Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de 2019 sonbaharında ABD ve Rusya Federasyonu’nun devreye girmesi …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de 2019 sonbaharında ABD ve Rusya Federasyonu’nun devreye girmesi sonrası durdurulan harekatını yeniden başlatma söylemini yükselttiği bir esnada Moskova’dan arka arkaya ikazlar yükseldi. Moskova’dan ‘Ankara’nın güvenlik kaygılarının anlayışla karşılandığı’ beyanları, Türkiye’de harekat için yeşil ışık yakıldığına yorulurken, mesele Astana mekanizmasının toplantısı sırasında da gündeme taşındı. Türkiye, Rusya ve İran’ın garantör konumunda olduğu görüşmelerin ardından ortak açıklamada yeni Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı tekrarlanırken, taraflar ‘sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündeme karşı işbirliğini sürdürmenin’ vurgulanması dikkat çekti.
Astana görüşmeleri sırasında ve sonrasında Rusya Federasyonu’nun özel temsilcisi Aleksandr Lavrentyev de art arda açıklamalar yaptı. Lavrantyev, Suriye’ye yeni harekatın Türkiye’nin güvenlik sorununu çözmeyeceğini belirtirken, bunun ancak Suriye hükümetiyle iş birliğiyle halledilebileceğini kaydetti. Türkiye’nin Suriye topraklarında bir bölgeyi daha ele geçirebileceğini söyleyen Lavrentyev ancak bunun sonuçlarını kestirmenin zor olduğunu vurgularken, amaçlarının Ankara’yı harekata girişmeme konusunda ikna etmek olduğunun altını çizdi. Rus temsilci olası bir harekatın Türkiye ile Suriye ordularını karşı karşıya getireceği ve bölgede ayrılıkçı eğilimleri de güçlendireceğini ekledi.
Nursultan’daki Astana görüşmeleri, Rusya’nın mesajları ve Suriye’deki durumu gazeteci-yazar Musa Özuğurlu ile konuştuk.
‘Rusya YPG’nin varlığını sorun olarak görüyor’
Musa Özuğurlu’ya göre, Astana bildirisinde ‘ayrılıkçılık’ vurgusuyla Türkiye’nin hassasiyetleri yansıtılırken, hem Rusya hem de İran’dan gelen açıklamalar iki ülkenin olası bir yeni harekatına itirazlarını koymaları anlamına geliyor. Özuğurlu, özellikle Moskova’nın Suriye yönetimiyle işbirliğini salık vermeye devam etmesine ve Ankara herhangi bir operasyona girişse bile Şam’ın aleyhine olmayacak koşullara yaratma çabasına vurgu yaptı:
“Bu tip bildirilerde tarafların her kelimeye dikkat ederek katkıda bulundukları ve dolayısıyla kimlik hassasiyetlerini yansıttığını biliyoruz. Bu bildiriye baktığımız zaman Türkiye’nin özellikle bir yoğun çaba içinde olduğu, Rusya ve İran’ın da bir şekilde Türkiye’nin bu hassasiyetine itiraz etmediği görülüyor. Birincisi Türkiye’yi küstürmek istemiyorlar. Diğer yandan sorunun ABD’nin lehine gelişmesini de istemiyorlar. Dolayısıyla Türkiye’nin orada bir operasyon yapma olasılığı var. Bunu kısmi olarak ya da belirli bir yoğunluğa kadar kabul edebilirler. Ama üzerinde durdukları nokta Türkiye’nin bunu Suriye’nin aleyhine olacak şekilde yapmaması üzerinde. Bu bildiride böyle bir dengenin tutturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Lavrentyev’in de açıklamaları var, bence orada Rusya tavrını çok daha net koymuş. Rusya bu meselenin Suriye ile işbirliği halinde devam etmesi gerektiğini ifade ediyor. Hem Türkiye’ye hem de YPG’ye çağrı yapıyor. Sınırda YPG’nin olmasına da vurgu yapmış. Rusya’nın Türkiye’ye anlayışla yaklaştığını önceki açıklamalarından hatırlıyoruz. Rusya’nın böylece YPG’nin varlığını sorun olarak gördüğünü de anlıyoruz. Lavrentyev’in açıklamasını Astana açıklamasına eklersek. Tarafların hassasiyetini gözeten ama aynı zamanda Rusya’nın desteklediği Suriye’nin aleyhine olacak bir şey istemedikleri, İran’ın da aynı şekilde hem Türkiye’nin orada alan kazanmasını istemediği ama aynı zamanda Suriye’nin hassasiyetini göz önüne alması gerektiği düşüncesini yansıtan bir açıklama bence. Rusya teknik bilgileri de içeren bir tonda uyarıyı her zaman yapıyor. Türkiye’ye karşı bunu hep böyle yaptı ve gerçekten dürüst. Türkiye’nin gerçekleşirse olası operasyonu geniş bir alanda olamayacak. Fırat’ın batısında Azez taraflarında çok küçük bir alanı kaldığını görüyoruz. Cerablus da var. Ama Fırat’ın doğusunda Hayrunnisa’ya kadar inen çizginin arasında bulunan bölüm var ki orada Suriye ordusu var. YPG konuşlanması da var.”
‘1 milyon sığınmacı yerleştirme girişimi sorunları çözmez’
Ankara’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki bölgelere 1 milyon sığınmacı yerleştirmekten bahsettiğini ancak Şam’ın buna karşı olduğunu anımsatan Özuğurlu, böylesi adımların sorunu çözmeyeceğini tersine daha da karmaşıklaştıracağını vurguladı:
“Pratikte 1 milyon sığınmacının yerleştirilmesinden bahsediliyor. Hiçbir şekilde sorunu çözmeyecek. Suriye, Türkiye’nin düzensiz, bir planlama yapılmadan oraya birilerini yerleştirmesine karşı. Suriye’de de göçmenlerle ilgili bir konferans var. Faysal Mikdad açıkça söyledi, ‘göçmenlerin kesinlikle ülkelerine dönmesine karşı değiliz ama Türkiye’nin oralara kendi adamlarını yerleştirmesine karşıyız’ dedi. Burada Türkiye’ye karşı başka bir itham da söz konusu. Rusya’nın bu uyarısı yerinde bir uyarı ve durumun daha da karmaşıklaştırılmasının başlıklarından bir tanesi. Türkiye’ninki sadece bir askeri operasyon değil, böyle bir adımı da orada durumu karıştıracaktır. Çünkü insanlar Suriye’nin neresinden göçmüş olurlarsa olsunlar başka yerlere yerleştirilmiş olacak. Yani bir yandan yerel tepki, bölgelerin sahiplerini düşünmek lazım. Demografi değişeceği için Rusya, çok büyük rahatsızlıkların yaşanacağını öngörüyor.”
‘Rusya Türkiye’yi Afrin’in tekrarı olmayacağı uyarısı yapıyor’
Moskova’dan mesajları sadece ‘görüş bildirme’ olarak görmemek, uyarı olarak almak gerektiğini söyleyen Özuğurlu, çizilen marjların dışına çıkılması halinde Suriye ordusuyla çatışma riskine atıf yaptı. Özuğurlu’ya göre Rusya ‘bir şeyleri’ öngörerek ‘işler karışabilir’ mesajı veriyor:
‘Suriye tarafının bu kez daha hazırlıklı beklemesi, Türkiye’nin operasyon olasılığını ciddiye aldığını gösteriyor’
Özuğurlu’ya göre Suriye tarafı bu sefer daha hazırlıklı bir bekleyiş içerisinde. Bunun da Ankara’nın operasyon olasılığını ciddiye aldığı anlamına geldiğini belirten Özuğurlu, Ankara’nın ABD, Rusya, İran’ın istemediği bir operasyona girişmesi ihtimalini yarı yarıya gördüğünü aktardı: