Başkenti Düsseldorf olan ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı eyalette yarın 199 sandalyeli meclis için 29 partinin yarışacağı seçimlerde, 300 bini …
Başkenti Düsseldorf olan ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı eyalette yarın 199 sandalyeli meclis için 29 partinin yarışacağı seçimlerde, 300 bini Türk kökenli olmak üzere, 13 milyon seçmen sandığa gidecek.
Eyalet Parlamentosu seçimlerinde milletvekili olmak için 30’u Türk kökenli, 880 aday yarışacak.
Yapılan son anketlere göre, iktidar ortakları olan Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) yüzde 31, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 10 oy oranına sahip. CDU’nun en yakın rakibi Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oy oranı ise yüzde 28 olarak anketlere yansıyor.
Seçim barajının yüzde 5 olduğu seçimlerde, diğer partiler ise oy sıralamasına göre, Yeşiller yüzde 15, Almanya için Alternatif (AfD) yüzde 7, Sol Parti yüzde 4, diğerleri ise yüzde 5 olarak görülüyor.
Anketlere göre, KRV Eyalet Başbakanı Hendrik Wüst’ün partisi CDU’nun seçimleri önde götürdüğü görülürken, seçim sonunda koalisyon hükümeti azınlığa düşeceği için Başbakan Wüst’ün yeni bir ortakla ikili ya da üçlü koalisyon hükümeti kurabileceği öngörülüyor.
Türk kökenli adaylar da yarışacak
Pazar günkü seçimlere adaylığını koyan ve halen Yeşiller Partisi eyalet milletvekili olan Gönül Eğlence, partilerinin iktidar ortağı olması durumunda, partisinin vaatleri ve özellikle göçmen kökenliler için yapmak istedikleri hakkında AA muhabirine açıklamada bulundu.
Eğlence, KRV eyaletinde Yeşillerin başa gelmesi halinde Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülke vatandaşlarının yerel seçme ve seçilme hakkı alacağını söyledi.
Seçim sonucunda Yeşiller Partisi, koalisyon partisi olma şansını elde ettiğinde müzakerelerde yenilenebilir enerji ve iklim koruması konularının yanı sıra özellikle entegrasyon politikası alanında ayrımcılık konusunu ele alacaklarını belirten Eğlence, şu ifadeleri kullandı:
“Bu konuda AB bazında ayrımcılık karşıtı yasalar, federal düzeyde olan ayrımcılık karşıtı yasayla ele alınmış olsa da eyalet bazında hala eksiklerimiz var. Eyalet bazındaki böyle bir yasayla yapısal ayrımcılığa karşı gelmek istiyoruz. Örneğin; okullarda veya polis teşkilatları gibi kamusal alanlarda yaşanan ayrımcılık, yapısal ayrımcılık olarak sayılmakta ve bugüne dek alanlarda ayrımcılığa uğrayan kişilerin buna karşı gelme şansı çok az. Böyle bir yasa sayesinde bir yandan ayrımcılığa uğrayan kişilerin başvurabileceği bir kurum olacak öte yandan aktif olarak yapısal düzeyde ayrımcılığa karşı adımlar atılabilecek. Örneğin; kurumsal alanda göçmen kökenli eleman sayısını artırmak gibi ya da var olan personelin bu konuda eğitim alması gibi.”
Eğlence, göçmen kökenlilere, seçim haklarını kullanma çağrısında bulunarak, “Hayatınızın bir çoğunu Almanya’da geçiriyorsanız, eğitim ve iş hayatınız burada yer alıyorsa veya Almanya’da bir aile hayatı yaşıyorsanız yerel, eyalet ve federal seçimlerin sonuçları buradaki gündelik hayatınızı doğrudan etkiliyor demektir. Dolayısıyla kendi gündelik hayatınız doğrultusunda seçim hakkınızı kullanarak sözünü duyurun.” dedi.
“Oyunu vermek, ırkçılığa karşı önemli bir vatandaşlık görevidir”
Öte yandan Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, yayımladığı yazılı açıklamada, herkesi sandığa giderek oyunu kullanmaya çağırdı.
Yıldırım, şunları kaydetti:
“Seçim propagandası esnasında bazı siyasi partiler ve politikacıların, göçmen asıllı yeni yerlileri zaman zaman politik malzeme yapması toplum barışı ve uyum sürecine zarar veriyor. Diğer taraftan demokratik kitle partilerinde dahi İslamafobi ve antisemitizme karşı caydırıcı önlem alınmadığı kanaatindeyiz. Kitle partilerden hiçbirinin seçim kampanya etkinliklerinde bu konuyu layıkıyla ele almaması, hayal kırıklığından da öte bir şey. Müslüman göçmenlerin de Kuzey Ren-Vestfalya’ya ait olduklarını sadece söylemek yeterli değil. ATİB olarak kitle partilerimiz ve politikacılarımızdan bu sözlerin pratikte uygulamalarını da görmek istiyoruz. Diğer eyalet seçimlerinde olduğu gibi, KRV eyaleti seçimlerine katılmak, seçme hakkına sahip her vatandaşın bir anayasal hakkıdır.”
Herkesi sandığa davet eden Yıldırım, “Demokratik hakkını kullanarak tercih ettiği siyasi partiye oyunu vermek, bilhassa göçmen kökenli vatandaşlar için her geçen gün tehlikeli bir boyut almaya başlayan yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı çok önemli bir vatandaşlık görevidir. Her türlü aşırılıktan ve şiddetten beslenmeye çalışanları, kullanacağımız oylarla seçilmelerini engelleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.