enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
19°C
İstanbul
19°C
Açık
Pazartesi Açık
21°C
Salı Parçalı Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C
Perşembe Az Bulutlu
18°C
SON DAKİKA
13:45 Yenişehir Belediyesi halk kartın aylık tutarlarını yatırdı
13:44 Konyaaltı bölgesinde yeni hat döşeniyor
13:43 Karşıyaka’da haşerelere karşı ilaçlama seferberliği!
13:42 Başkan İbrahim Sandıkçı: “Canik’e modern şehir yapısı kazandıracağız”
13:31 Selçuklu Belediyesi tarafından Sille Mahallesi’ne kazandırılacak olan “Kapalı Otopark, Karma Yapılar ve Meydan Düzenlemesi” projesinin yapımı devam ediyor
13:29 İZSU’da altyapı yatırımları hız kesmiyor “Buca’da su baskınları bitecek”
13:28 İzmir’in barajlarında su seviyesi düştü
13:09 Keçiören Belediyesi tarafından Bağlum Karşıyaka Mahallesi’nde kurulacak kurban satış alanında, kurbanlık satışı yapmak isteyen esnaf için başvurular başladı
12:56 Bir yılda 10 bin meyve fidanı dağıtılacak
12:55 Efes Selçuk Belediyesi Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan ürettiği fideleri ve kompost gübreyi halk ile paylaştı
12:52 Tekirdağ’dan gelip itfaiyeden eğitim aldılar
12:50 Federal Mogul Powertrain Otomotiv’den zorunlu açıklama
12:07 O helikopter pisti Emine Erdoğan için değil!
12:06 Türksat 6A yeni logosuyla Haziran’a hazır
11:20 140 bin kişi ‘Aile Destek’ten yararlandı
10:07 Edirne Valisi Sezer muhtarlarla buluştu
10:06 MSB’den ‘Stinger’ atışı paylaşımı
09:50 İçişleri’nden ‘düzensiz göç’e Kalkan!
09:37 Düzce’de trafik kazası: 3 yaralı
09:36 Türkiye’nin Pazar havası… Parçalı ve çok bulutlu!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Şiddetle mücadelede duygusal zekanın güçlendirilmesi gerekiyor

İnsan yaşantısında duygu kontrolünün önemine işaret eden İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Nermin Çelen, özellikle şiddetle mücadelede duygusal zekanın güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Şiddetle mücadelede duygusal zekanın güçlendirilmesi gerekiyor
27.02.2024
0
A+
A-

İnsan yaşantısında duygu kontrolünün önemine işaret eden İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Nermin Çelen, özellikle şiddetle mücadelede duygusal zekanın güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Çelen, “Duygu kontrolünde kişi karşı tarafa çok kızsa bile farklı baş etme yoluyla sorunu çözebilir. Duygu kontrolü çok önemli. Duygu kontrolü, öfke gibi duyguların kontrol edilmesi demektir. Öfke anında şiddet davranışını yönlendirmemek gerekir” diye konuştu.

İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Nermin Çelen, insan yaşantısında duygu kontrolünün önemli bir yeri olduğunu söyledi.

Duygu kontrolünün çocuk, genç ve yetişkin olmak üzere her yaştaki kişi için önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelen, “Duygu kontrolünün varlığı, duygusal zekaya bağlı bir şey. Çünkü bizim bilişsel zekâmız yani IQ’muz değişmez. Belirli bir aralıkta dünyaya geliriz, uyaranımız çoksa onu güzel kullanırız. Azsa az kullanırız ama duygusal zekâ geliştirilebiliyor. Duygusal zekanın zenginleşmesi demek, duygusal kontrolün de olması demek. Duygu kontrolünde kişi karşı tarafa çok kızsa bile farklı baş etme yoluyla sorunu çözebilir. Duygu kontrolü çok önemli. Duygu kontrolü, öfke gibi duyguların kontrol edilmesi demektir. Öfke anında şiddet davranışını yönlendirmemek gerekir” diye konuştu.

Duygu kontrolü ailede öğrenilmeli

Duygu kontrolünün küçük yaşlardan itibaren ailede öğrenilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çelen, “Duygu kontrolü denilen bir şey var. Bu önce ailede başlıyor. Ailede şiddet varsa, kapılar vurulup masalar yumruklanıyorsa, yüksek sesle bağırılıyorsa, iletişimi yüksek sesle ve bu şekilde kuran ailenin çocuğu duygu kontrolünü öğrenemeyecektir. Diyelim çocuk böyle bir aileden çıktı ve okul öncesi kuruma gitti. Evde gördüklerini burada uygularsa diğer çocuklar ondan uzaklaşıyor. Arkadaşların varlığı onun duygu kontrolüne neden olabiliyor” dedi.

Öfke duygusunun devam etmesinin şiddet davranışını yönlendirdiğini, bu nedenle şiddet davranışının kaçınılmaz olduğunu belirten Prof. Dr. Çelen, büyük öfke patlamalarını önlemek için öfkenin biriktirilmeden çıkarılması gerektiğini ifade etti.  Çelen, “Öfke ve şiddeti sadece duygu kontrolü yetersizliği olarak da açıklayamayız” dedi.

Şiddet model olarak alınır

Prof. Dr. Çelen, “Şiddete sokakta gördüğümüz ya da arkadaşlar arasında yaşanan kavgalarda, okulda yaşanan zorbalıklarda şahit oluruz. Şiddeti sadece canlı kaynaklardan öğrenmeyiz. Gerçek hayatta gördüğümüz şiddet aynı zamanda sinema ya da televizyondaki filmlerde, video oyunlarında da karşımıza çıkabilir. Şiddeti sanal kahramanlardan da öğreniriz. Çünkü şiddet uygulayıp da ödül alan bir kahraman var ise o model alınır. Şiddet uygulayıp da ödül alınmayan bir oyun yoktur” diye konuştu. Farklı şekilde öğrenme stillerinin bulunduğunu, model alarak öğrenmenin de bunlardan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Çelen, “Herkesi model olarak almıyoruz. Prestijli ya da güçlü bir şekilde ödül alanları sanal da olsalar tercih ediyoruz ve içselleştiriyoruz. Özellikle sanal oyunlarda zarar vererek ödül kazanma kolay bir şekilde modellenebiliyor. Ayrıca oyunlar partnerli oynanıyorsa ikili ya da çok kişiyle oynanan oyunlarda farklı durumlar yaşanabilmektedir. Partnerden biri hata yapıp da skor düşerse karşı partner agresifleşebiliyor, söz düelloları başlayabiliyor. Hata yapan tarafta aşağılık duygusu ve depresyon görülebiliyor” diye konuştu.

Donakalım ertesi öfke yükseliyor

Bazen kişinin öfkesini karşı tarafa yönelttiğini bazen de kişinin kendine zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Çelen, “İnsanoğlunda görülen donakalım (frustrasyon)  diye bir fizyolojik süreçten de söz edilebilir. Diyelim ki birine telefon etmeniz gerekiyor ama bakıyorsunuz şarjınız bitmiş. Çok önemli bir durum var, dona kalım yaşanır sonra öfke ve arkadan şiddet davranışı oluşur ve telefonu yere atıp kırabilir. Kişi ya da sosyal ortam tarafından engellenen bireylerde bazen çevresinde rahatlıkla ulaşabileceği ağır bir şey, bıçak ve ateşli silahı varsa onu kolaylıkla kullanıyor. Hatta sonra yaraladığı ya da öldürdüğü kişinin ardından oturup ağlayabiliyor. Bu durum duygu kontrolünün olmadığına da örnek verilebilir” diye konuştu.

İntihar kendine zarar vermenin son noktası olabilir

Şiddetin sadece başkasına yönelik ortaya çıkmayacağını, bazen de kişinin kendine zarar verebileceğini belirten Prof. Dr. Çelen, “Kişi tırnaklarını yer, tırnak etlerini yer, ağız içindeki etler çiğneyebilir. Hatta faça atmak da bunlara örnek verilebilir. Birey öfkeyi başkasına yönlendirmediği takdirde kendisine yöneltiyor. Bunun son kertesi intihar etmektir. Dışa dönük saldırganlığın en son evresi ise adam yaralamak ve adam öldürmektir” dedi.

Öfkeyi biriktirmeden atmak gerekiyor

Büyük öfke patlamalarını önlemek için öfkenin biriktirilmeden çıkarılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çelen, “Freud ve onun gibi psikanalistler, iki enerjiden bahseder. Biri libidal enerji yaşamımızı sürdürmeye yarayan yaşam enerjisi, diğeri ise thanatos dediğimiz yıkıcı enerji. Biriktirip biriktirip patlamamak önemli. Öfkenizi biriktirmeden ufak ufak küçük şeylerden çıkarabilirsiniz. Bir kâğıdı parçalayabilirsiniz ya da duvara yumruk atabilirsiniz bir şeye tekme atabilirsiniz. Bunlar o enerjinin yükünü azaltabiliyor ama biriktirme sonucu daha yıkıcı bir enerji meydana geldiği için zararlı olabiliyor. Bunları velilerin öğrenmesi gerekiyor” tavsiyesinde bulundu.

Ceza vermek yerine açıklama yapılmalı

Çocuğa ya da gence olumsuz davranışını yok etmek için fiziksel ceza vermenin ya da çeşitli şekillerde engellemenin yani sokağa çıkmasına engel olmanın, hafta sonu yeşil sahada oynamasına izin vermemenin, harçlığını kesmenin bir çözüm olmayacağını belirten Prof. Dr. H. Nermin Çelen, “Ceza değil, çocuğa açıklama yapılmalı. Oyunun ya da filmin olumsuz yönleri anlatılmalı. Ebeveyn çocuğun oynadığı oyunla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Her zaman şiddetin iyi sonuçları olmadığını belirten örnekler bulmalı ve bunları yaparken asla çatışma yaşanmamalıdır. Unutulmaması gereken bir nokta var: Gençler sadece siyah ve beyazı fark eder aralardaki griler yetişkinlerindir. Bu durum iletişimi engelleyen en önemli faktördür. Ebeveyn yetişkin olduğundan konuşma sırasında itidalini kaybetmemelidir. Hatta çocuğundan istemediği şeyi kendisi yapmamalıdır. Ebeveyn yetersiz olduğu konularda okuldan, öğretmenlerden ve rehber öğretmenden yardım istemelidir” tavsiyesinde bulundu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.