Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Türkiye’nin üç askeri müdahalesi olmasaydı, Zeytin Dalı Harekatı’ndan Fırat Kalkanı’na kadar Suriye’nin toprak bütünlüğünü temin etmek mümkün olmazdı.” dedi.
Kalın, AHaber canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Doha’daki görüşmesinin arka planı olduğunu belirten Kalın, “Biz, onların orada olacağını, onlar da bizim orada olacağımızı biliyorlardı. Bu fotoğrafın iki yıl geriye giden bir geçmişi var. Bir anda o gün ayak üstü verilmiş bir karar değil. Mısır ile Türkiye’nin belli çıkarları, beklentileri daha yakın bir hale geldi. Bakış açılarımız ve çıkarlarımız biraz daha örtüşmeye başladı.” dedi.
Kalın, sözlerine şöyle devam etti:
“Mısır, Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz’den, bir enerji haritasından bahsetmenin mümkün olmadığını gördü. İkili ilişkiler bağlamında da bizim ticari, ekonomik, siyasi insani ilişkilerimiz ortada. Mısır’ın bütün ekonomik zorluklarına rağmen Arap dünyasındaki merkezi rolü ortada. Bütün bunlar adım adım bizi birbirimize yaklaştırdı. Bir tarafta zemin hazırlanmış oldu.”
Kalın, Türkiye ve Mısır arasında özel temsilciyi gerektirecek bir durumun olmadığını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin bakanlar düzeyinde devam edebileceğini söyledi.
SURİYE İLE TEMASLARIMIZ DEVAM EDİYOR
Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğüne en fazla önem veren ülke olduğunu vurgulayan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin üç askeri müdahalesi olmasaydı Zeytin Dalı Harekatı’ndan Fırat Kalkanı’na kadar Suriye’nin toprak bütünlüğünü temin etmek mümkün olmazdı. Türkiye’nin bu askeri müdahaleleri olmasaydı muhtemelen bugün Irak sınırından Akdeniz’e kadar orada bir terör koridoru ve devletçik yapılanması ortaya çıkacaktı. Bunu ne Rusya’nın ne İran’ın ne Esed rejiminin ortadan kaldırması, geriye çevirmesi mümkün olmayacaktı. Biz hem kendi sınır güvenliğimizi sağladık bu operasyonlarla hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü temin ettik. Ayrıca muhtemelen gelebilecek daha büyük göç dalgalarını da bu operasyonlarla sınır güvenliği sayesinde sağlamış olduk.”
Suriye ile istihbarat düzeyinde temasların devam ettiğini bildiren Kalın, temaslardaki amacın Türkiye’ye yönelik tehditlerin minimize edilmesi olduğunu belirtti. Bu temasların, PKK hedeflerinin vurulması, yeni bir göç dalgasının önlenmesi ya da şehirler arası geçişlerde alınacak tedbirler doğrultusunda olduğunu anlatan Kalın, “Bütün bunların üstünde, bunları da aşacak şekilde yepyeni bir sayfa açılır mı konusunda Cumhurbaşkanı’mız ifade etti. ‘Siyasette ebedi küslükler olmaz.’ ama bunun oluşabilmesi için bir zeminin oluşması gerekiyor.” dedi.
İstiklal Caddesi’nde yaşanan terör saldırısının, süreci farklı bir istikamete taşıdığını vurgulayan Kalın, “Şu ana kadar bizim PKK ile mücadelemiz çok büyük oranda Suriye ve Irak sahasında devam ederken, örgüt bunu getirip önce İstanbul’un göbeğine sonra da Gaziantep’e taşımaya kalkıştı. Bunun karşılıksız kalması söz konusu olabilir mi? Elbette olamaz, buna karşılık verildi, verilmeye de devam edilecek.” ifadelerini kullandı.
ERMENİSTAN-TÜRKİYE AÇIKLAMASI
Ermenistan ve Türkiye arasındaki sürecin olumlu ilerlediğini aktaran Kalın, “Bu ayın başında sınırda teknik heyetler toplantısı yapıldı. Bu geçişler başladığı zaman bunlarla ilgili teknik hazırlık çalışması yapıldı. Üçüncü ülke vatandaşlarının geçişleri, diplomatik pasaportlara geçiş izni verilmesi de yakın vadede hayata geçirilmesi muhtemelen adımlar.” diye konuştu.
Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanması için bir zeminin oluşmasını istediklerini dile getiren Kalın, bunun içinde Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi gerektiğine işaret etti.
GERİLİMDEN YANA DEĞİLİZ
Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan gerilime ilişkin soruları da yanıtlayan Kalın, şunları kaydetti:
“Biz, hala bir gerilimden yana değiliz. Yunanistan ile komşuyuz. Coğrafyanın kader olması ilkesi çerçevesinde birlikte bu coğrafyayı paylaşmaya devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki Türkiye-Yunanistan normalleşmesi, dostluğu, kardeşliği iki ülkenin de Ege’nin de bütün bölgenin de faydasınadır. Tersi yönde atılacak adımlara Türkiye tabii ki karşılıksız kalmaz. Bunun Yunanistan’a bir faydası olmaz.”
