Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Enflasyonu yükselten tüm sebepler geride kaldı. Enflasyonda baz etkisi dışında da düşüş olacak” dedi. Kavcıoğlu, “Asgari ücretin enflasyon üzerinde çok etkisi olacağını düşünmüyorum” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Türkiye 2023 Zirvesi programında enflasyon ve asgari ücretle ilgili önemli mesajlar verdi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Asgari ücretle ilgili şu çok önemli. Bizim çalışmalarımızda farklı düşünceler de olmakla beraber zaten bir kısmı şu an giydirilmiş durumda fiyatlara. Ocak’tan sonra da asgari ücretle ilgili beklentimiz asgari ücret enflasyonu yüksek bazda destekleyen konu değil. Geriden gelen asgari ücretin fiyatlar üzerinde etkisi olacağını düşünmüyoruz. 2016 yılı aklıma geldi, yüzde 30’un üzerinde asgari ücret zammı verdiğimiz yıllarda yüzde 8,5 enflasyon oluştu.” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamalarından satır başları;
Enflasyon konusunda zor bir süreç geçirdik ama geldiğimiz nokta itibarıyla enflasyonu yükselten tüm sebepler geride kaldı diye düşünüyorum. Aldığımız tedbirlerle, uyguladığımız politikalarla dengeyi koruyarak gittiğimiz sürece enflasyonun baz etkisi dışında da geriye geleceğini öngörüyoruz. Bu ay kısmi gerileme oldu, Aralık ve Ocak’ta da baz etkisiyle önemli bir gerileme bekliyoruz, öngörüyoruz, Kasım enflasyonuna baktığımızda enerji, ulaşım, temel mal ve hizmetlerde önemli bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Gıda enflasyonunda da önemli bir aşağı doğru geliş söz konusu.
LİRALAŞMA STRATEJİSİYLE SONUÇ ALMAYA BAŞLADIK
Liralaşma stratejimiz ile oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbir seti, faiz politikası, bunların hepsi, uluslararası kuruluşların gündeminde, takibinde olduğu, desteklendiği bütünleşik politikaları uyguluyoruz ve sonuç almaya başladık. Liralaşma stratejimiz ile beraber, enflasyonun da uzun vadeli aşağı gelişinde önemli bir strateji, Türkiye’de yıllardır ne zaman önünde bir yükselme veya gelişme olduğunda hep böyle döviz kuru üzerinden spekülasyonlarla oluşan bir çarpık yapılaşma var.
KALICI BİR FİYAT İSTİKRARININ TEMELİNİ OLUŞTURACAĞIZ
Liralaşma stratejimiz ile bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Kredi maliyetleri, faiz politikasında, arz-talep dengesi, makro ihtiyati tedbirlerle oluşacak maliyetler, cari dengedeki artış, bunların hepsi Türkiye’de hem enflasyon hem de diğer politikalar üzerinde önemli bir etki yapacak.
Sürdürülebilir kalkınma, büyüme ile birlikte, kalıcı bir fiyat istikrarının temelini oluşturmuş olacağız. Asgari ücret artışı enflasyonu çok yüksek bazda etkileyen bir yapı söz konusu değil. Yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı verildiği dönemlerde %8,5 gibi bir enflasyon oluştu.
FİNANSMANLARIN DOĞRU YERE GİTMESİNİ SAĞLAMALIYIZ
Makro ihtiyati tedbirlerin çıkış noktası, tüm gelişmiş ülkelerdeki bankacılık ve merkez bankacılığına bakarsanız, bu söz konusu, faiz indirimine giderken, faiz indirimleri ile beraber finansmanın doğru yere gitmesini sağlayacak tedbirleri uygulamak zorundasınız ki kredinin, finansman doğru yere gitmesini sağlayasınız.
Sapmaları minimuma indirmek için dönem dönem oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbirler içinde bazı kararları alıp uyguluyoruz. Dünyadaki merkez bankalarına baktığınızda, kredi ve finansman ile ilgili makro ihtiyati tedbirleri uyguladığını görüyorsunuz.
KREDİLER, YATIRIMA, ÜRETİME VE İSTİHDAMA GİDİYOR
Eylül ayındaki oran, bizim Eylül’de KOBİ’lere verilen kredi 2021 yılında verilen kredinin 1,5 katı, bu makro ihtiyati tedbirlerin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Krediler, yatırıma, üretime ve istihdama gidiyor. Finansmana erişim konusunda birçok büyük firmamız tahvil ihracına başladı, hem yurt dışında hem yurt içinde farklı finansman kaynakları ile ulaşım daha doğru bir yöntem, bankaların daha rahat kredi vermelerini kolaylaştırmış oluyoruz.
KUR VE FAİZ BİR DENGEYE GELDİ
Tüm politikalar kurun da faizin de piyasanın da dengeye gelmesini sağlayacak politikalar. Tedbirlerle kur ve faizin dengeye geldiğini geldiğini görüyoruz. Kurda sağlanan denge, faizde sağlanan düşüş ile diğer piyasalara olumlu şekilde yansıyarak, dengede tutarak, müdahaleye gerek kalmadan denge içinde yoluna devam edecek, bizim yaptığımız bu, sonuç almaya başladık.
Önceden sadece faiz politikasıyla kredi mekanizmasını çalıştırıyorduk, bu kısmen resesyon demek, biz bunu tercih etmedik, Türkiye Ekonomi Modeli’nde amaç yatırım, istihdam, üretim ve ihracat sonucunda cari denge ve kalıcı fiyat istikrara ulaşmak.
MERKEZ BANKASI’NIN REZERVLERİ GÜÇLÜ
Bu hedefler için makro ihtiyati tedbirleri uygulamak zorundasınız. Bunun sonucu da alıyoruz. Yatırım ve ihracat kredileri yüzde 28 arttı. Biz vatandaşın dövizini alıyoruz, bir rezerv mekanizması işletiyoruz, Merkez Bankası olarak rezervimizi artırıyoruz, Hazine’den tamamen farklı bir yöntem. Yöntemler uygulanırken kar/zarara bakılmaz, merkez bankasının amacını kar/zarar değildir, oluşturdukları rezerv ile Türkiye’nin para politikasına yön vermektir.
Türkiye Ekonomi Modeli ile beraber, kurun, faizin dengede gitmesinin temel amaçlarından biri de merkez bankasının rezervlerinin güçlü olması.
Rezerv çeşitlendirme yönünde önemli adımlar attık, bunların hepsinin sonucu olarak farklı kanallardan gelen rezerv biriktirme yöntemi var, bu sonuç vermeye başladı, 2023 ile beraber merkez bankasının çok daha güçlü, yüksek rezervleri olacağını söyleyebilirim.
CDS geçen yıl yükselmesi son dönemde diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyasladığımızda oralarda daha fazla yükselme vardı, bizim politikalarımızın sonuç vermesi ile de daha hızlı bir aşağı gelme var.
Politikalarımız kabul görmeye başladı, dolayısıyla politikaların anlaşılmaya başlaması ile hem CDS primleri daha aşağı gelecek hem de Türkiye’ye yabancı para girişleri daha hızlı bir şekilde artacak.
Yabancı girişlerinin arzuladığımız şekilde olmasını önemsiyoruz, borsamız sermaye piyasalarımız çok güzel bir noktada gidiyor, Türkiye’nin bankacılık sektörü dünyada en iyi durumda olan sektörlerden biri.
Türkiye bankacılık sistemi iki yıl önce de çok güçlüydü, sermaye piyasalarımız çok güçlü, çok güçlü bir sigortacılık sektörümüz oluşmaya başladı, finansal piyasaların gücü reel sektöre de yansıyacak.
PATENT BAŞVURUSU REKOR SEVİYEDE
Bu sene Türkiye’de patent başvurusu sayısı rekor seviyede, verimlilik, innovasyon, yeni iş kurma, geliştirme ortamı olmasa bu oranlar, rakamlar nasıl çıkacak ortaya, bu şekilde bakmak lazım.
Türkiye’de uygulanan politikaların gelişmişlik göstergesi ya da dinamizminin sürdürülebilir olduğunun göstergesi de geçen seneden bu tarafa yeni açılan şirket sayısı %60 artmış, ABD ve Avrupa’dakinin iki katından fazla olması.
Bu sene enerji faturamız 100 milyar doları aşıyor, enerji normal fiyatlara geldiğinde Türkiye cari fazla veren bir ülke haline geldi.
Net hata noksan tüm ülkelerde aynı şekilde, bizden daha fazla, ilk 6 ayda Türkiye 13,8, ABD 159,8, Almanya 88 , İngiltere 68-69 milyar dolar net hata noksan veriyor.
2021 Eylül’de Türkiye’nin net hata noksanı kaçtır diye sorduğunuzda 10,5, bugün 1,3’e gelmiş, bu dünyada da böyle, 158 milyar dolar da yılın sonunda veya bir sonraki yılın başında daha düşük rakamlara geliyor.
Net hata noksanı bu ay azalmış olarak göreceğiz. Tüm ülkelerin net hata noksanları bu kişilerin söylediği gibiyse zaten üzerinde tartışmaya gerek yok.
SUUDİ ARABİSTAN İLE GÖRÜŞMELER SONA GELDİ
Suudi Arabistan ile Çin arasında geniş kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması imzalandı. Swap anlaşmalarının ticaret hacminin artmasına büyük katkısı olacağını söyleyebilirim.
Merkez bankamıza depo yapan birçok ülke var, Suudi Arabistan da onlardan biri, görüşmelerde sona gelindi, yakında hesaplarımıza girer diye düşünüyorum.
İstanbul Finans Merkezi’ne taşınmamız ile oluşan enerji ile beraber, finansal güç olma yolundayız, merkez bankası, altında, dolarda, depo ve çeşitli rezerv kaynaklarıyla merkezi bir rol üstlenecek konumda.