Ömer Çelik’in açıklamalarından önemli başlıklar; Terörle mücadeleye en kararlı şekilde devam ediliyor. Ancak ne zaman terörle mücadele etsek …
Ömer Çelik’in açıklamalarından önemli başlıklar;
Terörle mücadeleye en kararlı şekilde devam ediliyor. Ancak ne zaman terörle mücadele etsek ‘Endişeliyiz’ açıklamaları geliyor. Kim ‘Endişeliyiz’ diyorsa biz o ülkenin mücadele ettiğimiz terör örgütleri tarafından bir enstrüman olarak kullandığını düşünüyoruz. Bunu diyenlerin ‘Destekliyoruz, sonuna kadar arkanızdayız’ demeleri lazımdı. Bu yanlışı yapanlar bunu en son Afganistan’da yaptılar ve demokrasinin kaybettiği bir tablo ortaya çıktı.
Bizim demokrasimiz için verdiğimiz bu mücadele bir yandan da terörü enstrüman olarak kullananlarla mücadeledir.
CUMHURBAŞKANI’MIZIN SÖZLERİNİ ÇARPITTILAR
Efes tatbikatı büyük katılımlı geniş çaplı bir tatbikat olarak dünyada ses getirdi. Bu tatbikat vesilesiyle Ege adalarının silahlandırılması konusunda Cumhurbaşkanımızın önemli açıklamaları oldu. Bu açıklamalar sonrası Yunanistan sözleri çarpıttı.
Miçotakis Adaların silahlandırılmasından vazgeçmek gibi modası geçmiş işlerle uğraşmayız dedi. Adaların silahsızlandırılması hukukun gereğidir. Eğer siz kafanıza göre bunu söylerseniz ortada bir uluslararası hukuk kalmaz. Ne zaman Yunanistan’ı masaya davet etsek Yunanistan aslı astarı olmayan propagandalar yapıyor. Bu mesajların üstüne ilk atlayan da Fransa oluyor ve bir dizi tartışma başlıyor.
Burada hukuku ihlal eden taraf Yunanistan’dır. Meseleyi diplomatik yollarla çözmek isteyen biziz.
Yunanistan’ın adaların silahlandırılmasının Lozan anlaşmasına aykırı olduğunu, buna rağmen sürekli silahlandırma yoluna gittiğini, Lozan anlaşması ve Paris anlaşmasına rağmen silahlandırmaya devam etmesinin Türkiye’nin sert tavrına ise saldırganlık şeklinde dünyaya yansıtıyorlar.
TÜRKİYE’Yİ MÜTECAVİZ GÖSTERME GAYRETLERİ VAR
Türkiye’nin hukuka uygun olan Mavi Vatan tanımlamasını Yunanistan Başbakanı maksimalist olarak değerlendiriyor. KKTC’nin varlığını bile helenizmin acı çekmesi olarak ABD’de anlattı. Şimdi de Türkiye’yi mütecaviz göstermeye çalışan bir çalışma var. Bununla ilgili eski komutanlarının ifadeleri de çok dikkate şayandır.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu Cumhur ittifakı açısından net ve berrak bir konudur. Cumhur İttifakı’nın adayı bellidir. Millet İttifakı’nda ise sarkaç gibi gidip geliyorlar. Türkiye’de bir göreve talip olan bir kişinin etnik veya başka bir kimliğinin gündeme getirilmesi demokrasiyi zehirleyen bir olaydır. Bu tavır da kendi ittifakı içinden gündeme getirilmektedir. Bu tür tartışmanın gündeme getirilmesini kınıyor ve reddediyoruz.
Türkiye’de herhangi bir makama aday olmak isteyen birisinin etnik kimliği, mezhebi kimliğinin tartışma konusu yapılması demokratik kültürü zehirleyen, insan haklarına aykırı bir durumdur. Türkiye’de mezhebi ve etnik kimlik üzerinden bir hiyerarşi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes birinci sınıf vatandaştır.
Herhangi kimsenin mezhebi, etnik kimliği üzerinden ötekileştirilmesine asla müsaade etmeyiz.Sayın Bahçeli de mezhep üzerinden fitne çıkarmaya heves ve tevessül edenler fitnenin başıdır dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli’nin ifadeleri Cumhur İttifakı’nın ortak görüşüdür. Doğduğu yer üzerinden aidiyetin tartışılmasını her bakımdan reddederiz. Orada bu tartışmanın, ittifakın içerisinde birkaç haftayla çeşitli vesilelerle gündeme gelmesini çok ayıplıyoruz. ,insan haklarına aykırı buluyoruz. Bu tartışmayı topyekün reddediyoruz.