Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Akköz, “Küçük Göl’deki rengi meydana getiren siyanobakteri …
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Akköz, “Küçük Göl’deki rengi meydana getiren siyanobakteri dediğimiz canlıların bir familyasıdır. Nostocales familyasına ait nodularia isimli üyesidir. Bu canlılar, belli dönemlerde sudaki azot ve fosfor girdisi yükselirse, ortam sıcaklığı ve suyun sıcaklığındaki değişiklikler bu tür organizmaların çoğalmasına neden olur. Bu çoğalma sonucunda da suyun renginde değişiklik meydana getiriyor” dedi. Tuz Gölü’nün kuzeybatısında, Kulu ilçesinin 5 kilometre doğusunda yer alan, flamingoların yaşam alanı Düden Gölü’ne komşu Küçük Göl’de her yıl gözlemlenen renk değişimi, bu yıl erken yaşandı. Küçük Göl, yaz aylarında bölgedeki yoğun yer altı suyu kullanımı ve iklim değişikliği sonucu, suda azalmaya bağlı olarak artemia salina bakterisinin patlamalarıyla pembeye bürünmesiyle biliniyor.
HAVA SICAKLIĞI ORGANİZMALARIN ARTMASINA NEDEN OLDU
Göldeki azot ve fosfor miktarının artmasıyla mikroorganizmalarda da artış yaşandığını ifade eden Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Akköz, “Deniz ve göllerde yaşayan alg ve siyanobakteri dediğimiz canlılar var. Bu canlıların büyük bir çoğunluğu mikroskobik gözle görülmeyen canlılar. Bu canlılar, aşırı çoğaldıkları zaman görünür hale geliyorlar. Küçük Göl’deki rengi meydana getiren siyanobakteri dediğimiz canlıların bir familyasıdır. Nostocales familyasına ait nodularia isimli üyesidir. Bu canlılar, belli dönemlerde sudaki azot ve fosfor girdisi yükselirse, ortam sıcaklığı ve suyun sıcaklığındaki değişiklikler bu tür organizmaların çoğalmasına neden olur. Bu çoğalma sonucunda da suyun renginde değişiklik meydana getiriyor. Bu göldeki renk değişiminde kahverengi ve sarı tonları var. Bu da nodularianın aşırı çoğalmasından dolayı suyun rengini bu hale dönüştürüyor” dedi.
MEVSİMSEL OLARAK DEĞERLENDİREBİLİRİZ
Gölde oluşan rengin mevsimsel olduğunu kaydeden Akköz, şöyle devam etti: “Organizmaların su içerisinde aşırı çoğalmasından dolayı bu gibi renk değişimlerini görebiliyoruz. Bu uzun bir süre devam ederse suyun üzerinde kalın bir tabaka da oluşturabiliyor. Böylelikle suyun tabanına güneş ışığının geçişine de engel olurlar. Oradaki canlılar da fotosentez yapamaz hale gelirler. Sudaki oksijen azalmasına da sebep olur. Ancak bu görüntüleri mevsimsel olarak değerlendirebiliriz. Mevsim sıcaklıklarındaki değişiklikler nedeniyle de gerçekleşebiliyor. Bölgede hayvan otlatan kişilerin de bu suyu hayvanları için bir süre kullanmamasında da yarar var.”