Güneş batarken kırmızının göz kamaştıran renkleriyle boyanan Mardin, bir gezi değil adeta hayat deneyimini ziyaretçilerine sunuyor. Köklü tarihi …
Güneş batarken kırmızının göz kamaştıran renkleriyle boyanan Mardin, bir gezi değil adeta hayat deneyimini ziyaretçilerine sunuyor. Köklü tarihi ve yılların harmanladığı kültürüyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akın ettiği bu kenti daha yakından tanımak istemez misiniz? İşte Mardin ve Mardin’e dair tüm merak edilen detayları sizler için tek tek açıkladık.
Doğusundan batısına adeta bir kültür mozaiği olan ülkemizin her bir köşesi gezip görülmeye değer güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Yüzyıllardır pek çok medeniyetin yuvası haline gelen bu topraklarda doğanın ve tarihin muhteşem uyumuna hayranlık duymamak elde değil. Eğer her adımda göz alıcı bir atmosfere kucak açabileceğiniz rotalara doğru yolculuğa çıkmak istiyorsanız size ilk tavsiyemiz özgün mimarisi ve misafirperver yerel halkıyla dikkatleri üzerine çeken Mardin olacaktır. Kızıla bürünen sokaklarıyla renkli bir coğrafyayı gözler önüne seren Mardin’i gelin birlikte adım adım keşfedelim.
MARDİN NEREDE?
Kuzey Mezopotamya’nın en önemli simgelerinden biri olan Mardin, Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan bereketli topraklarıyla ön plana çıkıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Mardin’e haritadan baktığınızda Suriye ile sınır komşusu olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca batısında Şanlıurfa, kuzeyinde Diyarbakır ve Batman illeri, kuzey doğusunda Siirt ve doğusunda da Şırnak bulunmaktadır.
MARDİN’DE NEREYE GİDİLİR? MARDİN’DE GEZİLECEK YERLER
Dar sokakları, ihtişamlı konakları, binlerce yıllık taş yapıları, devasa medreseleri ve sosyo-kültürel yapısıyla dikkat çeken Mardin’de gezilecek yerlerin saymakla bitmeyeceğini belirtmek gerekiyor. Ancak mutlaka görmeden dönmeyin diyebileceğimiz yerleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Mardin Evlerini, daha önce gördüğümüz diğer yapılardan ayıran en önemli özelliği sarı kalker taşının ana malzeme olarak kullanılmasıdır. Kentin iklimine göre dışarıdaki ilkim koşullarını evin içeriye yansıtmayan bu evlerin bazı bölümlerinde ahşap işçiliğinin hassas dokunuşlarına rastlamak mümkün.
1979 yılında kentsel sit alanı ilan edilen geleneksel Mardin Evleri’nde iç avlu, bahçe, depo ve ahır gibi bazı bölümlerin bulunduğunu söyleyebiliriz. Mazı Dağı’nın eteklerinde masalsı bir görünüme sahip olan bu evler özellikle son zamanlarda fotoğraf severlerin favorisi haline geldi.
Artukluların tarih sahnesinde olduğu döneme doğru şöyle tarihte ufak bir yolculuğa çıktığımızda bizleri Mardin Ulu Camii tüm ihtişamıyla karşılayacaktır. 1176 yılında kesme taş kullanılarak inşa edilen Mardin Ulu Camii, kent merkezinde olduğu için gezi rotanızda ilk olarak buraya yer verebilirsiniz.
Pek çok restorasyon çalışmasından geçen Mardin Ulu Camii’nin şuan ki minaresi 1888 ile 1889 yılları arasında kare bir kaide üzerine inşa edilmiştir. 16 farklı kitabesi bulunan Mardin Ulu Cami’nin ilk inşası Diyarbakır Meliki II. Kutbettin İlgazi tarafından yapılmış olup diğer kitabe de Artuklu Hüsameddin Yavlak Arslan’ın imzasının olduğunu bilinmektedir.
Dayrulzafaran Manastırı ve Mor Gabriel Manastırı olarak da anılan Mor Hanonya Manastırı, Midyat’a yaklaşık olarak yarım saatlik bir mesafede yer almaktadır. Süryani kilisesi tarafından ‘İkinci Kudüs’ olarak isimlendirilen manastırda 52 adet patriğin mezarı bulunmaktadır.
397 yılında Mardin’in kesme taşlarından yapıldığı düşünülen Mor Hanonya Manastırı, etkileyici kubbeleri kemerli sütunları, 1500 yıllık kök boyalarıyla süslenmiş işlemeleri ve nakış oymalarıyla dikkat çekiyor. Milattan önceki dönemlerde Güneş Tapınağı, Roma döneminde kale ve daha sonra manastır olarak kullanılan bu eşsiz yer mutlaka Mardin gezi rehberinizde yer almalı.
Otantik dokusuyla Mardin’in en önemli noktalarından biri olan çarşılar arasından belki de en ünlüsü Revaklı Çarşısı. 17. yüzyıldan beri Mardin’de ticaretin kilit noktası olan Revaklı Çarşısı, kesme taş işçiliği ve doğrama pencereleriyle ön plana çıkıyor. Mardin’i baştan aşağı gezdikten sonra buraya uğrayıp el yapımı halı ve kilimler, el sanatı ürünler, yöresel gıdalar, bakır ve gümüş ürünler arasından beğendiğinizi seçip sevdiklerinize hediye alabilirsiniz.
Kent merkezine yaklaşık olarak 60 kilometre uzaklıkta yer alan Midyat, binlerce yıllık zengin tarihiyle seyahat severlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. MÖ 9. yüzyıl Asur tabletlerinde Matiate olarak isimlendirilen Midyat kelime anlamı olarak “Vatanım” olarak açıklanmaktadır.
Adeta açık hava müzesinde yürüyormuş gibi hissettiren sokaklarıyla görenleri kendine hayran bırakan Midyat’ta Türk, Arap, Kürt ve Süryani kökenli pek çok vatandaşın huzur ve barış içerisinde yaşadığını görebilirsiniz. Eğer fotoğrafçılığa özel bir ilginiz varsa Midyat size aradığınız hazineyi sunacaktır!
MARDİN’DE NE YENİR? MARDİN’İN MEŞHUR YEMEKLERİ NELERDİR?
Bir lezzet başkenti olan Mardin’e geldiğinizde birbirinden özel yemekleri denemeden sakın dönmeyi aklınızdan dahi geçirmeyin. Bakır ve gümüş tepsilerde özel servisle sofralara gelen Mardin yemekleri arasından en ünlüleri Soğan Kebabı, Dobo, Firkiye, İrok, Lebeniye, Kibbe ve Alluciye’dir. Yemek sonrası leziz bir tatlı yemek de isterseniz size önerimiz tarçın, pekmez, şeker ve un ile hazırlanan Harire tatlısı olacaktır.
MARDİN’E NASIL GİDİLİR?
İstanbul’a yaklaşık 1.471,6 kilometre uzaklıkta yer alan Mardin’e eğer kendi aracınız ile gitmeyi planlıyorsanız ortalama 15 saat 19 dakikalık bir yolculuğa hazır olmanız gerekiyor. Öte yandan otobüs seferleri ile Mardin’e gitmek için ortalama 600,00 TL‘ye satın alabileceğiniz otobüs biletiyle 21 saat 9 dakikada yolculuğunuzu tamamlayabilirsiniz. Eğer hava yoluyla Mardin’e ulaşım sağlamak isterseniz ortalama 924,98 TL‘ye satın alabileceğiniz uçak biletiyle 1 saat 50 dakika içerisinde Mardin’de olabilirsiniz.
KEYİFLİ TATİLLER DİLERİZ!