N!xau, Namibyalı kendi halinde bir çiftçiyken, Güney Afrikalı yönetmen Jamie Uys’un teklifiyle bir anda hayatı değişti. 1980 yapımı olan …
N!xau, Namibyalı kendi halinde bir çiftçiyken, Güney Afrikalı yönetmen Jamie Uys’un teklifiyle bir anda hayatı değişti. 1980 yapımı olan ‘Tanrılar Çıldırmış Olmalı’nın başrolüne uygun görülen N!xau, dünya genelinde bir ün yakaladı.
FİLM BÜTÇENİN 40 KATI KAZANDI
Kendi döneminde büyük yankı uyandıran komedi türündeki yapım, başta ABD olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde defalarca izleyiciye sunuldu. Film Hollywood’a taşındı ve 5 milyon dolarlık bütçeye sahip olan film bugüne dek tam 200 milyon dolar (3 milyar 716 milyon 720 bin TL) hasılat elde etti.
SADECE 300 DOLAR KAZANDI
Film öyle bir ilgi gördü ki, yapımcılar bir sonraki seri için avuç ovuşturmaya başladı. 4 filmden oluşan serinin ilk filminin üzerinden 42 yıl geçti. 36 yaşında ilk kez para ile karşılaşan N!xau, milyon dolarlık bütçeden sadece 300 dolar kazandı. İlk parasını ailesine suyu ve elektriği buluna bir tuğla ev inşa etmek için harcadı.
DÜNYAYI GEZDİ
İlk filmde parayı az aldığını anlayan N!xau, 1989’da çevrilen ikinci filmde 80 bin dolar kazandı.
Hızlı bir şekilde dış dünyaya adapte olan N!xau, hem şöhretli olmanın verdiği rahatlık hem de maddi imkanlarla dünyayı gezdi. Amerika’ya, Paris’e, Japonya’ya gitti. Bir süre sonra alkol ve sigara bağımlısı olan N!xau’nun parası bitti. Ailesiyle doğduğu topraklara dönen N!xau, 2003 yılının Temmuz ayında, evinden odun toplamak için çıktı ve 3 gün boyunca geri dönmedi.
Ailesi onu günlerce aradı. Aramaların 4. gününde bir alanda ölü bulundu. Polis Xau’nun ölüm sebebini hala açıklamadı.
TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI FİLMİNİN KONUSU
Xi ve kabilesi medeniyetten bihaber, batı kültürüne zıt ütopik yaşamlarını sürdürürler ta ki bir uçaktan atılan şişeyle karşılaşana kadar. Şişenin Tanrı tarafından gökyüzünden onlara gönderildiğine inanırlar. O ana kadar alet edavat olarak hayvan kemiği ve ağaç dallarını kullanmakta olan kabile üyeleri şişeyi günlük işlerinde kullanmaya başlarlar. Ancak bir süre sonra şişeyi aralarında paylaşamaz raddeye gelirler.
İlk başta Tanrı’nın nimeti olarak gördükleri bu şişe zaman içinde kabile mensupları arasında geçimsizlik, kıskançlık ve nefret gibi daha önce hiç tatmadıkları negatif duygularla karşılaşmalarına neden olur. Tek dişi kalmış canavarı, medeniyeti simgeleyen şişe daha önce hiç yüzyüze gelmedikleri bu negatif duyguları tatmalarına neden olur. Bu durum karşısında Xi dehşete kapılır ve şişeyi kaptığı gibi dünyanın öbür ucuna doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Amacı dünyanın kenarına vardığında şişeyi aşağıya atmak ve ondan ilelebet kurtulmaktır. Ancak bu yolculuğu sırasında Xi’yi birçok sürpriz bekler.