enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,3492
EURO
37,4535
ALTIN
3.025,69
BIST
8.676,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
14°C
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Çok Bulutlu
17°C

Sedef Kabaş’ı tutuklama kararına ilişkin Türkiye Barolar Birliği’nden açıklama: Korku iklimi yaratılmasının bir parçasıdır

Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına ilişkin açıklamada bulunan Türkiye Barolar Birliği, “Hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama …

Sedef Kabaş’ı tutuklama kararına ilişkin Türkiye Barolar Birliği’nden açıklama: Korku iklimi yaratılmasının bir parçasıdır
22.01.2022
142
A+
A-

Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına ilişkin açıklamada bulunan Türkiye Barolar Birliği, “Hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararı, bu kararın bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verdi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB), gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. TBB’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

* Gazeteci Sedef Kabaş, ulusal bir televizyonda katıldığı programda kullandığı ifadeler nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla sabaha karşı evinden gözaltına alınmış, sevkedildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. ve Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi uyarınca herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir.

* Gerek Anayasa’da gerekse Sözleşme’de ifade özgürlüğünün sınırlanabileceği haller düzenlenmiş ve ifade özgürlüğünün sınırları söz konusu düzenlemeler ve yargı içtihatlanyla belirlenmiştir.

* Önemle ifade edilmelidir ki; kamuoyunu bilgilendirmekle ve kamuoyunun bir görüş oluşturmasına imkan sağlamakla görevli gazetecilerin ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda, özgürlük ve hak alanı çok daha geniş bir çerçevede ele alınmaktadır.

* Gazetecilerin ifade özgürlüğünün daha geniş bir çerçevede korunmasının sebebi; dile getirdikleri olgu, düşünce ve kanaatlerin engellenmesinin aynı zamanda kamuoyunun haber alma ve kanaat oluşturma hakkını engeleyebilecek olmasıdır.

* Keza, politikacıların ve kamuoyuna mâl olmuş kişilerin eleştiriye tahammüllerinin de daha geniş olması beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uzun yıllara yayılmış çok sayıda kararına yansıdığı üzere kamu yetkililerinin eleştiriler karşısında diğer kişilerden daha az koruma sahibi olması beklenmektedir.

* 1986 tarihli Lingens v. Avusturya kararından bu yana bir politikacıya karşı yapılan eleştirinin sınırının özel bir kişiye yapılandan daha geniş olması gerektiği yüzlerce farklı kararda vurgulanmış, Anayasa Mahkemesi de kendi içtihadını bu doğrultuda oluşturmuştur.

“CUMHURBAŞKANI’NA HAKARET SUÇU İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANMASI İÇİN ARAÇ OLARAK KULLANILIYOR”

* Türk hukukunda özel bir ceza düzenlemesi konusu olan ve Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’, ülkemizde yoğunlukla ifade özgürlüğünün kısıtlanması için bir araç olarak kullanılmakta, bu kapsamda yapılan soruşturmalar, gözaltı işlemleri ve tutuklamalar, evrensel hukuk prensipleriyle çelişmekte ve kamuoyu üzerinde bir baskı yaratma vazifesi görmekte, gözdağı niteliği taşımaktadır.

“KORKU İKLİMİ YARATILMASININ BİR PARÇASI”

* Gazeteci Sedef Kabaş’ın soruşturmaya konu ifadelerinin ifade özgürlüğü sınırlarını aşıp aşmadığı konusunda değerlendirme yapmak yetkisi, yukarıda belirttığımiz ulusal ve uluslararası standartlar çerçevesinde muhakkak ki bağımsız yargı mercilerine aittir.

* Ancak TCK 299. madde kapsamında yürütülen bir soruşturmada sabaha karşı gözaltı işlemi yapılması, hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararı, bu kararın bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu göstermektedir.

* Türkiye Barolar Birliği olarak Anayasa ve uluslararası insan hakları belgeleri ile yargı içtihatlarının belirlediği sınırlar çerçevesinde ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapmaya devam edeceğimizi, süreci yakından takip ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

ERİNÇ SAĞKAN: YARGI ELİ KULLANILARAK YARATILMAYA ÇALIŞILAN KORKU İKLİMİ…

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise, “Yargı eli kullanılarak yaratılmaya çalışılan korku iklimine karşı hak ve özgürlükler için mücadele etmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.