enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Karaman haberi… Karaman’da tarihe ışık tutacak kazı çalışması 50 yıl sonra yeniden başladı

Karaman’da tarihe ışık tutacak kazı çalışması 50 yıl sonra yeniden başladı Doç. Dr. Adnan Baysal: “Canhasan 3 Çatalhöyük’ten erkene tarihleniyor …

Karaman haberi… Karaman’da tarihe ışık tutacak kazı çalışması 50 yıl sonra yeniden başladı
09.09.2022
206
A+
A-

Karaman‘da tarihe ışık tutacak kazı çalışması 50 yıl sonra yeniden başladı

Doç. Dr. Adnan Baysal: “Canhasan 3 Çatalhöyük’ten erkene tarihleniyor”

KARAMAN Karaman’da Canhasan Höyükleinde kazı çalışmaları 50 yıl sonra yeniden başladı. Doç. Dr. Adnan Baysal, Canhasan 3 höyüğünde, Çatalhöyük’ten erken 7 bin 700’lü yıllara kadar inebilen bir tarihten söz edildiği ve kronolojik karşılaştırma yapıldığında da Çatalhöyük’ten erkene tarihlendiğinin net bir şekilde söyleyebildiklerini belirtti.

Karaman’da, Canhasan Höyüklerindeki kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi tarafından 50 yıl sonra yeniden başladı.

3 tane höyükten oluşan Canhasan höyükleri, merkeze bağlı eski adıyla Canhasan olan Alaçatı köyünde yer alıyor. Arkeolojik kazı çalışmaları 1960 yılında İngiliz Arkeolog Dr. David French tarafından başlatılan höyükler, aralıklarla yaklaşık 10 yıl gibi bir süre içinde arkeolojik kazı ve araştırma çalışmaları devam ettirildi. 1970 yılında Canhasan 3 üzerinde gerçekleştirilen sondaj çalışmalarından bu yana aradan 50 yıl geçti. Bu 50 yıllık aradan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi adına, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile Canhasan Höyükleri Arkeolojik Kazı ve Araştırma Projesi yeniden başlatıldı. 2021 yılı itibarı ön hazırlık çalışmaları tamamlanan projenin 2022 yılı itibari ile de kazı çalışmaları başlatıldı. Kazı çalışmaları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Baysal’ın başkanlığında ve yine bölüm öğrencilerinden oluşan yaklaşık 14 kişilik bir ekiple yürütüyor. Baysal, gazetecilere, 50 yıllık aranın ardından tekrar Canhasan 3 höyüğünde kazı çalışmalarına başladıklarını söyledi. Baysal, bu çalışmanın en temel özelliklerinden bir tanesinin Yakın Doğu arkeolojisi ile İç Anadolu Arkeolojisinin nasıl birbiriyle ilişki içerisinde olduğunu anlamak için höyükte kazı çalışmalarına başladıklarını belirtti.

“Burası çanak çömleksiz Neolitik yani çanak çömlek yapmayı bilmeyen cilalı taş devrine ait”

“50 yıl önce belki de burada yapılan çalışmalar devam etmiş olsaydı Türkiye arkeolojisi belki de çok daha farklı bir yerde olabilirdi” diyen Baysal, “50 yıl öncesinde İngiliz arkeoloji Dr. David French tarafından yapılan çalışmalar maalesef 60’lı yıllarda Çatalhöyük’le aynı zamanda başlatılmasına rağmen 10 yıl gibi bir süre içerisinde sonlanmış oldu. David French’in yapmış olduğu çalışmalar genellikle Canhasan 1 üzerinde yoğunlaştığı için çalışmalar daha çok Neolitik dönem ve Kalkolitik dönem üzerine odaklandı. Biz şu anda Canhasan 3 üzerindeyiz ve burası çanak çömleksiz Neolitik yani, çanak çömlek yapmayı bilmeyen cilalı taş devrine ait insanların yaşamış olduğu bir yerleşim alanındayız” dedi.

Baysal, bu yerleşim alanının kendileri için çok önemli olduğunu aktararak, “Birinci nedenlerinden bir tanesi yakın Doğu dediğimiz zaman yani bunun içerisinde Fırat ve Dicle algısını da içine aldığımızda yani Göbeklitepe gibi, Karahan Tepe gibi birçok önemli merkezde ortaya çıkarılan arkeolojik buluntuların hemen yanımızda bulunan Çatalhöyük gibi 2 yerleşmenin arasına koyabileceğimiz bir noktada. Kronolojik açıdan ikisinin ortasında bir yerde olduğunu düşünüyoruz. Bu çalışmada bunları hem kültürel anlamda hem kronolojik anlamda sabitleyecek ve kanıtlayacak bir potansiyele sahip bir höyük burası” diye konuştu.

“Çatalhöyük’ten çok daha erken denebilecek bir yerleşmedeyiz”

Kazı çalışmalarına başladıktan sonra mimarinin ortaya çıkmaya başladığını ifade eden Baysal, “Şimdi burada yapılan çalışmalar hemen görmüş olduğunuz gibi arkamda yüzeyden çok az bir şekilde aşağı inmemize rağmen hemen mimari o dönemdeki insanların yaşamış olduğu evlere ait yapılar ortaya çıkmaya başladı. Bu yapılar bizim gözlemlediğimiz kadarıyla ve 1960’lı yılların 69 ile 70’te de David French’in yapmış olduğu küçük bir sondajda da tespit etmiş olduğu gibi evlerin içerisinde kırmızı boyalar var. Bu kırmızı boyalar bizim için yabancı değil, aynı şey şimdi Çatalhöyükte de var. Çatalhöyük’ü meşhur eden dünyaya tanıtan özelliklerinden bir tanesi. Ama burada Çatalhöyük’ten çok daha erken denebilecek bir yerleşmedeyiz. Çünkü çatal ve çanak çömlek burada yok. En azından bunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla burada evlerin duvarlarına kırmızı boya olması, tabanlarında kırmızı boya olması da belki de Çatalhöyük gibi dünya çapında bir höyüğün sanatsal anlamda ulaşmış olduğu noktanın başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz bir noktadayız” şeklinde konuştu. Baysal, diğer kültürel ve teknolojik anlamda değerlendirdiği zaman da buranın kuzey Mezopotamya belki de Fırat ve Dicle havzasıyla bağlantısı olacağını düşündükleri için burasının kendileri için çok büyük bir önem arz ettiğini dile getirdi.

“Canhasan 3 Çatalhöyük’ten erkene tarihleniyor”

Projenin en az 20 yıl sürebileceğinin altını çizen Baysal, “Buradan David French’in 1969 ve 1970 yıllarında yapmış olduğu sondaj da ele geçirmiş olduğu bazı malzemeler üzerinden yapılabilecek tarihlemelerle o dönemin teknolojisine rağmen elde edilmiş sonuçlar burada Çatalhöyük’ten erken 7 bin 700’lü yıllara kadar inebilen bir tarihten söz edebiliyoruz. Hatta bunu da son zamanlarda 2020 yılında yayınlanan bir makalede bu konu dile getirildi. Kronolojik olarak bütün bu Konya Ovası’nın boncuklu olsun Çatalhöyük olsun burası olsun bir kronolojik karşılaştırma yapıldığında Canhasan 3 Çatalhöyük’ten erkene tarihleniyor. En azından bunu net bir şekilde söyleyebiliriz” diye konuştu.

“Çatalhöyük’le buranın gelmiş olduğu noktayı karşılaştırdığımızda çok net bir şekilde görünüyor ki burası daha erken”

Canhasan Höyüklerinin Çatalhöyük’ten daha eski olduğunu söyleyen Baysal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ele geçirmiş olduğumuz malzemelerde, buluntularda bize şunu gösteriyor ki belki de Çatalhöyük’ün öncüsü olan bir insan grubu burada bir göl kenarında, akarsu kenarında yerleşmiş. Bir hayatı başlatmış. Belki de ilk tarıma geçiş veya hayvanları evcilleştirme aşaması burada başlamış olabilir diye düşünüyoruz. Bunu anlayabilmemiz için de çalışmalarımızı ilerletmemiz gerekiyor. Çatalhöyük’le buranın gelmiş olduğu noktayı karşılaştırdığımızda çok net bir şekilde görünüyor ki burası daha erken. Çanak çömlek kullanan bir topluluktan söz etmiyoruz. Belki de onlar ilk defa yakınımızda Pınarbaşı var onlar daha erkene tarihlenen bir insan grubu. Kamp alanı olarak yerleşilmiş, geçici sezonluk yerleşme olarak düşünürsek Pınarbaşı’yı belki de o insanlar artık yerleşebilecekleri en uygun noktayı burası olarak görerek gelip buraya yerleştiler. Belki buradan iç Anadolu’ya doğru Boncuklu olsun, Çatalhöyük gibi yerleşmeler olsun büyük bir topluklar var burada yaşayan. Bu insanların belki birbirleriyle akrabalık ilişkileri var. Bunları burada çözüp anlayabilmemiz gerecek tek nokta Canhasan 3 anahtar yerleşme olarak duruyor.”

Kaynak: / Mehmet Dağlı – Güncel
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.