İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bayram öncesi ANKA Haber Ajansı’na verdiği röportajda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kentsel …
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bayram öncesi ANKA Haber Ajansı’na verdiği röportajda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kentsel dönüşümde uyguladıkları ve Türkiye’de ilk olan ‘kooperatif’ modelinin halkta büyük karşılık bulduğunu, görev süresinde 7 bin konut hedeflerken bunu şimdi 20 bine çektiklerini anlatan Soyer, 1,5 yıldır evlerine kavuşmayı bekleyen depremzedelere müjde verdi. Soyer, depremzedelere de kooperatif kurdurup, meclisten geçirdikleri yüzde 20’lik emsal artışıyla elde edilecek kazançla binaların yapımını sağlayacaklarını açıkladı.
DAVA AÇTIK, İPTALİNİ İSTEDİK
Başkan Tunç Soyer, çevrecilerin “İzmir’in Kanal İstanbul’u” olarak nitelediği ve ‘rant eleştirileri getirdiği Çeşme Projesi ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı. Projeyi yakından takip ettiklerini ve başından beri masada olduklarını aktaran Soyer, “Defalarca Kültür ve Turizm Bakanı İzmir’e geldi, bize sunumlar yaptı. Hiçbirinde elimizin tersiyle itmedik, hepsini dinledik. Tüm safha boyunca kaygılarımızı dile getirdik. Bugün itibariyle üç temel kaygımıza karşılık olmadığı, bizi tatmin edecek cevaplar verilmediği için dava açtık, iptalini istedik. İptal edilmesi gerektiğine de tüm kalbimle inanıyorum. Bu yanlış bir proje.” dedi.
Soyer, iptal davası açmalarının gerekçelerini ise şöyle açıkladı:
“Burası, mutlak koruma alanı olarak ilan edilmiş bir alan. Bir senede nitelikli koruma alanı ilan edildi ve inşaat yapılabilecek hale getirildi. Peki bilimi nereye koyacağız? Mutlak koruma alanı ilan ederken var olan bilimsel dayanakları, bir sene içinde ne oldu da ortadan kaldırdınız? Hangi doku, hangi bitki örtüsü ortadan kalktı, ne oldu da orası inşaat yapılabilir hale geldi? Bu, cevabını alamadığımız bir soru. Diğer iki gerekçe de şunlar. Ulaşım. Hepimizin bildiği gibi tek bir aks vardır Çeşme Yarımadası’na giden, o da Çeşme Otoyolu’dur. Nüfus yoğunluğunu bu kadar artırmayı öngöreceksiniz, ‘hangi yeni güzergah yapıyorsunuz’ diye sordum. ‘Yeni bir güzergah yok, uçakların slotunu biz veriyoruz. Hafta sonu otoyolun yoğun kullanıldığı saatlere slot vermeyeceğiz’ dediler. Bu bizim için inandırıcı bir çözüm değil.
Üçüncüsü; Çeşme Yarımadası’nda 11 turizm alanı var. Bunlardan sadece üç tanesi planlanmış durumda. Alaçatı, Şifne… Bu alanlar yüzde 8 ila yüzde 15 arası yapılaşmış. Bu ne demek biliyor musunuz? Çeşme Projesi diye tarif ettiğiniz alan kadar büyük bir alan turizm merkezi olarak planlanmış. Burada bu imar planını yaptığınız, turizm merkezi olarak tanımladığınız bu yerde yeni planlar talebiyle geldiği zaman hak sahibi vermeyecek misiniz hakkını? Vereceksiniz. O zaman ne olacak? Burada nüfus yoğunluğunu artırmış olacaksınız. Daha önce devlet olarak ‘burası turizm merkezi’ demişsiniz. Şimdi sadece üçü planlanmış. Sekiz alan daha planlanacak. Orada yaratılacak nüfus yoğunluğu, turizm potansiyeli ne olacak? Plansız alanlarda bunu yapıyorsunuz. Bir yandan planlanacak alanlar var. Kısacası Çeşme Yarımadası bu yükü kaldırmaz kardeşim. Su meselesi var. Daha çok sebebimiz var. Bunların da cevabını almadık.
İZMİRLİLERİ PROTESTO MİTİNGİNE ÇAĞIRDI
Dediler ki ‘desalinasyon’ (deniz suyunu arıtma) yapacağız. Bunun maliyetini bir tarafa koyuyorum. Tuz dağlarını ne yapacaksınız? Her gün arıttığınız 20 milyon metreküp su için oluşan tuz dağlarını ne yapacaksınız? Onunla ilgili de tatmin edici bir cevap yok. 10 Mayıs günü saat 12.30’da Çeşme Projesi’ni protesto etmek için Gündoğdu Meydanı’nda bir miting yapacağız. Bütün İzmirlileri de buraya davet ediyorum.”