Eski Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve kurul üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB …
Eski Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve kurul üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davası bugün Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Ekrem İmamoğlu katılmadı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise mahkemede duruşmayı takip edenler arasındaydı.
İmamoğlu’nun avukatlarının reddi hakim talebi reddedildi. Duruşmada savcı, “Esas hakkındaki mütalaadan sonra celse arasında dosyaya uzman raporu sunulduğu görülmüştür. Tanıkların dinlenmesi için süre verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme heyeti duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.
İmamoğlu’nun avukatı: İçi boş bir dava
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, Gerçek Gündem’e yaptığı açıklama “Bu içi boş bir dava. Delillerimizin icelenmesini istedik. Mahkeme bunu kabul etti. Evet bu kararı, iyi bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Zaten o deliller incelenince YSk’ya dair bir ifade olmadığı görülecektir” dedi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İBB Başkanı İmamoğlu’nun “Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret” suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Savcı, hapis cezasının yanı sıra İmamoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “siyasi yasak” içeren 53. maddesinin de uygulanmasını da istemişti.
Ne olmuştu?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nun Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşmayı hedef alarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” ifadesini kullanmıştı.
İmamoğlu, gazetecilerin Soylu’nun bahsi geçen sözleriyle ilgili sorusu üzerine “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüze baksınlar. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” tepkisini göstermişti.
Soruşturmanın davaya dönüşmesi sonrası İmamoğlu, ocak ayında Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ara celsesinde kendisini şöyle savunmuştu:
“Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı’nın şahsıma yönelik açıklamalarında ‘Ahmak’ kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu ‘ahmak’ kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı’dır. Dolayısıyla asla YSK’yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım.
Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK’nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim.”
YSK Başkanlığı tarafından 15 Kasım 2019’da yapılan ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturmanın ardından dava açıldı.