İktidar sözcüleri, enflasyonun düşeceğini sıklıkla dile getiriyor ancak fiyatlar artmaya devam ediyor. Geçim derdine düşen vatandaş ise bu …
İktidar sözcüleri, enflasyonun düşeceğini sıklıkla dile getiriyor ancak fiyatlar artmaya devam ediyor. Geçim derdine düşen vatandaş ise bu açıklamalara güvenmediğini ve fiyatların düşeceğine dair umutlarının kalmadığını ifade ediyor.
Rekor seviyeye çıkan döviz kurlarında yaşanan kısmi düşüşün ardından Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati başta olmak üzere iktidar sözcüleri; hayat pahalılığının azalacağını, enflasyonun üzerindeki ‘köpüğün’ ve ‘müsilajın’ kaldırılacağını söylüyor.
Ancak vatandaşlar çarşı, pazardaki fiyatlarla bu tür açıklamaların çeliştiğini söylüyor. Fiyatların düşeceğine artmaya devam ettiğini belirten vatandaşlar, iktidar cephesinden yapılan açıklamaların da inandırıcı olmadığını dile getiriyor.
SÖZCÜ muhabiri İstanbul Feriköy Pazartesi Pazarı’nda vatandaşlara mikrofon uzattı, “İktidar sözcüleri birkaç aya kadar enflasyonda tek haneli rakamların görüleceğini, fiyatlar üzerindeki ‘köpüğün’, müsilajın’ kaldırılacağını söylüyor. Sizce ucuzluk günleri kısa sürede gelecek gibi mi?” diye sordu. Verilen yanıtlar şöyle oldu:
“AK Parti’YE OY VERİYORDUM, ARTIK VERMEYECEĞİM”
Hülya Günay: “Onlar kendilerini kandırıyorlar. Öyle bir şey yok. Yemin ediyorum yıl başından sonra fiyatlar daha da katlandı. Biz emekliyiz, geçinmekte zorlanıyoruz. Doğma büyüme burada yaşıyorum, Allah şahit, 67 yaşındayım hayatımda hiç görmemiştim; marketler kapıya sandıkları koyuyorlar ya, o sandıklardan artık meyve-sebze alıyor millet.
Hayatı çok zorlaştırdı bu parti. Ona oy veriyordum, vermeyeceğim artık. Kati suretle vermem. Çok pahalandırdı her şeyi. Fiyatların düşeceğine de inanmıyorum. Onlar her sene öyle söylüyorlar; tanzim satışı kurdular, bilmem ne… Onlar kendilerini avutuyorlar. Öyle bir şey yok.
Çok vergi alıyorlar. Arabam yok, bir şeyim yok, geçmediğim köprünün parasını niye ödeyeyim? Ödüyoruz da ödüyoruz… Ee, ne alıyoruz biz? Ecevit zamanında evet kuyruklar vardı ama para vardı. Her şey ucuzdu.
Emekli maaşı ile ev alıyordun, şimdi alabiliyor musun? Şimdi her şeyi çok pahalandırdılar. Vergi, vergi, vergi… Neredeyse konuşmaya da vergi alacaklar. Allah için gerçeği konuşalım.”
“KASAPTAN KEMİK ALDIM KEMİK…”
Tülay Çapkın: “Öyle bir şey olabilir mi? Nasıl indiriyor? İndiriyorsa, gücü yetiyorsa şimdiden indirmesi lazım. Ben hiç inanmıyorum. Şimdi markete gideceğim, yağa bakıyorum hep aynı. Kimse hiçbir şeyi indirmiyor. Ne süt ürünlerinde, ne yağlarda, ne de bakliyatlarda.
Benim hiç inancım yok. (Eliyle göstererek) Pazarın girişinden başladım, dolana dolana dönüyorum… En ucuzuna, hangisi işime gelirse ona bakıyorum. Kalitelisini zaten alamam, onlardan hiç alınmıyor…
Ben bilirim ki çok önceden çok güzel, çok rahat alışveriş yapardık. Ben bu hafta (kasaptan) kemik aldım kemik… Onun bile kilosunu 35 lira yapmışlar. Bildiğiniz çorbalık kemik. Önceden o kemikler bedavaydı. Şimdi niye parayla?
Artık çok et tüketemiyoruz, daha çok kıymalı yemeklere yöneldik. Tavuk fiyatları da almış başını gidiyor. Fiyatları şimdiye kadar düşürmeleri lazımdı. 20 Aralık’tan beri yaptıkları neydi? Kur korumalı kanunla (fiyatlar) düşecek demedi mi? Niye hiçbiri düşmedi?”
“SON 1-2 AYDIR TANEYLE ALIŞVERİŞ YAPMAYA BAŞLADIK”
Çiğdem Yolcu: “Her şey çok pahalı. Ben (ucuzluk) görmüyorum ama inşallah olur. (Gönlünüzce alışveriş yapabiliyor musunuz?) Yok. İsteyip de alamadığımız ürünler oluyor. Mesela domatesi ancak 2 tane alabiliyoruz. Eskiden kiloyla alabiliyorduk. Son 1-2 aydır taneyle ürün almaya başladık. İnşallah iyi olur, temennimiz bu.”
“FAZLA ALINCA ALTINDAN KALKAMIYORUZ”
Yasemen Yanmaz: “Bana hiç öyle gelmiyor. Öyle bir şey göremiyoruz. Aşırı pahalı, gönlümüzce alışveriş yapamıyoruz. Bir ürün alıyorsam, diğer ürünü bırakmak zorundayım. Almak istiyorum ama fiyatlar o kadar pahalı ki…
Bugün şu meyveyi alıyorsam, bir daha ki hafta başka bir meyve alabiliyorum. Eskiden alabiliyorduk. Örneğin ayva alıyordum, elma alıyordum vesaire ama şimdi ya onu, ya onu. Hepsi birden olmuyor. (Hanedeki) Herkese de birer tane alamıyorsunuz ki… Fazla alınca da onun altından kalkamıyorsunuz. Gerçekten çok zor bir durum.”
“KENDİLERİNİ AVUTUYORLARSA AVUTSUNLAR YALNIZ HALKLA OYNAMASINLAR”
Musa Ateş: “Hayatta her şey var olacak ama yalan, dolan kötü bir şeydir. O enflasyon bugün mü oldu? Dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Türkiye’nin son 20 yıl içerisinde bu duruma gelmesinin sebebi nedir? Yanlışlıklar. Bencil olmasın. Yanlışları hep kendi var etti.
‘Enflasyon tek hanelere inecek…’ Bunları unutalım. Birileri kendini avutuyorsa avutsun yalnız halkla, mahzun insanlarla oynamasın. Bu pazarın dolması gerekiyor, nerede bu insanlar? Ben 1953’ten beri İstanbul’dayım, (pahalılığın) bu kadar olduğunu bilmiyorum. Bu kadar olacağını da hiç düşünmüyordum ama şu anda ben de düşünmeye başladım.”
“PATLICAN 20 LİRAYDI ALAMADIM”
İsmini vermek istemeyen vatandaş: “Bunu hükümete sormanız lazım. (Siz vatandaş olarak ucuz günlerin kısa süre içinde geleceğine inanıyor musunuz?) Hayır, öyle bir şey yok. Şu ana kadar, (fiyatı) yükselen bir şeyin indiğini gördünüz mü? Ben bundan sonra da ucuz olacağına inanmıyorum. Rahatça alışveriş yapamıyoruz. Çünkü her şey pahalı. Patlıcan alacaktım, 20 lira, alamadım.”
“DÖVİZ DÜŞTÜ AMA FİYATLAR HÂLÂ PAHALI”
Leyla hanım: “Hayır, ben inanmıyorum. Onlar öyle söylüyorlar ama fiyatlar yine çıkıyor. Avro, dolar düştü; hala fiyatlar pahalı. Biz çok zor durumdayız. Çalışıyorum, pazara geliyorum, bir şey alamıyorum. Çok pahalı. Markete gidiyorum, fişe bakıyorum, (hesap tutarı) şaka gibi geliyor. Çalıştığım halde yine de geçinmekte zorlanıyorum. Çok üzülüyorum. İnşallah düşer fiyatlar ama inanmıyorum.”