Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Kulübü ile Afyonkarahisar Genç Girişimciler Kurulu işbirliğiyle düzenlenen …
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Kulübü ile Afyonkarahisar Genç Girişimciler Kurulu işbirliğiyle düzenlenen Ticaret Zirvesi’ne, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Ayşegül Selışık, BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, AGRİMETRE Genel Müdürü Selçuk Bağcı, Mavi Bölge Müdürü Çağrı Eke konuşmacı olarak katıldı.
“TÜRKİYE İÇİN KITLIĞIN YAŞANABİLECEĞİ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Konuşmasında bazı ülkelerin kıtlık ile karşı karşıya geldiğini vurgulayan Selışık, şunları söyledi:
“Dünya nüfusunun 2050 yılına 10 milyar olması bekleniyor. Şu anda dünyada açlıkla mücadele eden 800 milyondan fazla insan var. Pandemi bunu tetikledi tabii ki. Bunun en büyük sebeplerinden biri, bir anda ticaret yollarının kapanması. Ülkelerin kendi gıda güvenliklerini korumak adına ihracatı yasaklaması gibi koruma politikaları bunların etkisi arasında. 2050 yılına 10 milyar olması bekleniyor. Bu nüfusu besleyebilmek için gıda ve tarımsal üretimimizi yüzde 60 artırmamız lazım. Bu gerçekten büyük bir rakam. Yapılabilir mi? Evet, yapılabilir. Elimizdeki kaynaklarla az ile daha çok üretebiliriz. Bunun için ciddi bir planlama gerektiriyor.”
“ÇİFTÇİMİZ HALA ÜRETİMDEN VAZGEÇMEDİ”
Su olduğu müddetçe tarım sektörünün her zaman devam edeceğini ve Türkiye’nin de su kaynakları bakımından zengin olduğuna dikkat çeken Selışık, “Bazı ülkeler kıtlık yaşıyor. Somali’de, Sudan’da kıtlık yaşanıyor. Bizim doğal kaynakları zengin, coğrafi olarak çok güzel bir yerde konumlanmış bir ülke olarak elimizdekine sahip çıkmamız lazım. Tarım bütün dünyada suyun yüzde 70’ini kullanan bir sektör. Bu ne demek? Su varsa verimlilikte artış var demektir. O zaman gelecek nesillere de yetecek bir gıda üretimi yapabilmemiz için elimizdeki suyu etkin kullanmamız gerekiyor. O yüzden Türkiye için kıtlığın yaşanabileceği söz konusu değil. Sonuçta hala üretiyoruz, çiftçimiz hala üretimden vazgeçmedi. Bir tehlike var mı? Evet var. Artık gençler kırsalda yaşamak istemiyor. Özellikle şehirlerin cazibesine kapılıp tarım da zor bir sektör olduğu için tarımda kalmak istemiyorlar. Fakat tarımsal üretim olmazsa şunu bilmeliyiz ki; bir gün o üretimi bizler için yapacak kimse kalmadığında ithalata bağımlı kalacağız” diye konuştu.
“YAPMAMIZ GEREKENİ YAPTIĞIMIZDA ÜLKEMİZ İÇİN KITLIK OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Sürdürülebilir gıda sistemleri kavramının uygulamasının şart olduğunu dile getiren Selışık, “Fakat şunu biliyoruz, pandemide ne oldu? Dışardan da ithal edemediniz. Doğal afetler devam ediyor. Bir taraftan başka insan yapımı bilmediğimiz, beklemediğimiz savaşlar ortaya çıkabilir, krizler ortaya çıkabilir. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. En çok hazırlıklı olması gereken sektör tarım sektörü, gıda sektörü. Bir uzun vadeli planınız olmalıdır. Sürdürülebilir gıda sistemleri kavramının uygulamamız lazım. Tüm kurum ve kuruluşlar olarak hepimizin bir sorumluluğu var. O sorumluluğun farkına varıp sadece yapmamız gerekeni yaptığımızda ben en azından ülkemiz için bir kıtlık olacağını düşünmüyorum” değerlendirmesini yaptı.