30 Eylül 2014’te o dönem HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş, beraberindeki milletvekili ve belediye başkanlarıyla, Mürşitpınar Sınır …
30 Eylül 2014’te o dönem HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş, beraberindeki milletvekili ve belediye başkanlarıyla, Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan geçerek DEAŞ ile PKK/YPG arasında çatışmaların sürdüğü Suriye’nin Kobani kentine gitti. Daha sonra Mürşitpınar Sınır Kapısında 6 Ekim 2014’te HDP’de açıklama yaparak, Kobani için halkı sokağa çıkmaya ve çıkanlara da destek vermeye çağırdı.
Demirtaş halka ‘sokağa çıkın’ çağrısında bulunarak, “Halkımızı hemen şimdi sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen ve Kobani Olayları olarak bilinen eylemlere ilişkin aralarında Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 27’si tutuklu 108 sanık hakkında iddianame hazırlandı, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
“ABC123” PKK-HDP İLİŞKİSİNE DARBE VURDU
Kobani soruşturmasının en önemli tanıklarından biri ise “ABC123” kodlu gizli tanık oldu. Soruşturma aşamasında örgütle ilgili çok önemli bilgiler veren gizli tanık, Kobani Davasındaki duruşmada kimliğini deşifre etme kararı aldı. 300 bin lira ödülle “Terörden Arananlar Listesi”nde “gri” kategoride yer alan “Adıl” kod adlı Merdan Rüştü Ovalıoğlu, kendisinin “ABC123” kodu verilen gizli tanık olduğunu, örgütün sözde özel kuvvetler biriminden kaçtığı için PKK’nın hakkında infaz kararı aldığını, kimliğini de saklamasının artık anlamı kalmadığını ifade etti. 2018 yılında PKK/KCK’dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan örgüt üyesine, duruşmada Cumhuriyet Savcısı tarafından PKK-HDP ilişkisi soruldu.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ, SORUYU DUYUNCA ÇILDIRDI
Tutuklu yargılanan Selahattin Demirtaş, “İtiraz ediyorum. Soruya itiraz ediyorum, Sanığa soru soracaksanız, benimle ilgili sorun. Diğer arkadaşlarımla ilgili sorun. HDP’nin tüzel kişiliği, kurumsal kişiliğiyle ilgili bir dava görülmüyor burada” dedi. Dava dosyasında 6-8 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen olaylara ilişkin olarak HDP MYK’sının 6 Ekim 2014 tarihinde sosyal medyadan paylaşmış olduğu paylaşımın meydana gelen olaylarla bağlantılı olduğu belirtilerek tanığa HDP-PKK ilişkisi soruldu.
“HDP’NİN İÇ TÜZÜĞÜ METİNA’DA YAZILDI”
PKK terör örgütünde 2014 yılında KCK Türkiye masası ve Kuzey merkez koordinasyonu olarak bilinen Metina’daki karargahta şoför olarak görev aldığını belirten Merdan Rüştü Ovalıoğlu HDP’nin iç tüzüğünün örgütün görevlendirildiği isimler tarafından yazıldığını anlattı. Tanık “HDP’nin iç işleyişinin dahi Zerrin, Zafer ve Garzan’ın da dahil olduğu bir grup tarafından yazıldığına ben tanık olmuştum.
Hatta Zerrin’in bir iddiası oluyor. Aynı şekilde diğerlerinin bir itirazı oluyor. Burada anlaşamıyorlar. İmralı’ya giden heyet üzerinden bu anlaşma çözülmesi için İmralı’ya soruluyor, Abdullah Öcalan’a soruluyor. Abdullah Öcalan’ın da HDP’nin iç tüzüğünde yani ya Merkez Disiplin kuruluydu. Konunun bile orada değerlendirilip, dağa geldiğinde, yani Metina’ya geldiğinde, Zerrin haklı çıktığı için Zerrinin buna sevindiğine ben tanık olmuşum. Yani HDP’nin iç işleyişi dahi örgüt tarafından belirleniyordu. Yani iç kurumlan, merkez kurumları, işte parti meclisi olsun, milletvekilleri olsun, hepsi dahil benim içerisinde o zaman şoförlük yaptığım komite, karargah tarafından belirlenmekteydi.
Hatta o süreçte biz Kandil’deyken, yani daha sonraki süreçte Kandil’deyken, yine HDP’nin seçim çalışmaları, seçim pratikleri, milletvekilliği, milletvekili adayları, aynı şekilde parti meclisi, MKYK orada belirlendiğini, liste gönderildiğini, hatta Selahattin’in de buna itiraz, sürekli itiraz etmesinden kaynaklı da, Selahattin ile örgüt arasında bir anlaşmazlık olduğunu duymuştum. Bütün HDP’nin iç işleyişi ve yapısı örgüt tarafından belirleniyor. Bunu herkes biliyor zaten. Ayrıca kimin aday olup olmayacağından tutun da kimin bir işte hangi alanda faaliyet yürüteceğine, hangi çalışmayı yürüteceğine kadar yine yürütme konseyi ve eş başkanlık tarafından belirlenir. Oraya göre yürütülür” dedi.
“DBP’Yİ DE DAĞ KADROSU YÖNETİYOR”
Belediyelerin ise örgüt tarafından kurulan DBP tarafından idare edildiğini anlatan Ovalıoğlu “DBP örgütün amaçlan doğrultusunda kadro yetiştirmek ve bölgeye yani kürdistan coğrafyasına amaçlarını yaymak için kurulmuş bir partidir. Amacı yerel yönetimler üzerinden Kürt bölgesinde örgütün ideolojisini yaymak, HDP’nin amacı ise bir çatı partisi görevi görerek farklı etnik ve kültürel bileşenleri de içerisinde göstererek Türkiye partisi gibi faaliyet yürütmekti. Bu şekilde ayrışıyor, ayrıştırmaya başladılar daha sonra.
Ama HDP’nin ana omurgası örgüt tarafından belirlenir, yine başka örgütler de var, MLKP’nin olduğu biliyorum, TİKKO’nun TKP/ML’nin içerisinde olduğu örgüt, yine bazı dernek ve bazı radikal grupların da içerisinde faal olduğunu, yine toplantılarda, bu toplantılara da katıldığına tanık oldum. Yani aslında HDP bir çatı partisi, ana yapısını örgüt tarafından belirleniyor. Yanında da diğer radikal örgütler bulunuyor. DBP ise örgün bizzat kadro partisidir. Amacı, zaten isminden de anlaşılıyor, demokratik bölgeler, yani öz yönetim mantığını, kürdistan, yani tabiri caizse kürdistan coğrafyasına yaymak ve geliştirmek için kurulmuş bir yapıdır. DBP, HDP’den daha fazla örgütün kadroları içerisinde bulunuyor. HDP’nin içerisinde ise belli kademelerde, yani daha çok yani ana stratejik yerlerde kadrolar tarafından diğer kesimler yönlendiriliyor” dedi.
O İSİMLERDEN 1’İ KIRMIZI LİSTEDE ARANIYOR
Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun HDP’nin iç tüzüğünü yazdığını belirttiği isimlerin ise PKK’nın Metina Karargahında görevli üst düzey örgüt yöneticilerinden olduğu belirlendi. HDP’nin iç tüzüğünü yazan kod adı Zerrin olan teröristin Nesrin Deniz, Garzan kod adlı teröristin Nihat Durmuş, Zafer Riha kod adlı teröristin ise Osman Akbaş olduğu öğrenildi. 3 teröristten Zerrin kod adlı Nesrin Deniz’in 10 milyon ödülle kırmızı listede aranan isimlerden olduğu öğrenildi.