Sultan Abdülaziz devrinde Cape Town’a görevlendirilen Osmanlı ulemasından Ebubekir Efendi’nin torunu olan Rüştü Atala, Güney Afrika’da kalmış ve …
Sultan Abdülaziz devrinde Cape Town’a görevlendirilen Osmanlı ulemasından Ebubekir Efendi’nin torunu olan Rüştü Atala, Güney Afrika’da kalmış ve burada faydalı işlerde bulunmuş bir Osmanlı ailesine mensup.
Eğitimini İstanbul ve Londra’da tamamladıktan sonra Ümit Burnu’na ülkedeki ilk Müslüman pilot olarak dönen Rüştü Bey, Birinci Dünya Savaşı patlak verince İngilizlere karşı Türk saflarında kahramanca savaşmış bir isim.
Rüştü Atala’nın torunu Güney Afrikalı iş insanı Güven Atala, dedesinin ve ailesinin, Güney Afrika’dan Türkiye’ye uzanan hikayesini ve Türk kimliğinin kendileri için anlamını AA muhabirine anlattı.
– Arap çöllerinde İngilizlere karşı Güney Afrikalı bir Osmanlı
Atala, 1896’da dönemin Britanya İmparatorluğu hakimiyetindeki Güney Afrika’da bir Osmanlı vatandaşı olarak dünyaya gelen büyükbabasının, genç yaşta eğitim amacıyla İstanbul’a gönderildiğini söyledi.
Rüştü Bey’in, Osmanlı’nın ilk Singapur Başkonsolosu olan babası Ahmet Ataullah Bey’in görev yerinde vefatının ardından ailesiyle birlikte Londra’ya taşındığını belirten Atala, pilotluk eğitimini de buradayken aldığını ifade etti.
Atala, “Rüştü Bey 18 yaşındayken Ümit Burnu’na döndüğünde, ülkenin ilk Müslüman pilotu olarak karşılandı.” dedi.
Rüştü Bey’in henüz o yaşta Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle İngilizlere karşı Türk saflarında çarpışma kararı aldığını aktaran Atala, “Meşhur Kût’ül-Amâre cephesinde savaştı. Cepheden arkadaşına yazdığı bir mektubunda Arabistanlı Lawrence’ın Şam’da seyahat ettikleri treni nasıl bombalamaya çalıştığını anlatmıştır.” ifadesini kullandı.
– Türk kimliğini Güney Afrika’da yaşatmak
Atala, Rüştü Bey’in Güney Afrika’nın ilk Müslüman kadın doktoru Havva Hayrunnisa Hanımın da dahil olduğu son derece iyi eğitimli bir neslin ferdi olduğuna, o zamanlar çalışkan ve meziyetli bir Osmanlı gencinin önünde çok fırsatlar bulunduğuna dikkati çekti.
Büyükbabasının, doğduğu ve yaşadığı Afrika topraklarında Türklük bilincini koruduğuna işaret eden Atala, şunları kaydetti:
“Kardeşlerimizle hepimizin isimleri Türkçe. Geçmişte apartheid döneminde isimlerimizden dolayı okulda dışlanırdık. Ama annemiz bize daima özel olduğumuzu, çünkü bu isimleri bize köklerimizi asla unutmamamızı dileyen dedemizin verdiğini söylerdi. Kendisine sonsuza kadar minnettarız.”
– Ataların dilini öğrenmek
Atala, geçen sene 26 Temmuz’da vefat eden babası Ahmet Kemal Atala’nın da başarılı bir iş kariyeriyle ömrü boyunca kendilerine ilham olduğunu kaydetti.
Bununla birlikte, evden uzak bir çocukluk ve gençlik geçiren babasının Türkçe öğrenme imkanı olmadığını dile getiren Atala, bu nedenle kendilerine de Türkçeyi aktaramadığını belirtti.
Atala, Türkçe’nin eğitim dili olmadığı bir ülkede eğitim gördüklerini hatırlatarak, “Ancak şimdi Türk vatandaşlığını aldıktan ve Türkiye’yi birkaç kez seyahat ettikten sonra, atalarımın dilini öğrenmek ve konuşmak için yeni bir ilhama sahibim.” şeklinde konuştu.
Yeni nesle atalarının dilini öğrenmeleri için destek olmayı bir görev bildiğini söyleyen Atala, “Bugün gençlerimizin çoğunun finansal olarak fayda sağlamadıkça yeni şeyler öğrenmeye yönlendirilmediğini görüyoruz.” diye konuştu.