Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütme” iddiasıyla açılan kapatma davasının ilk …
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütme” iddiasıyla açılan kapatma davasının ilk duruşması dün Çağlayan’daki İstanbul 13. Asliye Hukuk’ta görüldü.
Duruşmada, hem avukatlar hem de katledilen kadınların yakınları söz aldı. Mahkeme, tüm müdahillik taleplerini reddederken duruşmayı 5 Ekim’e erteledi.
‘Kadın cinayetleri bir halk sağlığı ve adalet sorunu oldu’
Başkan Gülsüm Kav, 2009 yılı sonunda Münevver Karabulut cinayeti sonrası yaşananların toplumu etkilediğini, o günden bugüne ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ anlayışıyla hareket ettiklerini söyledi. Kav “Münevver Karabulut cinayetiyle başlayan süreçte kadın cinayetleri bir halk sağlığı ve adalet sorunu oldu. Cinayet dosyalarına müdahillik talebinde bulunduk. Bir hakimin tüzel kişiliğimiz olmadığı gerekçesiyle müdahillik talebimizi reddetmesi nedeniyle, öldürülen kadınların aileleriyle birlikte derneğimizi kurduk. Ailelerin önce acılarını paylaşıp, sonra dava süreçlerini takip ederken, bir süre sonra aileler bize ulaşmaya başladı. Kadınların öldürülme şekilleri bize dersler verdi. Ayşe Paşalı’nın ölümünde, koruma kanunun yetersizliğini gördük. Ölüm gerçekleşmeden önce ne yapabiliriz diye düşündük. Kadınların sadece şiddete uğraması karşısında değil, tüm hak ve özgürlükleri için hak arayan bir dernek olduk” diye konuştu.
Kav, Derneğin kapatılmasının, tüm kadınların yaşam hakkına müdahale olduğunu belirterek “Yürürlükte olan sözleşmede tüm haklarımızı kazanmak, öldürülmemek için mücadelemiz devam edecek” dedi. Duruşmada, öldürülen kadınların aileleri ise Derneğin her zaman yanlarında olduğunu, destek verdiğini belirterek kapatılmamasını istedi.
Ne olmuştu?
İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 29 Mart 2021 tarihli yazısında, “Dernek hakkında, ‘Kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mevhumunu, kadınları ve çocukları yok sayarak parçaladığı, bu kişiler üzerinden menfaat elde ettiği, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak gibi isimlerle terör faaliyetine katılan kadınları savunarak yayın yaptığı’ içeriğinde şikayetler olduğu, bu kapsamda gereğinin yapılması istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu, bu doğrultuda Derneğin kapatılması talebiyle dava açtı.