Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Salih Zeki Altun’un Yönetim Kurulu üyesi olduğu bir inşaat firmasının, Beykoz’da satışa sunduğu dairelerin …
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Salih Zeki Altun’un Yönetim Kurulu üyesi olduğu bir inşaat firmasının, Beykoz’da satışa sunduğu dairelerin reklamını “Türk vatandaşlığına uygun” sözleriyle yapması ortalığı fena karıştırdı.
ZAFER PARTİSİ İKİ YÜZLÜLÜKLE SUÇLANDI
Tanıtım videosunun ilgili bölümünün sosyal medyada paylaşılması üzerine Zafer Partisi‘ne ve Salih Altun’a tepki mesajları yağdı. Mesajlarda, yabancılara konut satışıyla vatandaşlık verilmesine karşı açıklamalarıyla ve mülteci/sığınmacı/göçmen karşıtı söylemleriyle bilinen Zafer Partisi iki yüzlülükle suçlandı. Salih Altun’un istifa etmesi ya da görevden alınması çağrıları yapıldı.
ALTUN İSTİFA ÇAĞRILARINA OLUMSUZ YANIT VERDİ
Altun ise tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, şirketinin inşa ettiği taşınmazların yüksek fiyatlara satıldığını söyleyip “Satış sonrasında vatandaşlık almak üzere başvuru yapılmışsa da bu bizim bilgi ve kontrol yükümlülüğümüz dahilinde değildir” dedi. İstifa çağrılarına ise olumsuz yanıt verdi. Altun’un açıklaması şöyle:
“Twitter’da sığınmacılara vatandaşlık karşılığı daire satışı yaptığım hakkında yapılan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Yönetim Kurulu’nda yer aldığım inşaat şirketine ait taşınmazlar mevzuatta vatandaşlık için gereken asgari tutarın hayli üstündedir. Vatandaşlık alınması maksadıyla yapılan kapsül taşınmazlar değil, yaşam alanları inşa etmek firmamızın temel maksadıdır. Dairelerimizin satışı ise zaman zaman kendi satış ekibimiz tarafından zaman zaman ise satış acentelerince yürütülmektedir.
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Salih Zeki Altun.
“HABERLERE İLİŞKİN TÜM HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIM”
İlgili mevzuatın hazırlanması bize değil iktidar ve meclise ait bir çalışma olup satış sonrasında vatandaşlık almak üzere başvuru yapılmışsa da bu bizim bilgi ve kontrol yükümlülüğümüz dahilinde değildir. Bu yola ‘Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetinde’ hissetmem sebebiyle çıktım ve bu sebeple siyasi hayatta bir görev edindim. Tıpkı bize Atatürk tarafından emrolunduğu gibi.
Beni, Yönetim Kurulu’nda bulunduğum şirketi hedef alabileceklerini bilmeme rağmen hissettiğim bu ihtiyaç doğrultusunda bu yola çıkmakta tereddüt etmeyişimden; gerçeği söylemeye veya yazmaya muktedir olmayan kişilerin yaptığı haber veya asılsız iddialar sebebiyle vazgeçmeyeceğimi belirtmek isterim. Şahsıma ve ticari kimliğime zarar vermek amacıyla yapılan haberlere ilişkin tüm hukuki yollara başvuracağım.”