enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
10°C
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
11°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C

Estonya Türkiye’yi işaret etti: Erdoğan’ın Putin’e söyleyecek etkili sözleri olabilir

Estonya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında nükleer silahlara başvurulması ihtimaliyle …

Estonya Türkiye’yi işaret etti: Erdoğan’ın Putin’e söyleyecek etkili sözleri olabilir
10.10.2022
80
A+
A-

Estonya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında nükleer silahlara başvurulması ihtimaliyle ilgili “Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde savaşan tarafları müzakere masasına getirerek önemli diplomatik hamleler yaptı. Nükleer silahlar konusunda da Erdoğan’ın Putin’e söyleyecek etkili sözleri olabilir.” dedi.

Resmi ziyaret kapsamında Türkiye’de bulunan Mihkelson, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bölgesel etkileri, NATO’nun genişleme politikası, Rus vatandaşlarına yönelik kısıtlamalar ve gündemdeki diğer konular hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

“BENZER ZORLUKLARA KARŞI ÇÖZÜM ARAYIŞINDA OLAN MÜTTEFİK İKİ ÜLKEYİZ”

Türkiye’yi üçüncü kez ziyaret etme fırsatı bulduğunu belirten Mihkelson, Estonyalıllar için Türkiye’nin cazip turizm noktalarının başında geldiğini söyledi.

Mihkelson, iki ülkenin de NATO üyesi ve barışı önceleyen benzer bakış açılarına sahip olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin komşu ülkelerinde yaşanan çatışma ortamıyla Estonya’nın da Rusya nedeniyle ortaya çıkan güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Mihkelson, “Benzer zorluklara karşı çözüm arayışında olan müttefik iki ülkeyiz.” dedi.

“ESTONYA, NATO’NUN GENİŞLEME POLİTİKASINI DESTEKLİYOR”

Rusya ile Ukrayna arasında savaşın başlamasıyla yeniden gündeme gelen NATO’nun bölgesel olarak üstlendiği rol ve genişleme sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Mihkelson, “Estonya, NATO’nun genişleme politikasını destekleyen bir ülke. Çünkü biz küçük bir ülke olarak, aynı değerlere sahip ve uluslararası güvenliği NATO gibi yapılar vasıtasıyla sağlamayı amaçlayan ülkeler arasındaki yakın iş birliğinin öneminin farkındayız.” diye konuştu.

Mihkelson, Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerin NATO’ya üye olmalarının yalnızca Kuzey Avrupa bölgesi için değil dünya için de güvenlik ve istikrarı artıracak bir hamle olacağının altını çizdi.

Bu iki ülkenin yanı sıra Ukrayna’nın da NATO üyeliğini dört gözle beklediklerini vurgulayan Mihkelson, “Ukrayna, NATO’ya üye olmadığı sürece Avrupa’da barış ve istikrarı sağlamak mümkün olmayacaktır. Bunun Ukrayna’nın savaşta zaferi elde etmesinin ardından gerçekleşebileceğini umuyorum.” ifadelerini kullandı.

“RUSYA’NIN UKRAYNA’YI İŞGALİ, 2014’DE KIRIM İLE BAŞLADI”

Rusya’ya uygulanan yaptırımların Avrupa’da barış ve güvenliğin sağlanması için gerekli olduğuna işaret eden Mihkelson, uluslararası hukuku çiğneyen, bağımsız ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik saldırı düzenleyen herhangi bir ülkenin diplomatik araçların yanı sıra ekonomik yaptırımlara da maruz kalması gerektiğini söyledi.

Mihkelson, Rusya’nın saldırgan tutumunun yeni bir durum olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

Rusya’ya yönelik daha fazla yaptırımın da söz konusu olabileceğini belirten Mihkelson, ancak yapılan her yeni hamlenin birçok ülkeyi de etkilediğini ve bu yüzden bazı aşamalara geçmek için zamana ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

“RUS HALKI, KENDİ HÜKÜMETLERİ TARAFINDAN BAŞLATILAN SAVAŞIN İNSANLARI ETKİLEDİĞİNİN FARKINDA OLMALI”

Baltık ülkelerinin (Estonya, Litvanya, Letonya ve Polonya), Rusya vatandaşlarının turist vizesi almasını yasaklama kararını değerlendiren Mihkelson, bunun Rus halkına yönelik bir haksızlık olduğu fikrine katılmadığını belirtti.

Mihkelson, “Aslında bu yıl şubat sonunda turist vizesi vermeyi durdurduk. Ağustostan bu yana da Rusya’dan Estonya’ya sınır ötesi geçişe izin vermiyoruz. Bu adımlar yalnızca Rusları sınır geçişinden mahrum etmek amacıyla atılmadı aynı zamanda güvenlikle ilişkili uygulamalar.” dedi.

Hava yolunun kapalı olması nedeniyle Rus halkı için Avrupa’ya geçiş için tek opsiyonun Baltık ülkeleri üzerinden sınır geçişi olduğunu kaydeden Mihkelson, yılın ilk yarısında çok fazla sayıda Rus’un bu şekilde Avrupa topraklarına adım attığını söyledi.

Mihkelson “Ne yazık ki Rusların çoğunluğu Ukrayna’ya karşı yürütülen bu acımasız savaşı destekliyor. Biz bu insanların savaşla ilgili sorular sormaya başladığından emin olmalıyız.” dedi.

Rus halkının yalnızca yüzde 30’unun hayatları boyunca Rusya dışına çıkabilme şansını elde edebildiğini kaydeden Mihkelson, bu insanların da “orduları Ukrayna’da insanları öldürürken, kendilerinin tatil yapmasının normal bir şey olmadığını” anlamaları gerektiğini söyledi.

Mihkelson,” Bu konu bizim için etik bir mesele. Bu konuda farklı görüşlerin olduğunu biliyorum. Fakat Rus halkının kendi hükümetleri tarafından başlatılan savaşın insanları nasıl etkilediğinin farkında olmaları gerekir. Savaş devam ettiği müddetçe bu kısıtlamalar devam edecektir.” dedi.

“NÜKLEER SİLAHLAR KONUSUNDA DA ERDOĞAN’IN PUTİN’E SÖYLEYECEK ETKİLİ SÖZLERİ OLABİLİR”

Mihkelson, Putin’in gerektiğinde nükleer silahları kastederek ellerindeki tüm kabiliyetleri kullanmakta tereddüt etmeyeceğine yönelik açıklamasına ilişkin, “Rusya nükleer taktik silah bile kullanırsa, bu tarihin sonu olacaktır. Kimse nükleer silahların kullanıldığına tanık olmak istemez.” diye konuştu.

Rusya’nın diplomatik kanallara yönelmesi gerektiğini belirten Mihkelson, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tarz bir krizin önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

Mihkelson, Türkiye’nin son dönemde tahıl krizi ve esir değişimi gibi konularda önemli arabuluculuk başarılarına imza attığına dikkati çekerek “Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde savaşan tarafları müzakere masasına getirerek önemli diplomatik hamleler yaptı. Nükleer silahlar konusunda da Erdoğan’ın Putin’e söyleyecek etkili sözleri olabilir.” dedi.

NATO’nun uyum içinde ve yalnızca kendi topraklarını savunan bir ittifak olduğunu kaydeden Mihkelson şu ifadeleri kullandı:

“RUSYA, SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN 1940’LI YILLARDA BİZİM GİBİ ÜLKELERE UYGULADIĞI YÖNTEMLERİN AYNISINI UKRAYNA’DA UYGULUYOR”

Son dönemde ülkesindeki Sovyet döneminden kalma bazı anıt ve heykellerin kaldırılmasının yerinde bir karar olduğunu dile getiren Mihkelson, bu tip askeri yapıların kendi işgal dönemlerini anımsatan objeler olduğuna dikkati çekti.

Mihkelson, Rusya’nın Ukrayna’dakine benzer uygulamaları geçmişte de hayata geçirdiğini ifade ederek “Rusya 1940’lı yıllarda bizim gibi ülkelere uyguladığı yöntemlerin aynısını Ukrayna’da da uyguluyor. Sahte referandumlar, ölümler, işgal gibi. Nasıl 1940’lı yıllarda Sovyetler Birliği demokratik ülkeleri işgal ettiyse, Rusya da günümüzde Ukrayna’ya aynısını yapıyor.” dedi.

Bu konuda etik bir sorunla karşı karşıya olduklarına işaret eden Mihkelson, Rusya’nın uyguladığı saldırgan tutum göz önüne alındığında benzer dönemleri anımsatan objelerin ülkesinde açık alanlarda sergilenmesinin doğru olmadığını belirtti.

“PUTİN, AVRUPA’YA KARŞI ENERJİ SAVAŞLARI BAŞLATTI”

Mihkelson, savaş sonrası dönemde tüm Avrupa’yı etkisi altına enerji krizinin kendisi için yeni bir gündem olmadığını belirtti.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde görev aldığı 2006’da, Rusya’nın enerji gücünü siyaseten nasıl kullandığına ilişkin bir rapor kaleme aldığını aktaran Mihkelson, bugün karşılaşılan sorunlarla o gün de yüz yüze olunduğuna dikkati çekti.

Mihkelson, “Kuzey Akımı 1 ve Kuzey Akımı 2 gibi Baltık Denizi’ne uzanan boru hatlarının ekonomik olmaktan çok jeopolitik olduğunu en başından beri söyledik. Şimdi Almanya gibi ülkeler bunu anlamaya başladı.” dedi.

Kuzey Akımı 1 ve 2’de son dönemde meydana gelen kaza ve sızıntıların “özellikle organize edilen sabotajlar” olduğunu iddia eden Mihkelson, “Bugün bu hatların çalışmamasının hangi ülkenin çıkarına olduğunu düşünmeliyiz. 2006’da da Gürcistan’da elektrik hatlarına zarar verilmişti. Onlar (Rusya) boru hatlarını diğer ülkeler üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanıyorlar. Bu şekilde siyasetlerini değiştirmelerini istiyorlar.” şeklinde konuştu.

Mihkelson, “Aylar öncesinden (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin, Avrupa’ya karşı enerji savaşları başlattı. O, kış aylarının gelmesiyle Avrupa’da yaşayan insanların kendi hükümetlerine yönelik yükselen enerji fiyatlarına bağlı olarak artan enflasyon nedeniyle protestolara başlayacağını umuyor.” dedi.

Vladimir Putin’in Ukrayna’da yürüttüğü bu stratejiyle Avrupa ülkeleri arasında bir bölünme amaçladığına işaret eden Mihkelson, “O ittifakı bölmek istiyor. Ancak başaramayacağına eminim. Enerji meselesi nedeniyle bizi bölmesine izin vermeyeceğiz. Hızlı bir şekilde güneş ve rüzgar gibi daha temiz enerji alternatiflerine yöneleceğiz. LNG terminalleri Estonya’da inşa ediliyor ve gemiler vasıtasıyla enerjiyi temin edebileceğiz.” dedi.

“ESTONYA, ALEKSANDR DUGİN’İN KIZININ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ İDDİALARI REDDEDİYOR”

Mihkelson, Estonya’nın, Rusya’nın tanınmış siyaset uzmanı Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina’yı öldürdüğü iddia edilen kadını sakladığı iddialarını Estonyalı yetkililerin kabul etmediğini belirtti.

Dugina’nın, 20 Ağustos’ta Moskova’da hayatını kaybetmesinin ardından Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) kaynaklı olarak katilin Estonya’ya gittiği iddiası basında yer almıştı.

Mihkelson, “Estonyalı yetkililer, Aleksandr Dugin’in kızının ölümüyle ilgili iddiaları reddediyor. Umarım gelecekte bu cinayetin arkasında kimin olduğunu bulacağız. Aleksandr Dugin, Rusya’da oldukça faşist düşüncelere sahip olduğu bilinen biri. Böyle bir eylemi yapabilecek çok fazla sayıda düşmanı var.” dedi.

KAYNAK: AA
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.