Bir kooperatif başkanı, ödenmeyen alacak sebebiyle borçlular hakkında saat 16.00 sularında İcra takibi başlattı. Takipten haberdar olan davalılar …
Bir kooperatif başkanı, ödenmeyen alacak sebebiyle borçlular hakkında saat 16.00 sularında İcra takibi başlattı. Takipten haberdar olan davalılar, ilgili borç miktarı parayı aynı gün saat 17.11’de kooperatifin banka hesap numarasına yatırdı. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yolunu tutan alacaklı, takibe geçildikten sonra ana para borcunu ödemiş olsalar da vekalet ücreti, faiz, tahsil harcı ve ferilerini ödemek zorunda olduklarını, icra dosyasına yapılan itirazların hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile alacağın yüzde 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etti.
Davalılar, icra takibi yapılmadan önce borcun tamamını ödediklerini, borcun tahsil edilmesinden sonra yapılan icra takibinden dolayı vekalet ücreti ve icra giderinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, ödeme emrinin düzenlenmesinden ve henüz tebliğ edilmemesine rağmen aynı gün bir saat sonra ödemenin yapılması durumu karşısında tarafların birbirlerinden haberdar olmadığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğuna dikkat çekti. Mahkeme kararında, “Ödeme emrinin ödemenin yapıldığı aynı günün akşam saatlerinde mesai bitimine doğru düzenlenmesi ve hemen ardından banka ödemesi yoluyla borcun ödenmiş olması, hukuki anlamda aralarında husumet bulunan alacaklının borçlulara vekalet ücreti ve icra masrafı yüklemek amacıyla dava konusu takibi başlattığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir” denildi.
2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce miktar itibarıyla kesin olarak verilen karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz isteminde bulunuldu. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Banka hesap numarasına yapılan ödemeden takipten sonra alacaklının yada vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından ve alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesi hayatın olağan akışı içinde mümkün bulunmadığından dolayı bu ödemenin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece takip günü yapılan ödemenin takipten önce yapılan ödeme olarak kabul edilemeyeceği ve alacaklının takipte haklı olduğu gözetilerek, takip tarihi itibarıyla tespit edilen toplam borç üzerinden borçlunun icra vekalet ücreti ve takip masraflarından sorumlu olacağı kabul edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin tebliğinden önce ödeme yapıldığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmekle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemi kabul edilerek mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir. Kararın kanun yararına bozulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.”