enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5465
EURO
36,0071
ALTIN
3.008,38
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Parçalı Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın: İlahiyat’a üstün zekalı çocukları yönlendirmeliyiz

Dünyaca ünlü beyin cerrahlarından biri olan ülkemizin yetiştirdiği kıymetli bilim adamı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın İslam dünyasının ayağa …

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın: İlahiyat’a üstün zekalı çocukları yönlendirmeliyiz
14.11.2022
84
A+
A-

Dünyaca ünlü beyin cerrahlarından biri olan ülkemizin yetiştirdiği kıymetli bilim adamı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın İslam dünyasının ayağa kalkması için, Türk milletinin ayağa kalkması gerektiğini vurguladı.

Yeni Akit Gazetesi’nden Fatma Gülşen Koçak’a konuşan düşünür, edip, şair, güftekâr, musikişinas, filozof, hattat gibi vasıfları da üzerinde hakkıyla taşıyan Aydın, İslam dünyasının yeniden ayağa kalkması noktasında da önemli önerilerde bulundu.

“TÜRKİYE AYAĞA KALKMADIĞI MÜDDETÇE İSLAM ALEMİ AYAĞA KALKAMAZ”

Prof. Dr. Aydın “İlk binden ilahiyata öğrenci alıp özellikle Diyanet Vakfı tarafından bunlara en az 5 ile 10.000 lira karşılıksız burs verip; bunları fizik, kimya, matematik ile de mücehhez kılıp beş-altı lisan öğretip, dışarı da bırakmayacaksınız. Çünkü bu millet ayağa kalkmadığı müddetçe İslam alemi ayağa kalkamaz. Benim kanaatim budur” dedi.

Çocukluk ve gençlik yıllarında nasıl bir hedef belirlemiştiniz. İdeallerinizi belirleyen etkenler neler oldu?

10 yaşında Trabzon’da parasız yatılı devlet imtihanlarına girdik. Ben parasız yatılı devlet imtihanını kazandım. Öğretmen okulu imtihanını kazandım. Trabzon lisesi yatılısını kazandım. Fakat dedem dedi ki: “İmam hatip okuluna gidecek”. Sonra gittim.

“16 YAŞINDA MEZUN OLDUM”

Sınıfları atlayarak mı geçtiniz?

16 yaşında mezun oldum. Hatta beni üniversiteye almadılar. Babamın imzasını istediler. Dediler ki, sen küçüksün. Babamın imzasıyla girdim. İslam Enstitüsü ayrı imtihan yapıyor. O zaman üniversiteye gidemiyoruz biz. Üniversiteye girişimiz yasak. Erzurum Atatürk Üniversitesi İslam Enstitüsüne girdik.

Bugün üstün başarılar elde etmenizde eşinizin nasıl katkıları oldu?

Geldiğim dünyadan gelmiş olduğum bilimsel noktada eşimin çok katkısı var. Aldığım ödüller ona aittir. Bu arada bunu söyleyeyim size. Dedeme çok bağlı olduğumuzu anlatmak için söylüyorum bunları.

Beyin cerrahı olmak noktasında çıktığınız yürüyüş nasıl devam etti?

Biz o zaman yedi yıl okuduk tıp fakültesini. Gerçi ben 6 buçuk yılda bitirdim. O da ayrı. Beyin cerrahı olacaktım. O zaman beyin cerrahi kürsüsü yok, genel cerrahi içerisinde. İşte, birisi ben dahiliyeci olacağım, diğeri ben kadın doğumcu olacağım, diyor. Ben beyin cerrahı olacağım diyor falan hep o şekilde fakülte bitti.

Dünyaya nasıl açıldınız?

Çapa’da büyük hocalarımız var, fakat oradan dünyaya açılmamız gerekiyordu. İsviçre’ye gittim, ihtisas tezimi orada yaptım. Uzun hikaye ama tabii hayatımın olgunlaşmasında, oluşmasında birçok hocaların gerek maddi gerekse manevi etkisi olmuştur. Hayatıma dokundular ve hâlâ dokunmaya devam ediyorlar. Dedemin o manevi elini hâlâ üzerimde hissediyorum.

5 BİNDEN FAZLA AFORİZMAM VARDIR

Yazmakla aranız nasıl?

Defter kalem benim aşkımdır, sevdamızdır. Onlardan ayrı duramam. Mesela 5 binden fazla aforizmam vardır vecizem vardır. Hatta işte dünyada en çok aforizması olan Nietzsche’dir. Işte bu sene Bilkent Üniversitesi’nde bir proje yapıldı. Benim aforizmalarım dikkate alınarak Nietzsche ile beni karşılaştırdılar hatta orada bir animasyon yaptılar. Ben Nietzsche’yi dövüyorum, yumruk atıyorum.

Beş bin aforizma çıktı. Aforizmalarım var zaten, 5 cilt olarak çıktı. Yılbaşında tek bir cilt olarak çıkacak. Onların çoğunu uykuda yazmışımdır.

Bu kadar farklı alanla ilgilenmek kolay değil. Nasıl başarıyorsunuz?

Hırslı bir insanım ben onu söyleyeyim. Ben eğer yapacağım dersem yaparım hâlâ öyleyimdir. İşte şubatta Allah nasip ederse yetmişe gireceğiz ama hiç bırakmam. Yani kafama koyduğumu yaparım, inadım. Şunu söyleyeyim ben hat ile meşgul oluyorum. Benim hakkımda hattattır, filozoftur, şairdir, müftekardır, musikişinasdır diye yazmışlar. Bu arada benden 200’den fazla beste yapılmıştır.

Yedi tane şiir kitabım vardır. Yani son iki tanesi hep aruzdur zaten aruzun da en zor formunu kullanmışımdır. Epey rubaim vardır. Rubai tarzında yazmışımdır. Hatla ilgilenmişimdir. Felsefe ile ilgilendim. Biliyorsunuz bir kitabım bu yıl felsefe dalında “Altın Kalem” ödülü aldı.

İlahiyatla ilgileniyorum, teoloji ile ilgileniyorum ama şunu söyleyeyim, musiki ile ilgileniyorum. Ben kafama koymuştum. Tübitak ödülü alıncaya kadar ben mesleğimin dışında kitap yayınlamayacağım dedim. Öyle de oldu. 1990’da Tübitak ödülü aldım ki o, İsviçre’de ihtisas çalışmam esnasında geliştirdiğim bir ameliyat yöntemidir.

2000 yılında yine Amerika’da International Lecture seçildim. Amerikan Beyin Cerrahisi Akademisi’nde Uluslararası Büyükelçisi’yim. Hâlâ o görevdeyim.

TEMEL BİLİMLERDE ADAM YETİŞTİREMİYORUZ

Güncel konulardan da birkaç soru sormak istiyorum. Türkiye’nin temel problemi nedir ve çözüm konusunda ne önerirsiniz?

Evet, çok güzel. Bu önemli bir soru aslında. Ben buradan anne babalara sizin vasıtanızla seslenmek istiyorum. Temel bilimlerde adam yetiştirmemizdir. Eğitim problemidir. Benim elimde yetki olsa ilk yapacağım şey üniversiteleri kapatmak olacaktır. Böyle üniversite olmaz, böyle üniversite olmaz. Böyle bilim adamı olmaz.

Açık konuşuyorum, elimde yetki olsa son beş yılda alınan doçentlik ve profesörlükleri iptal eder yeniden imtihana sokarım onları. İmtihansız doçent ve profesörlük olmaz. Böyle uyduruk şeyler olmaz. Benim kanaatim budur.

Sizin çözüm öneriniz nedir?

Hepsi için belki söylemiyorum ama 1933 üniversite reformu gibi, tabii ki onun eleştirilecek çok yönü var. Eleştirilecek birçok yönü olmasına rağmen yeni bir üniversite reformuna, bir eğitim reformuna ihtiyaç var. Eğitim anne karnında başlar.

Her şehre üniversite açılması doğru karar mı?

Her köye bir üniversite açılmasının doğru olduğu kanaatinde değilim. Üniversite açmak, hoca yok çünkü böyle herkese bir unvan yapıştırmakla bir gecekonduya üniversite tabelası asmakla olmaz.

DEVLET ADAMLARININ EN İYİSİ İLİM ADAMLARINA YAKIN OLANDIR

Kıymetli hocam, millet olarak yaşadığımız kültürel bir çözülme var. Hepimiz şikayet ediyoruz. Bu çözülme hakkında ne söylersiniz ve bu dar boğazdan nasıl kurtulabiliriz?

Ben bir anlamda da dini boyutuna gelmek isterim. Çünkü biz geleneğimizi din, dinimizi gelenek yaptık.

Yani bu böyle. Bu Müslüman olduğunu iddia edenler, gerçek Müslüman olmadıktan sonra ayağa kalkmak mümkün değildir. Yani dedik ya Müslüman olmak sadece domuz eti yememek değildir. Başkasının hakkında domuz eti yememektir.

Nisa suresinin 58. ayeti buna kâfidir. Bu bakımdan, bu kafayla bir yere varılamaz. Temel bilimlere ağırlık vermek lazım ve siyasi mülahazalardan uzak durmak lazım. İlim adamlarının en iyisi devlet adamlarına uzak durandır. Devlet adamlarının en iyisi ilim adamlarına yakın olandır. Devlet adamlarının sofrasında olan ilim adamlarının fetvasıyla amel edilmez.

Peki efendim böyle giderse gelecek yüzyılı nasıl kurabiliriz? Türkiye yüzyılı nasıl başarılı olur?

Gelecek yüzyıla hiç iyi bakmıyorum. Hiç iyi bakmıyorum. Onu söyledim özellikle temel bilimlerde fizik, kimya, matematik alanlarda öğrencilerimizin genç çocuklarımızı, zeki çocuklarımızı bu alanlara yönlendirmeliyiz.

Devlet bunlara destek olmalı. Devlet bunlara karşılıksız burs vermeli. İlahiyat alanında da öyle. Bakın ilahiyatların durumu kötü, hoca da çok yok. Allah’tan Elmalı Hamdi Yazır, tefsir yazdı.

Sen ne diyorsun kardeşim? Cesaret yok. Yani kardeşim tamam, Kadı Beyzavî böyle diyor, İbn Kesir böyle diyor, Faruk İbn-i Nazım böyle diyor, Elmalı böyledir, ben de böyle diyorum kardeşim. Ne var bunda?

Yok yok, fizik bilmezsen o ayeti anlayamazsın. Kimya bilmezsen matematik bilmezsin, anlamazsın. Kur’an’ın bir matematiği vardır. Ben buna matematiğin konnektomu diyorum. Beynimizin bir konnektomu vardır, her şeyin konnektomu, algoritması vardır.

Kur’an’ın da bir algoritması vardır. Kur’an’ın algoritmasını çözmek için matematik bilmek lazım, biyoloji bilmek lazım, kimya bilmek lazım, fizik bilmem lazım ve daha birçok şey bilmek lazım.

SIYASETÇİ-BİLİM ADAMI İLİŞKİSİ

Biraz önce siyasetçiler bilim adamlarına yakın olsun dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Siyasetçilere tavsiyem şudur, bilim adamlarına yakın olsunlar. Adam doktor değil, sağlık danışmanı oluyor. Nasıl iş bu iş? Kur’an’da Allah peygamberine, “İstişare et” diyor. Kiminle istişare edeceksin? Erbabı ile. Enbiya suresinin 7. ayeti, “İlmi olmayanın peşinden gitme.” Ben Kur’an’dan örnek veriyorum. Erbabına sor. Adam tıp fakültesinin önünden geçmemiş adama ahkam kesiyor devletin televizyonlarında şurada burada bu doğru değil. Ben hekim olduğum halde kadın doğumla ilgili bir hasta bir soru sorunca benim branşım değil diyorum. Ben öyle diyorum ama maalesef tıp fakültesinin önünden geçmeyenler bu millete sağlık satıyorlar. Olmaz, efendim. Çarpım tablosunu bilmeyeni teknik üniversiteye rektör yapamazsın. Kur’an okumasını bilmeyeni ilahiyata dekan yapamazsın. Yapıyorsun demiyorum, yapamazsın.

Yani kalkıp da bir teknik üniversiteye bir hekimi rektör yapamazsınız. Elektrik elektronik fakültesine bir beyin cerrahını dekan yapamazsın.

EMANET EHLİNE VERİLMELİ

Ehliyet ve liyakat olmadan tekrar ayağa kalkmak mümkün mü?

Dünya çapında bilimselliğini ispat etmeyen insanı ben yönetici yapmam kardeşim. O kadar. Dünya çapında. Sahasında yani hürriyetini, istikbalini, istiklalini armatörlüğünü ispat etmemiş, ilan etmemiş kişiyi ben bir bilim kurulunun başına getirmem hoca da yapmam. O kadar.

Yani onun için emaneti ehline verecek dedi ki saydık. Adalet, ehliyet, meşveret, maslahat ve emanet bunlara dikkat etmek lazım. Onun için siyaset, ben bilemem yani dedim ya. Ulemanın iyisi umeraya uzak olandır. Umeranın iyisi ulemaya yakın olandır. Bu kadar.

İnsanoğlu beyninin tamamını kullanabilir mi? Millet olarak beynimizi kullanabiliyor muyuz?

Kullanabilir. Keşke kullansak. Şu anda kullanamıyoruz. Eğer siz hayal edebiliyorsanız hayalinizi yapabilirsiniz. Hayal eden beyin başarır ama biz hayal etmiyoruz. Hayal etmeyi zul sayıyoruz.

Allah her şeyi beynimize yüklemiştir. Aklından geçen her şeyi hayal edebiliyorsan başarabilirsin. Biz beynimizin %2’sini kullanıyoruz. Yalan, hiç kullanmıyoruz. Kullandığımız refleks, hayal etmiyoruz.

Eğer siz buradan anında şu parmağınızı uzatıp da dağın tepesini şöyle düzleştirmeyi düşünebiliyor musunuz? Düzleştirebilirsiniz. Şimdi yüz sene önce iki yüz sene önce sana deselerdi ki ya işte oturacaksın orada bi cama bakacaksın da işte bilmem Amerika’dan izleyeceksin.

Bak, bugün ben size diyorum ki burada ben sizinle konuşurken Amerika’da ameliyat yapabiliyorum. Japonya’da konferans veriyorum. Buradan ayda ameliyat yapabiliyorum. Buradan robotik cerrahiyle beraber. İnsanların hayali geleceğinin, istikbalinin garantisidir.

BU MİLLET AYAĞA KALKMADIĞI MÜDDETÇE İSLAM ÂLEMI AYAĞA KALKAMAZ

İhtiyaç duyduğumuz alanlar nelerdir?

Temel bilimlerde bizim ihtiyacımız vardır. Yani, anne babalar, zeki çocuklarını çalışkan çocuklarını doktor ve mühendis yapmaktan ziyade fizik, kimya, matematik, moleküler, biyoloji, genetik alanlarında yetiştirilmesini gerektiğini ifade ediyorum.

Tabii bu arada devletin bunlara destek olması önemli. Yani, mesela bakın ben mesleğimi seven bir insanım. Beyin cerrahisi çilesi hiç bitmeyen bir tarikattır. Beyin cerrahisi çilesi hiç bitmeyen bir yoldur ve mesleğimi çok seviyorum.

Her biri bin yıl olan bin ömrüm olsa hepsini de beyin cerrahisine veririm o ayrı bir konu. Ama diyelim ki on binlerce insanın ameliyatını ve tedavisini yaptık. Şifasını Allah veriyor o ayrı. Biz tedavi yaparız, şifayı Allah verir ama bir molekül bulmuş olsaydık, milyarlarca insanı kurtarmış olurdun.

Temel bilimlere çocukları yönlendirmekle kalmayıp destek de olmak gerekir değil mi?

Temel bilimlerde, fizik, kimya, matematik, moleküler, biyoloji, genetik bu alanlarda zeki çocuklarımızı bu alanlara yönlendirmek ve bu alanlarda devletin özellikle bunlara destek vermesi bir başka konu özellikle ilahiyat alanında ilk binden ilahiyatta öğrenci alıp özellikle Diyanet Vakfı tarafından bunlara en az 5 ile 10.000 lira karşılıksız burs verip bunları hem fizik, kimya, matematik ile beraber mücehhez kılıp beş-altı lisan öğretip ve bunları da bırakmayacaksın dışarıya. Onlara dünya çapında bilim adamı olmaları için destek vermek lazım. Benim kanaatim budur.

Çünkü bu millet ayağa kalkmadığı müddetçe İslam alemi ayağa kalkamaz. İslam âlemi ayağa kalkmadığı müddetçe insanlık ayağa kalkamaz, insanlık ayağa kalkmadığı müddetçe de hayat bulamaz.

KAYNAK: YENİ AKİT
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.