enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5900
EURO
36,2794
ALTIN
2.987,13
BIST
9.651,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Çok Bulutlu
15°C

MÜSİAD’dan fahiş fiyat, kira zammı ve asgari ücret açıklaması

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD Stratejik Araştırmalar Komisyonu ve Ekonomik Araştırmalar Birimi’nin katkılarıyla hazırlanan “Küresel Ekonomiyi Yeniden Düşünmek” başlıklı MÜSİAD 2022 Ekonomi Raporu toplantısında Haber7’nin sorularını yanıtladı.

MÜSİAD’dan fahiş fiyat, kira zammı ve asgari ücret açıklaması
02.12.2022
80
A+
A-

Asgari ücretten zammından enflasyon rakamlarına, kira fiyatlarından fahiş fiyat tartışmalarına kadar gündemindeki önemli başlıkları değerlendiren Asmalı, asgari ücret  için 7 bin 500 ve 8 bin bandında bir rakam beklendiğini söylerken, fahiş fiyat tartışmalarına ilişkin ise, MÜSİAD olarak bir aplikasyon geliştirdiklerini ancak bunun hayata geçmediğini söyledi. 

İşte Asmalı’nın Haber7’ye verdiği o röportaj:

Pazar ve marketlerdeki pahalılık konusu çok tartışılıyor. MÜSİAD tarafı olarak bu meseleye nasıl bakıyorsunuz? Bir diğer mesele de kira konusu. Herkesin kirayla ilgili bir sıkıntısının olduğunu görüyoruz. Kira artışlarını önleyecek bir öneriniz var mı? Bir çalışma yaptınız mı?

FİYAT ARTIŞLARI KONTROL ALTINA ALINMALI

Ülkemizde bazı krizleri fırsata çevirme eğiliminde olan insanlar var. Burada da devletin güçlü bir denetim mekanizması getirmesi lazım. Bunu mevcut insan gücü kapasitesiyle değil, teknolojik bir adımla yapması lazım. Biz MÜSİAD olarak bununla ilgili bir öneri sunduk. Ürün izleme yapısı kurduk. Telefona indirilen bir aplikasyondan o ürünün kodu okutularak çıkış fiyatı görülecek ve farklı bir fiyat tespit edilmesi durumunda bu merkeze bildirilecek, bunun karşılığında ek puan alınacak bir prim sistemi sunduk. Bu dijital dönüşüm ofisindeki arkadaşlarımızın 4 senedir çalıştıkları bir projeydi. Maalesef hayata geçmedi.

Bunların sıkı denetlenmesi lazım. Vatandaşın da bu noktada daha dikkatli olması lazım ama ülkemizin hatta dünyanın çok zor süreçlerden geçtiği böyle bir ortamda enflasyonu körükleyecek, vatandaşın alım gücünü aşağı çekecek bu tarz fiyat artışlarının doğru olmadığını, kontrol altına alınması gerektiğini bir kez daha ifade edelim.

ARALIK AYINDA ENFLASYONDA DÜŞÜŞ GÖRECEĞİZ

Enflasyonun durması ya da geri gelmesi fiyatların artmaması anlamına geliyor. Geçen yıl yanılmıyorsam 13’lerin üstünde bir enflasyon gelmişti. Önümüzdeki aralık ayında enflasyonda düşme eğilimini göreceğiz. Aralık enflasyonuyla beraber bunu Ocak ve Şubat’ın izleyeceğini düşünüyorum. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da Şubat’tan itibaren enflasyonun geri geleceğini düşünüyoruz demişti. Biz de bekliyoruz.

KİRALAR ÇOK FAZLA YÜKSELDİ

İnşaat sektörü küçülmeye devam etti dolayısıyla talep var arz noktasında sıkıntılar var. ‘İlk Evim İlk İş Yerim’ projesinde fiyatlar biraz duruldu. Zaten bankaların konut kredilerini kırmasıyla alım noktasında bir durgunluk var. Fiyatlarda bir dengelenme var ama bu kira fiyatlarına nasıl yansır? Bunu gelecekte göreceğiz. Kiralarda artış artık olmaz, çünkü gerçekten çok fazla yükseldi. İstanbul’da neredeyse 5000 liranın aşağısında daire kalmadı. Kira bundan sonra artmaz ama çok da geri geleceği noktasında beklentiye girmemek lazım.

TÜİK üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 arttı. Nasıl değerlendirirsiniz?

FAİZ İNDİRİMLERİ BAŞARILI OLDU

Tabii 7.7 gibi birinci, ikinci çeyrek büyüme rakamlarına göre bir düşüş var. Bu bekleniyordu zaten. Özellikle Avrupa ve yurt dışı piyasalarında dış ticaret talepleri geri gelmeye başladı. Buna bağlı olarak orada bir küçülme görüyoruz. Bunun yanında stoklarda bir küçülme var. Yatırımlarda biraz azalma var ama iç talep çok canlı. İç talep yüzde 13 oranında büyümeyi destekledi bundan dolayı da 3.9 gibi bir rakamla üçüncü çeyreği büyüme artışıyla tamamladık. Tabii OECD ortalamasının çok üstünde. Dünyada G20 ülkeleri arasında 4’üncü sırada. Birinci sırada gelenler enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler. 13 çeyrektir üst üste büyüme rakamının açıklanması, Türkiye’nin dış şoklara karşı dayanıklılığının, bağışıklığını ne kadar arttığını gösteriyor. Dolayısıyla ekonomi taşların ne kadar yerine oturduğunu gösteriyor. Merkez bankası faizleri indirerek iç tüketimi canlı kılmayı hedefliyordu. Bunda da başarılı olduğunu görebiliyoruz.

Bu günlerde en çok konuşulan konu şüphesiz asgari ücret. Çeşitli rakamlar konuşuluyor. Sizin öngörünüz nedir?

ASGARİ ÜCRET 7500 TL’NİN ALTINA DÜŞMEZ

Herkesin hakkını alması, alım gücünün korunması, çalışanların enflasyon karşısında ezilmemesi temel prensibimiz. Gerek MÜSİAD’da gerek kendi iş yerlerimizde asgari ücretle çalışan yok. Kazandığınız zaman personele de bu refah payını yansıtmanız gerekiyor. Küresel rekabette ülkemizdeki üretim gücünden kaynaklanan fırsatı da tepmemeliyiz. Geçen hafta Batman ve Diyarbakır’ı gezdik. Daha önce Adana ve Antep’teydik. Makul hem çalışanları hem işvereni koruyacak bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledik. 7 bin 500 ve 8 bin bandında bir asgari ücret makul gelebilir. Bu yıl ara zamlarla beraber yüzde 94 bir zam artışı olmuştu. Bu yıl sonu enflasyonuna göre değil, önümüzdeki dönem enflasyon beklentisine göre bir artış yapılacaktır. Bu manada 7 bin 500 TL’nin altına düşmeyeceğini düşünüyoruz.

2023 yılında bizleri ekonomik olarak nasıl gelişmeler bekliyor?

TÜRKİYE BOŞALAN PAZARI DOLDURUYOR

Bu yılın ikinci yarısından itibaren dünya küresel manada bir daralmaya gidiyor. Özellikle enerji fiyatlarındaki artışın sebep olduğu hatta enerjiye erişimin az olduğu Avrupa ülkelerinde çok ciddi durgunluk var. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler Avrupa Birliği ülkeleri. Zaten büyüme rakamlarına da bu yansımış durumda. Bu noktada önümüzdeki sene özellikle pandemi koşullarının azalmasıyla Çin’in üretimde tekrar yükseleceğini, enflasyonun artık tepe yaptığını, faizlerin bir miktar düşmeye başlayacağını, önümüzdeki senenin ikinci yarısından itibaren dünyadaki ekonomik göstergelerde toparlanma olabileceğini düşünüyoruz. Türkiye bu ekonomik krizi büyük fırsata çeviren ülkelerden biri. Lojistik konumu, esnek üretim kapasitesi ve Avrupa’nın çektiği enerji sıkıntısını yaşamayacağını düşünerek Türkiye için bazı fırsat pencereleri açılabilir. Türkiye, Avrupa ülkelerinden boşalan pazarları dolduruyor. Türkiye için önümüzdeki senenin en az bu seneye kadar iyi geçeceğini düşünüyoruz.

MÜSİAD olarak 2022 Ekonomi Raporunu Basın mensuplarına açıkladınız ve 3 başlık altında sınıflandırdınız. Bizler için de rapora kısaca değinebilir misiniz?

Uzman hocalarımız 85 sayfalık bir ekonomi raporu hazırladı. Bu raporun ana özeti dünya ekonomi sistemi artık mevcut ekonomi düzenini kaldırmıyor. Dünya 2008 yılından bu yana Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber çok büyük buhranlar geçiriyor. Ekonomide çok büyük kırılmalar yaşandığını görüyoruz. Birçok ülke enflasyon rakamlarında ciddi bir şekilde yükseğe çıkıyor. Enflasyon oranları nedeniyle hayat pahalılaşıyor. Bunun yanında da tedbir olarak faiz artışıyla bunu dengelemeye çalışıyorlar. Bu böyle mi olmalı yoksa Türkiye’nin uyguladığı yeni ekonomik model alternatif olabilir mi? Raporumuzda bunları işledik. Küresel ticaret hacmi 85 trilyon dolar ama dünya ülkelerinin borçluluk oranı 300 trilyon dolar. Dolayısıyla yaklaşık 3 buçuk katı büyüklüğünde bir borçluluk oranı var. Bunun yanında yine raporumuzda belirttiğimiz tezgah üstü küresel tahvil piyasalarında yaklaşık 650 trilyon dolarlık bir işlem hacminden bahsediyoruz. Bu da dünya küresel ticaret hacminin 8 buçuk katı demek. Bu çok sürdürülebilir değil. Bu noktada yine raporumuzda var. Türkiye’mizde bile 2021 yılında 187 bin işletmeyle bir araştırma yapılmış, 627 milyar gibi bir brüt kar kazanılmış, bunun 400 milyarı faize gitmiş, net kazanç 200 milyar gibi bir rakam. Yani Türkiye’de bütün faiz indirimlerine rağmen sanayicinin kazancının üçte biri kendisine kalıyor, üçte ikisini faize veriyor. Emekçinin alın terinin bu şekilde faizle gitmesini doğru bulmuyoruz. İstanbul Finans Merkezi’nin açılmasıyla beraber Türkiye’nin faizsiz finans alanında merkez olması için bir fırsat penceresi açılıyor. Kanunlarla, yönetmeliklerle, yapacağımız düzenlemelerle ve teşviklerle Türkiye’yi yeni dönemde küresel finansın özellikle İslami finansın bir merkezi haline getirebiliriz. Raporumuzda bunları detaylı bir şekilde işledik.

Başkan Asmalı’nın Rapor kapsamında değişen ve dönüşen küresel ekonomi çerçevesinde Türkiye’nin, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almasını hızlandıracağını ifade ederek açıkladığı 16 adet somut önerinin başlıkları ise şu şeklide sıralandı:

  1. Sektör Bazlı Stratejik Plan Takvimi Oluşturulmalı
  2. Önceliklerin Belirlendiği Sistematik Bir Yol Haritası Kurgulanmalı
  3. Ekonomi Bilim Kurulu Oluşturulmalı
  4. Finansta Bir Pazar Değil, Ev Sahibi Konumuna Gelinmeli
  5. Faizle Mücadele Programı
  6. Faizsiz Finans Kanunu
  7. Diğer Kanun ve Yönetmeliklerin De Gözden Geçirilmesi
  8. Zekât Toplama ve Dağıtma İşlemlerinin Finansal Sisteme Entegrasyonunun Sağlanması
  9. Defi Uygulamaları ve Neobank’ın Öne Çıkardığı Fırsatların Finans ve Katılım Bankacılığı Kapsamında Değerlendirilmesi
  10. İslami Finansal Çözümlerin Çeşitlendirilmesi
  11. KOBİ’lerin Finansman İmkânlarının Genişletilmesi
  12. Selektif Kredi Politikası
  13. Makro İhtiyati Tedbirler
  14. Ücretler Seviyesi-Gelir Adaleti
  15. Hukuki Altyapı
  16. Dezenflasyonist Etki

 

KAYNAK: HABER7
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.