Geçtiğimiz yılın mayıs ayında bilim dünyası, muhteşem bir keşfe imza atmıştı. İlk olarak 1826 yılında Varşova’ya getirilen ve günümüzde yeniden …
Geçtiğimiz yılın mayıs ayında bilim dünyası, muhteşem bir keşfe imza atmıştı. İlk olarak 1826 yılında Varşova’ya getirilen ve günümüzde yeniden incelenen bir mumyanın hamile olduğu görülmüş, hatta rahminde fetüse de rastlanmıştı. Günümüzden yaklaşık 2.000 yıl önce yaşadığı düşünülen kadının karnındaki fetüs hakkında bugün yeni ve ilginç bir sonuç daha ortaya çıktı.
Keşfedilen mumya, dünyanın ilk hamile mumyasıydı. Dolayısıyla bu durum, mumyanın kendisinden daha çok içindeki fetüse olan ilgiyi artırdı. Bir mumya içindeki fetüs, zamanla nasıl korunuyordu? İşte Journal of Archaelogical Science dergisinde yayımlanan yeni araştırma, bu sorunun cevabını ortaya koydu: Fetüs, ‘turşu oluyordu’.
Fetüs, asidik bir ortamda kalıyordu:
Yayımlanan araştırmaya göre fetüs, bugüne kadar rahim içinde hiçbir müdahaleye maruz kalmamıştı ve ‘turşu’ olmaya başlamıştı. Evet, bilim insanları, fetüsün içinde bulunduğu durumu ‘turşu olmak’ şeklinde tabir ediyorlardı. Peki bu ne anlama geliyor? Bir blog yazısında durumu açıklayan bilim insanları, bu durumu şöyle açıkladılar:
“En estetik karşılaştırma değil fakat fikri aktarıyor. Rahim içeriği de dahil olmak üzere cesetlerdeki kan pH’ı önemli ölçüde düşer, daha asidik hale gelir, amonyak ve formik asit konsantrasyonları zamanla artar.”
Hamile annenin maruz kaldığı mumyalama süreci, rahmi neredeyse hava geçirmez bir alana hapsetmişti. Fetüse hava ve oksijen erişimi neredeyse tamamen sınırlanırken bilim insanları, bunun aynı anda iki mumya ortaya çıkardığını belirtti. Fetüs, asidik, ‘bataklık benzeri’ bir ortamdaydı ve bu ortam, mumya olan anne nedeniyle kurumuştu.
Dünya üzerinde daha çok hamile mumya olabilir:
Öte yandan araştırma, aynı zamanda bir gerçeği de ortaya koydu: Mumyaların içindeki fetüs, asidik bir çevre nedeniyle zaman geçtikçe kemiklerini kaybediyorlardı. Bu da bu fetüslerin X-ray cihazlarında çıkmayacağı anlamına geliyordu. Araştırmacılar da bu konuya vurgu yaparak diğer araştırmacılara yumuşak dokuları dikkatlice incelemelerini söyledi ve dünya genelinde daha çok hamile mumya olabileceğini açıkladı.