihracata göz yumduğu ve 93 milyon dolarlık bir kâra ortak olduğu müfettişlerce belgelenmesine ve görevden uzaklaştırılma kararı verilmesine rağmen; edindiği siyasi dostluklar ve geçmişi aracılığıyla bu işten sıyrıldı.
Putin, bir daha hiç ayrılmamak üzere devlet yönetimine katılıyor
Vladimir Putin, 26 Mart 1997’de Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in imzasıyla, yakın çevresi tarafından verilen referanslar neticesinde Genelkurmay Başkan Yardımcısı olarak atandı.
İsminin medya tarafından duyulmaya başlanması ile Putin’in geçmişi de araştırılmaya başlandı. Bu araştırmalar sonucunda 27 Haziran 1997’de Putin’in yazdığı bazı tezlerin intihal (kopya ya da çalıntı) olduğu iddia edildi. Putin, iddialar karşısında kendisini “intihal değil, atıf” diyerek savundu. Tez Komitesi de olay hakkında“intihal değil, atıf” olarak karar verdi.
Putin, belediyedeki soruşturmanın ardından bu olaydan da sıyrıldı. Sanki sihirli ve gizli bir el, Putin’i her daim her şeyden koruyor ve devlet başkanlığı için hazırlıyor gibiydi.
Putin, FSB’nin başına geçerek son stajını da tamamladı
Vladimir Putin’in FSB yılları
Vladimir Putin, hızlı bir şekilde devlet yönetimi konusunda eğitimler alıyordu ve son durağı da kapatılan KGB’nin yerini alan Federal Güvenlik Servisi (FSB – Federalnaya Slujba Bezopasnosti)’ne başkan olarak atanmak oldu. Buradaki başarısıyla da üstlerinden tam not almayı başardı.
Vladimir Putin, devlet yöneticiliğine giriş yapıyor
Vladimir Putin, 1999 yılında 9 -16 Ağustos tarihleri arasında 1 hafta boyunca başbakan yardımcılığı ve başbakan vekilliği görevlerini üstlendi. Birçok kez iddia edildiği üzere, gizli eller Putin’i devlet yönetimi için hazırlamışlar ve bu hazırlıkların sonuç verip vermediğini deneyerek görmek istiyorlar gibiydi.
Putin, son kez test ediliyor; Vekâleten Devlet Başkanı Vladimir Putin
Vladimir Putin’i devlet başkanı yapan kişi olarak tarihe geçen Boris Yeltsin; sağda
16 Ağustos 1999 tarihinde başbakan olarak görev yapmaya başlayan Vladimir Putin, dönemin Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in 31 Aralık 1999’da istifa etmesinin ardından anayasa gereği 3 ay boyunca yine vekâleten ama bu kez devlet başkanlığı görevini üstlendi. Yeltsin, istifa ederken açık bir şekilde yeni devlet başkanı olarak Putin’i işaret etmişti. Putin ise bu anı yıllar sonra “asla hazır olduğumu hissetmiyordum” diyerek özetledi.
Putin’in, 31 Aralık 1999’da imzaladığı ilk kararname, görev süresi dolan cumhurbaşkanlarının ve ailelerinin soruşturulmasını engelleyen bir kararname oldu. Bu hamleyi, görevdeyken hakkında rüşvet iddiaları çıkan Yeltsin’i korumak için yaptığı iddia edildi.
Putin, ilk kez atama değil; seçimle mevki sahibi oluyor: Devlet Başkanı Vladimir Putin
Halef selef anı
3 aylık vekâleten devlet başkanlığı görevi sona erdikten sonra yapılan devlet başkanlığı seçimini ilk turda %50’den fazla oy alarak kazanan Vladimir Putin, hayatı boyunca ilk kez atama kararıyla değil; seçimle bir mevki kazandı ve devlet başkanlığı koltuğuna oturdu.
Putin’in Çeçen terör örgütlerine karşı kazandığı zafer ve artan popülerliği
Putin’in Çeçenistan zaferi
Putin, seçimi kazandıktan sonra pek çok gelişme yaşandı. Bağımsız bir devlet olma talebinde bulunan Çeçenler, Rusya’dan istediği cevabı alamayınca 2002 yılında Moskova Tiyatrosu’nda 850 vatandaşı rehin aldı.
170 kişinin hayatını kaybettiği bu rehine operasyonuna Putin’in kararlılığı damga vurdu. Yaşanan bu olaydan sonra Putin hem Çeçenler hem de Rus halkı üzerindeki otoritesini sağlamlaştırdı. Yaşananların ardından 2004’te yapılan seçimleri Putin, %71 oyla kazanarak devlet başkanlığına bir dönem daha devam etme hakkını elde etti.
Bazı çevrelerce rehine olayının Putin ve gizli ellerin “Putin’in Çeçenistan politikasını sertleştirebilmesi ve seçimi kazanabilmesi için” hazırladığı ve bundan çıkar sağladığı iddia edildi fakat bu iddialar tahmin edeceğiniz üzere ispatlanamadı.
Medvedev ile görev değişimi
Dmitri Medvedev, sağda
Vladimir Putin, 2008 yılında anayasa gereği devlet başkanlığına aday olamadı. Bundan ötürü en güvendiği isimlerden biri olan Dmitri Medvedev’in devlet başkanı olmasını istedi. 2012 yılına kadar devam eden süreçte Dmitri Medvedev, devlet başkanlığı görevini üstlenirken; Vladimir Putin ise başbakan olarak görev aldı. Bu süreç, dünya tarafından genelde Tandemokrasi olarak anılır. Tandemokrasi kelimesi, 2 kişilik bisiklet anlamına gelen “tandem” kelimesinden türemiştir.
Tahmin edeceğiniz üzere yine devlet başkanı olan isim Vladimir Putin’di. Sadece anayasa gereği Medvedev, devlet başkanı seçilmişti.
Putin, günümüze kadar süregelen devlet başkanlığı dönemine başladı
Anayasa gereği görevi 4 yıllığına kâğıt üzerinde Medvedev’e bırakan Putin, 4 Mart 2012’de %63,6 oyla tekrardan devlet başkanlığı görevine geçti. Normal şartlarda Putin’in görevi 2020’de sona ermeliydi fakat yapılan anayasa değişikliği ve referandumda alınan halk onayı ile Vladimir Putin, eğer isterse 2036 yılına kadar devlet başkanlığı görevinde bulunabilecek.
Vladimir Putin’in özel hayatına dokunan yanıyor
Alina Kabaeva
Nisan 2008’de Moskovsky Korrespondent Gazetesi, Vladimir Putin & Lyudmila Shkrebneva çiftinin boşandığını ve Putin’in Alina Kabaeva ile nişanlandığını iddia etti. Gazetenin bu iddiası reddedildi. Kısa bir zaman sonra gazete, devlet tarafından kapatıldı. Boşanma iddialarından 5 yıl sonra, 2013 yılında çiftin boşandığı resmî olarak açıklandı.
Yine Putin’in özel hayatı ile ilgili olarak; annesinin başka bir kadın olduğu ve annesi olduğu iddia edilen kadının Gürcistan’da yaşadığı iddia edildi. İddiayı dile getiren ve araştırmak için hazırlık yapan gazeteciler şüpheli bir şekilde hayatlarını kaybettiler.
Vladimir Putin’in politik görüşü
Vladimir Putin, birçok konuşmasında Sovyetler Birliği’ni öven cümleler kullandı ve kullanmaya da devam ediyor. Putin’in içerisinde bugün halen bir Sovyetler Birliği aşkı olduğunu açıkça ifade edebiliriz. Bugün şahit olduğumuz Ukrayna işgalini de bu aşka dayandırabiliriz.
Vladimir Putin; komünizm olmaksızın Rusya’ya Sovyetler Birliği Dönemi’ndeki gücünü kazandırmaya çalışıyor. Bu konuda sık sık ülkesindeki komünist görüşlü vatandaşları tarafından da eleştiriliyor. Batıya düşman olmadan batıya karşı ülkesinin menfaatlerini savunmak olarak tarif ettiği bu politikaya post-sovyet adı veriliyor.
ABD Seçimleri’ne müdahale iddiaları
2016 yılında ABD’de gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton’ı karalama ve Donald Trump’ın kazanması için Putin’in çeşitli denemeler ve çalışmalar yaptığı iddia edildi. Hem Putin hem de Trump bu iddiaları reddetse de; 2018’de Putin bir konuşmasında, “vatansever düşünen bazı Rus kimliği taşıyan kişilerin ABD seçimlerine müdahale etmiş olması elbette mümkündür” açıklamasını yaptı.
Putin daha sonra bu açıklamasını, “Rus değil; Rus vatandaşlığı taşıyan Tatarlar, Ukraynalılar ve Yahudiler” olarak düzeltse de, ABD Seçimleri’ne Rus müdahalesi uzunca bir süre tartışılmıştı.
Her konuda harika bir adam imajı
Vladimir Putin, devlet başkanı olduğu ilk günden itibaren devlete ait yazılı ve görsel medyayı kullanarak kendisi hakkında “harika bir adam” imajı yarattı. Daha sonra devlete ait olmayan özel medyayı da kontrol altına alarak bu politikaya devam etti. Medyada yaratılan imaja göre, Putin her şeyden anlar, her şeyle ilgilenir, her şeyde en iyidir. Örneğin çok iyi avlanır, çok iyi buz hokeyi oynar, F1 aracı kullanır, planöre biner…
Vladimir Putin’in bu imajı yaratmasının altında yatan bir sebep de milletine “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da halen güçlüyüz” mesajını verebilmektir. Putin, bu sayede Rusya’nın güçlü bir başkana sahip olduğunu ve eski ihtişamlı günlere dönebilecekleri konusunda mesajlar verir.
Uluslararası saygınlığı ve dünyanın tepkisi
Vladimir Putin, seversiniz ya da sevmezsiniz; birçok kez aldığı ödüller ile dünyanın en popüler devlet başkanı olduğunu ispat etti. Time tarafından yılın insanı ve Forbes tarafından da pek çok kez yılın en güçlü insanı seçildi. Bununla da yetinmeyip birçok kurum ve kuruluş tarafından da onore edildi.
Putin, medya üzerinden izlediği politika sayesinde dünyanın pek çok ülkesinde en çok tanınan ve en beğenilen yabancı liderler listesinde zirvede bulunuyor.
Rus tipi kontrollü demokrasi ve Putin
Vladimir Putin oy kullanma işlemi esnasında
Vladimir Putin, ülkesi ve dünya tarafından genellikle sert yönetiminden ötürü “Demir Yumruk” olarak tabir ediliyor. Hatta idareyi teslim aldığı ilk zamanlarda Rus oligarklara karşı izlediği sert tutum ile halkın da sevgisini kazanmıştı.
Daha sonra militarist politikaları, halktan bu konuda alamadığı yeterli destek ve muhalefete rağmen girdiği her seçimi de kazandı. İlginç bir şekilde Vladimir Putin’in 2002’den beri girip kazandığı her seçim hakkında AB ve çeşitli örgütler “güvensizlik ve şaibe” raporları hazırladı.
Rus tipi kontrollü demokraside dikkat çeken bir başka husus ise birçok muhalif gazeteci ya da siyasetçinin değişik zamanlarda, genellikle zehirlenme ya da kalp krizi gerekçesiyle hayatlarını kaybetmesi oldu.
Vladimir Putin hakkında son notlar
Sabah, Yeni Akit ve Milli Gazete başta olmak üzere bazı gazeteler, o günlerde Vladimir Putin’in müslüman olduğunu yazdılar.
Vladimir Putin’i anlattığımız içeriğimizin sonuna gelirken; kendisinin sıkı bir Ömer Hayyam hayranı olduğunu, bir röportajında Rus gazetecilere “Ömer Hayyam’ı kesinlikle okumalısınız” çıkışı dikkat çekmişti. Hatta bu çıkışı ülkemizdeki bazı ana akım medyalarda “Putin gizli müslüman mı?” sorusuna sebep olmuştu.
Putin’in Sovyet aşkının doğuya dönük değil; batıya dönük olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Kırım’ı ilhak etmesini ve Ukrayna işgalini de bunu destekleyen örnekler olarak gösterebiliriz.
Editör Görüşü
Vladimir Putin, bugün Ukrayna işgalinden ötürü dünyanın en çok konuşulan lideri olarak öne çıksa da, zaten işgalden önceki verilerde de (neredeyse başkan seçildiği ilk yıldan beri) dünyanın en popüler devlet başkanı konumundaydı. Bugünlerdeki popülerliği ile sadece zirvedeki popülerliğini arttırdı diyebiliriz.
Vladimir Putin’in bu popülerliğinin savaşı masum kılamayacağını, NATO karşıtlığı ya da Sovyet sevdasının bile “masum insanların” canından kıymetli olamayacağını, bugün sözde barışı savunan bazı devletlerin birkaç sene önce yine benzer hataları yaptıklarını, en kötü barışın bile en haklı savaştan daha iyi olduğunu sizlerle paylaşmak isteriz.
Peki ya sizler Vladimir Putin hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce dünyanın en popüler devlet başkanı olmasını neye borçlu? Putin’in devlet başkanı olma hikayesinde sizce de gizli eller var mıydı? Yorumlarda düşüncelerinizi belirtebilirsiniz.
Kaynaklar: 1 / 2 / 3 / 4 / 5 / 6 / 7 / 8 /