enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,3368
EURO
37,2968
ALTIN
3.029,38
BIST
8.885,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
18°C
İstanbul
18°C
Açık
Cumartesi Çok Bulutlu
15°C
Pazar Az Bulutlu
15°C
Pazartesi Az Bulutlu
15°C
Salı Çok Bulutlu
15°C

Nazım Hikmet şiirleri, Nazım Hikmet sözleri, Nazım Hikmet aşk şiirleri, Nazım Hikmet en güzel sözleri, Nazım Hikmet Kısa ve uzun sözleri, şiirleri

Nazım Hikmet şiirleri araştırılıyor. Nazım Hikmet Ran, Türk edebiyatı ve uluslararası bir üne kavuşan önemli bir şairdir. Bununla birlikte …

Nazım Hikmet şiirleri, Nazım Hikmet sözleri, Nazım Hikmet aşk şiirleri, Nazım Hikmet en güzel sözleri, Nazım Hikmet Kısa ve uzun sözleri, şiirleri
15.01.2022
186
A+
A-

Nazım Hikmet şiirleri araştırılıyor. Nazım Hikmet Ran, Türk edebiyatı ve uluslararası bir üne kavuşan önemli bir şairdir. Bununla birlikte, Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerinden olmuştur. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir. 15 Ocak Nazım Hikmetin doğum günüdür. Eserleri gibi fikirleriyle de döneme damgasını vuran bir şair olmuştur. Nazım Hikmet‘in bazı eserleri, unutulmayacak dizeleri birçok kez beste yapılmıştır. Nazım Hikmet şiirleri, Nazım Hikmet sözleri, Nazım Hikmet aşk şiirleri, Nazım Hikmet en güzel sözleri, NazımHikmet Kısa ve uzun sözleri, şiirleri haberimizde…

NAZIM HİKMET ŞİİRLERİ

  • Ruhum

“Ruhum

gözlerini yumuşacık yum

kucağımdaymışsın gibi bırak kendini

ninni,

uykunda unutma beni

ninni…

Gözlerini yumuşacık yum

yeşil ela gözlerini

ninni ruhum ninni

Sen yukarda yemişli dalların içindesin,

yeşil gözlerin güneş dolu,

dudakların bala bulanmış

ben ağacın dibindeyim,

bir ayağım çukurda…

Ben senden çok önce gideceğim,

sen bensiz kalacaksın ihtiyarlığında…”

  • Kar Kesti Yolu

“Kar kesti yolu

sen yoktun

oturdum karşına dizüstü

seyrettim yüzünü

gözlerim kapalı

Gemiler geçmiyor

uçaklar uçmuyor

sen yoktun

karşında duvara dayanmıştım

konuştum, konuştum, konuştum

ağzımı açmadan

Sen yoktun

ellerimle dokundum sana,

ellerim yüzümdeydi”

  • Mavi Gözlü Dev

“O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Kadının hayali minnacık bir evdi,

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.

Ve elleri öyle büyük işler için

hazırlanmıştı ki devin,

yapamazdı yapısını,

çalamazdı kapısını

bahçesinde ebruli

hanımeli

açan evin”

  • Yaşamaya Dair

“Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.”

  • Güz

“Günler gitgide kısalıyor,

yağmurlar başlamak üzre.

Kapım ardına kadar açık bekledi seni!

Niye böyle geç kaldın?”

NAZIM HİKMET AŞK ŞİİRLERİ

  • Ben Senden Önce Ölmek İsterim

“Ben

senden önce ölmek isterim.

Gidenin arkasından gelen

gideni bulacak mi zannediyorsun?

Ben zannetmiyorum bunu.

iyisi mi,

beni yaktırırsın,

odanda ocağın

üstüne korsun

içinde bir kavanozun.

Kavanoz camdan olsun,

şeffaf,

beyaz camdan olsun

ki içinde beni görebilesin

Fedakârlığımı anlıyorsun :

vazgeçtim toprak olmaktan,

vazgeçtim çiçek olmaktan

senin yanında kalabilmek için.

Ve toz oluyorum

yaşıyorum yanında senin.

Sonra, sende ölünce

kavanozuma gelirsin.

Ve orada beraber yatarız

külümün içinde külün

ta ki bir savruk gelin

yahut vefasız bir torun

bizi ordan atana kadar…”

Gözlerine Bakarken

“Gözlerine bakarken,

güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma.

bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde,

kayboluyorum…

Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,

Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:

sırrını her gün bir parça veren.

fakat hiç bir zaman;

büsbütün teslim olmayacak olan…”

  • Herkes Gibi

“Gönlümle baş başa düşündüm demin;

Artık bir sihirsiz nefes gibisin.

Şimdi ta içinde bomboş kalbimin

Akisleri sönen bir ses gibisin

Mâziye karışıp sevda yeminim,

Bir anda unuttum seni, eminim

Kalbimde kalbine yok bile kinim

Bence artık sen de herkes gibisin.”

  • Hoş Geldin Kadınım

“Hoş geldin kadınım benim hoş geldin

ayağını bastın odama

kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi

güldün,

güller açıldı penceremin demirlerinde

ağladın,

avuçlarıma döküldü inciler

gönlüm gibi zengin

hürriyet gibi aydınlık oldu odam..

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.”

  • İkimiz

“İkimiz de biliyoruz, sevgilim

öğrettiler:

aç kalmayı, üşümeyi,

yorgunluğu ölesiye

ve birbirimizden ayrı düşmeyi.

Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık

ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.

İkimiz de biliyoruz, sevgilim,

öğretebiliriz:

dövüşmeyi insanlarımız için

ve her gün biraz daha candan

biraz daha iyi

sevmeyi…”

  • Seni Düşünmek

“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey

Dünyanın en güzel sesinden

En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey

Fakat artık ümit yetmiyor bana,

Ben artık şarkı dinlemek değil

Şarkı söylemek istiyorum…”

  • Seviyorum Seni

“Seviyorum seni

denizi uçakla ilk defa geçer gibi.

İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık

içimde kımıldanan bir şeyler gibi,

Seviyorum seni

‘Yaşıyoruz çok şükür!’ der gibi.”

  • Karıma Mektup

“Bir tanem!

Son mektubunda:

“Başım sızlıyor

yüreğim sersem!”

diyorsun.

“Seni asarlarsa

seni kaybedersem;”

diyorsun;

“yaşayamam!”

Yaşarsın karıcığım,

kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;

yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı

en fazla bir yıl sürer

yirminci asırlarda

ölüm acısı.”

  • Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri: 23 Eylül 1945

“O şimdi ne yapıyor,

şu anda, şimdi?

Belki dizinde bir kedi yavrusu var,

okşuyor.

Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,

– her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren

sevgili, canımın içi ayaklar!… –

Ve ne düşünüyor

beni mi?

Yoksa

ne bileyim

fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?

Yahut, insanların çoğunun

neden böyle bedbaht olduğunu mu?”

  • Sevgilim

“Sevgilim yalan söylersem sana

Kopsun ve mahrum kalsın dilim

Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

Sevgilim yalan yazarsam sana

Kurusun ve mahrum kalsın elim

Okşayabilmek saadetinden seni

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim

iki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar

Ve göremesinler seni bir daha”

  • Yine Sana Dair

“Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,

Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,

Sende uzaklığı,

Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine

Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,

Ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,

Fakat asla ümitsizliği değil…”

NAZIM HİKMET SÖZLERİ

  • Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim.
  • Özlemin azı çoğu olmaz. Ağırdır işte!
  • İnsanların kanatları yok, insanların kanatları yüreklerinde.
  • Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.
  • Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
  • Arkadaşlık ağaca benzer… Kurudu mu bir daha yeşermez.

EN GÜZEL NAZIM HİKMET SÖZLERİ

  • Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.
  • Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.
  • İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil!
  • Korkma giderken ‘b’yi alıyorum, gerisini sana bırakıyorum. Ne de olsa sen bitirdin bizi. Öyleyse sende kalmalı ‘izi’.
  • Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır.
  • İnsanlar işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı; bugün çıkar ilişkileri değil, gerçek sevdalar yaşanırdı!
  • Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür ona an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması!
  • Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım da işte iyice; anladım ki sen de herkes gibisin!
  • Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.
  • Kim bilir; masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. Değer mi gitmesine, gitmezdi değmese.

NAZIM HİKMET SÖZLERİ KISA

  • Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.
  • Umuda bin kurşun sıksa da ölüm, unutma! Umuda kurşun işlemez gülüm.
  • Evet. Belki umudum kalmadı geleceğimden; ama asla pişman değilim geçmişimden.
  • Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
  • Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.
  • Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele…
  • İki şey var; ancak ölümle unutulur, anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü.
  • Gideninarkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
  • İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
  • Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.
  • Her gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!
  • Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar gençsin.
  • Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak. Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
  • Büyük insanlığın toprağında gölge yok, sokağında fener, penceresinde cam, ama umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşanmıyor.
  • Bilmezden gelişim, aptala yatışım kaybetme korkumdan değil; karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır.

NAZIM HİKMET AŞK SÖZLERİ

  • Ruhum ne ondan önce vardı, ne ondan ayrı bir sırrın kemâlidir, ruhum onun, o dışımdaki âlemin bende akseden hayâlidir. Ve aslından en uzak ve aslına en yakın hayâl bana ışığı vuran yârimin cemâlidir…
  • Sevgilim, senin mekânın olan ve nereye sürülsem, hangi hapiste yatsam sırtımda, torbamın içinde götürdüğüm ve evlât acısı gibi yüreğimde, senin hayalin gibi gözlerimde taşıdığım şehir…
  • Yalnızlık insanlara çok şey öğretmiştir. Ama sen gitme cahil kalayım.
  • Biz başka severdik. O yüzden başka sevemedik.
  • Benim sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim: ne güzel darma duman ediyorsun beni.
  • Cebimde yoktu, yüreğimden verdim.
  • Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya.
  • Ve sana bugüne kadar söylemiş olduğum en güzel söz, henüz söylemediğim sözdür.
  • Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım.
  • Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? Deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
  • Korkma bana âşık olmaktan ya da çekip gitmekten. Çünkü kalbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım ben.
  • Bir gün bensizlik çalar kapını. Benli dünleri düşünür, avunursun. Sanma ki yalanlar içinde, ben gibi bir doğru bulursun.
  • Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim; git, ne demekti sevgilim?

Nazım Hikmet sözleri

Nazım Hikmet aşk sözleri

Nazım Hikmet şiirleri

NAZIM HİKMET RAN KİMDİR?

Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye’den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki 15 Ocak 1902 Selanik’te doğmuştur. 3 Haziran 1963 Moskova’da hayatını kaybetmiştir. Türk şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

Komünist siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiş; Türkiye’de 11 ayrı davadan yargılanarak İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre hapis yatmıştır. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. 1951 yılında Türkiye’den ayrılması sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış; bu karar ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde iptal edilmiştir. 1963 yılında Moskova’da kalp krizi sonucu öldü. Mezarı halen Moskova’dadır.

Annesi Ayşe Celile Hanım, dilci ve eğitimci de olan Hasan Enver Paşa ile Leyla Hanım’ın kızıdır; piyano çalan, resim yapan, Fransızca bilen bir kadındır. Hasan Enver Paşa Polonya’dan 1848 Ayaklanmaları sırasında Osmanlı İmparatorluğu’na göç eden ve Osmanlı vatandaşı olunca Mustafa Celalettin Paşa adını alan Konstantin Borzecki’nin oğludur. Mustafa Celaleddin Paşa, Osmanlı Ordusu’nda subay olarak görev yapmış ve Türk tarihi üzerine önemli bir eser olan Les Turcs anciens et modernes (Eski ve Yeni Türkler) kitabını yazmıştır. Celile Hanım’ın annesi Leyla Hanım ise Alman kökenli Osmanlı generali Mehmet Ali Paşa’nın, yani Ludwig Karl Friedrich Detroit’in kızıdır. Celile Hanım’ın kız kardeşi Münevver Hanım, şair Oktay Rifat’ın annesidir. Oğlu Nâzım tarafından “Alman, Polonyalı, Gürcü, Çerkez ve Fransız kökenli” olarak tarif edilen. Nazım Hikmet’in babası Hikmet Nâzım Bey ile annesi Ayşe Celile Hanım 1901 Şubat ayında evlendiler.

Millî Mücadele dönemi :

Millî Mücadelenin ilk yılını hasta olarak geçiren Nâzım Hikmet, 19 yaşındayken, 1921 Ocak ayında arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Kurtuluş Savaşına katılmak üzere ailesinden habersiz Anadolu’ya geçti. İnebolu’ya vardığında Anadolu halkının, özellikle köylünün çileli yaşayışını yakından gördü. Bu sırada Spartakistlerden Sadık Ahi (Mehmet Eti) adlı bir sosyalistle tanıştı ve ondan yeni fikirler öğrendi. Yedi günlük yaya yolculuk sonrasında Ankara’ya ulaştı. Cepheye gönderilmedi, Tedrisat-ı Taliye Müdürü Kâzım Nâmi’nin (Duru) yardımıyla 14 Haziran 1921’de Bolu Sultanisi kısm-ı iptidai muallimlerine atandı. Burada bir süre öğretmenlik yaptı, çevrenin tutucu olması nedeniyle zorlandı, hatta Milli Mücadeleye karşı padişahı destekleyen kişilerin düşmanlığını kazandı.

Ağustos 1921’de Bolu’dan ayrıldı. Düzce, Akçakoca, Zonguldak ve Trabzon’dan geçerek 30 Eylül’de Batum’a ulaştı. Burada bir süre yaşadı, yolculuğunda kendisine eşlik eden Vâlâ Nureddin’in yanı sıra Batum’da tanıştığı Ahmet Cevat (Emre) ve Şevket Süreyya (Aydemir) ile Temmuz 1922’de Tiflis’ten Moskova’ya gitti.

Moskova dönemi (1922-1928) :

Nâzım Hikmet Temmuz 1922’de Moskova’ya vardığında Ekim Devrimi sonrasında başlamış olan Rus İç Savaşının son ayları yaşanıyordu. Nâzım Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak burada Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde felsefe, siyasal bilimler ve iktisat dallarından oluşan Marksizm-Leninizm eğitimi aldı. Moskova’da SSCB’nin ilk yıllarına tanık oldu. Rus avangart şiirini inceledi; Bagritski, Mayakovski, Selvinski, İnber, Panov gibi edebiyatçıların eserlerini tanıdı. Rus fütüristleri ve konstrüktivistlerinden esinlendiği bu dönemde klasik biçimden sıyrılarak yeni bir biçim geliştirmeye başladı. 1923 Ocak ayında Mayerhold Tiyatrosunda düzenlenen Uluslararası Sanat Gösterisinde Yeni Sanat başlıklı şiirini okudu. 1924’te yayınlanan ve Türkiye Komünist Partisinin (TKP) kurucularından Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının 28-29 Ocak 1921’de Trabzon açıklarından boğularak katledilmelerini anlatan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani Moskova’da sahnelendi. Ekim Devriminin lideri Lenin’in 24 Ocak 1924 günü ölmesi üzerine Nâzım, Lenin’in mezarında beş dakika nöbet tuttu. Nâzım Hikmet Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinden mezun olup 1924 Aralık ayında Türkiye Komünist Partisinin ülke içindeki faaliyetlerine katılmak üzere yurda döndü fakat sadece yedi ay kalabildi. Bir yandan babasının çıkardığı Sinema Postası dergisinin teknik işlerine yardım etti, bir yandan da Türkiye Komünist Partisinin legal yayın çalışmalarında görev aldı. Bunlardan Aydınlık dergisine yazılar ve şiirler yazdı, 21 Ocak 1925 tarihinde yayınlanmaya başlayan Orak-Çekiç gazetesine de yazdı, bu gazeteyi sokaklarda sattı. Polis takibine takılması üzerine gizlice İzmir’e gitti.

NAZIM HİKMET ESERLERİ

ŞİİR :

  • 835 Satır (1929)
  • Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
  • Varan 3 (1930)
  • 1+1=1 (1930)
  • Sesini Kaybeden Şehir (1931)
  • Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)
  • Gece Gelen Telgraf (1932)
  • Portreler (1935)
  • Taranta-Babu’ya Mektuplar (1935)
  • Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)

Tiyatro:

  • Kafatası (1932)
  • Bir Ölü Evi (1932)
  • Unutulan Adam (1935)

Diğer :

  • Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936)
  • İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936)
  • Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936)
  • Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)
hepcanli.com – Gündem
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.