Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalındaki röportajı sırasında Sinop’ta yapılması düşünülen nükleer enerji santrali ile …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalındaki röportajı sırasında Sinop’ta yapılması düşünülen nükleer enerji santrali ile ilgili Rusya lideri Putin ile görüşmeleri devam ettirdiklerini açıklayınca gözler Sinop’a çevrildi.
Yenilenebilir enerjide nükleer enerji santrallerinin çok büyük fonksiyonu olduğunun altını çizen Erdoğan, fiyatı ve temiz enerjiyi halka kazandırma noktasında çok büyük önemi olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE SİNYALİ VERDİ: RUSYA İLE GÖRÜŞÜLÜYOR
Başkan Erdoğan, en son Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile etraflıca görüşme yaptıklarını, doğal gaz ve nükleer enerjide Rusya ile Türkiye arasındaki dayanışmayı devam ettireceklerini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği Sinop’taki nükleer enerji santrali yapılması planlanan İnceburun mevkisi havadan görüntülendi.
Daha önce anlaşma yapılan Japon Mitsubishi firması, nükleer santral inşaatlarında artan maliyetler ve Japonya’nın iç piyasasındaki ekonomik hareketlilikten kaynaklı Sinop NGS projesini askıya almıştı.
DOĞAL GAZ VE PETROLÜN TAHTINI SALLAYACAK: DÜNYA NÜKLEERİ YENİDEN GÜNDEME TAŞIDI
Dünya petrol ve doğal gaza alternatif arıyor. Küresel enerji krizi, kaynak arayışında nükleeri yeniden gündeme taşıdı.
Küresel enerji krizinin ortaya çıkardığı güvenlik ve arz endişeleri, birçok ülkeyi nükleer yatırımlarını hızlandırmaya ve mevcut santralleri kapatma tarihlerini ertelemeye itiyor.
Kovid-19 salgınıyla oluşan arz-talep dengesizliği, Avrupa ve Asya başta olmak üzere büyük çaplı bir enerji krizine dönüştü. Arz-talep dengesizliği nedeniyle yaşanan fiyat şoklarını Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tetiklediği tedarik kısıtları izledi.
Savaşın başlangıcından bu yana Batılı ülkelerin Rusya’dan enerji ithalatına yönelik ambargo kararları ve Rusya’dan Avrupa’ya gaz ve petrol akışında yaşanan sorunlar, ülkeleri yeni enerji kaynakları ve güzergahlar aramaya yöneltiyor.
Ülkelerin fosil yakıtlara bağımlılıklarının azalmasına katkı sağlayacak düşük karbonlu bir enerji kaynağı olarak değerlendirilen nükleer enerji, bu arayışta öne çıkıyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, iklim değişikliğiyle mücadele taahhütleri kapsamında kapatmayı planladıkları nükleer enerji santrallerine ilişkin planlarını yeniden değerlendirirken, Birleşik Krallık, Fransa, ABD, Kanada ve Çin başta olmak üzere birçok ülke, nükleer enerjide yeni ve ilk olma özelliği taşıyan yatırım planlarını hayata geçirmeye hazırlanıyor.
“NÜKLEER SANAYİMİZ GELİŞİYOR”
Nükleer Sanayi Derneği (NIATR) Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi, global raporların, nükleer enerjide küresel yatırımların yüzyılın ortalarına kadar yılda ortalama 100 milyar doları aşacağını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Türk şirketlerin Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi ile nükleer endüstride kazandıkları tecrübeleri küresel nükleer santral projelerinde değerlendirebileceklerini kaydeden Çiftçi, şöyle konuştu: “Bugün Türkiye dahil 17 ülkede 53 reaktörün inşasına devam ediliyor. Akkuyu projesinin gelişimi ile birlikte Türk nükleer sanayinin de gelişmeye başlaması memnuniyet verici. Nükleer enerji alanındaki üretim kültürü ve felsefesi de yerli şirketlerimize sirayet etmeye başladı. Bunlar gelecek adına umut veren gelişmeler. Nükleer endüstride edinilen tecrübelerin, uluslararası büyük projelerde yeni fırsatları beraberinde getireceğine inanıyoruz.”
AKKUYU TECRÜBESİ YENİ FIRSATLAR OLUŞTURACAK
Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu’da edindikleri tecrübeyi yurt dışına taşımayı hedefleyen çok sayıda Türk şirket var. Türkiye- Rusya ilişkileri tarihindeki en büyük yatırım projesi olan ve Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu NGS projesinin tedarikçi zincirinde şu anda 400’e yakın Türk firma yer alıyor. Yaklaşık 6.5 milyar dolarlık bir yerelleştirme potansiyeline sahip Akkuyu’nun mevcut ve potansiyel tedarikçilerinin vurguladıkları ortak nokta ise Akkuyu NGS’nin nükleer enerji sektöründe ciddi ‘know-how’, yani teknik bilgi birikimi oluşturması. Doğru adımlar atılırsa nükleer alanda ihracatçı noktasına gelinebileceğine dikkat çekiliyor.
Uzmanlara göre Güney Kore’nin hızlı ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayan nükleer santral tecrübesi, Türkiye için örnek bir süreç. İki ülkenin de nükleer santral serüvenleri aynı tarihlerde başlıyor. Her iki ülke de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) 1957 yılında kurucu üye sıfatıyla katılıyor. Güney Kore ilk nükleer santralini 1978 yılında devreye alıyor. Türkiye’de ise bu dönemlerde sayısız başarısız girişim yaşanıyor. Bugün elektrik ihtiyacının yüzde 28’ini nükleerden elde eden Güney Kore’nin işletme halinde 25, yapımı devam eden de 3 reaktörü var ve nükleer teknoloji ihraç ediyor. Güney Kore, 2021 yıl sonu rakamları ile kişi başı GSYİH’sını 35 bin 200 ABD dolara çıkardı. Uzmanlara göre kişi başına düşen GSYH’sı 2021 yıl sonu rakamları ile 9 bin 539 ABD doları olan Türkiye de Akkuyu NGS ile başlayan nükleer santral tecrübesini, yurt dışı pazarlara açılmakta kullanabilir. Bu konuda geç kalınmış da olsa gelecek için umut verici bir sürecin başladığı kaydediliyor.