Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 günlük Balkan Turu’nu (Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan) tamamladı. Dönüş yolunda; aralarında Kanal 7 …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 günlük Balkan Turu’nu (Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan) tamamladı. Dönüş yolunda; aralarında Kanal 7 Ankara Temsilcisi aynı zamanda Haber7 Yazarı Mehmet Acet ve Ülke TV İstihbarat Şefi Mustafa Yıldız’ın da olduğu gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Yunanistan’a yeni bir mesaj verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Ukrayna tahılı zengin ülkelere gidiyor, fakir ülkelere gitmiyor” çıkışının doğru olduğunu bir kez daha tekrarlayan Erdoğan, “Belki de Sayın Putin, Rus ürünlerini bundan dolayı göndermiyor. Biz tabii Semerkant’taki görüşmemizde artık Rus ürünlerinin de bu gemilerle koridordan gönderilmesini kendisinden rica edeceğiz. Bunun da başlamasını kendisinden özellikle isteyeceğiz. Eğer Rus tahılı da gelmeye başlarsa biz burada bu fakir Afrika ülkelerine varıncaya kadar hepsini en ideal şekilde belli bir sisteme oturtur, bağlarız ve oralara da bu tahılı, diğer ürünleri, hepsini göndeririz. Bunu kendileriyle inşallah açık net konuşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kuzeyine olası bir operasyon hakkında da konuştu.
YUNANİSTAN MESAJI: ANLAYACAĞI DİL NEYSE O DİLDEN KONUŞURUZ
SORU: Yunanistan’a yönelik “Bir gece ansızın gelebiliriz” çıkışınız olmuştu. Yunanistan’ın o fiili saldırganlığından ziyade sizin bu sözleriniz çok fazla gündem oldu batı dünyasında, Avrupa Birliği’nde. Yunanistan’a ses çıkarılmadı neredeyse ama sizin sözleriniz çok yankı buldu. Özellikle de “Türkiye bir askeri operasyona mı hazırlanıyor” noktasında sorular sorulmaya başlandı. Ben bu çıkışınızı yaparken olası bir askeri müdahaleye mi yoksa farklı tedbirlere mi işaret ettiniz, onu sormak istiyorum.
CEVAP: İfade ettiğim hususların, vermek istediğim mesajın son derece açık olduğunu düşünüyorum. Yunanistan’ın son dönemde Türkiye’ye yönelik tutumu izah edilir gibi değil. Bir yanda Ege’de yaptıkları ihlaller var, bazıları NATO görevi icra eden uçaklarımıza yönelik tacizler var, S-300 füzeleriyle radar kilitlemeye varan mütecaviz hareketler var. Bizim S-400 olayımızı diline dolayanlardan Yunanistan’ın S-300’üyle alakalı bugüne kadar herhangi bir şey duydunuz mu? S-300 de Rusya’nın, S-400 de Rusya’nın. Ama O’na ses yok. Burnumuzun dibindeki adaları anlaşmalarla getirilen gayri askeri statü hilafına silahlandırmaya devam ediyorlar. Aynı zamanda tabii üsler kurulması olayı var. Bunun başını da malum Amerika çekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gittiğimizde Sayın Başkan’la orada bir görüşme fırsatı bulursak Amerika’nın bu noktada attığı adımlar da dile gelecektir, bu konuları da konuşacağız. Diğer yanda deniz yetki alanları bağlamında Ege’de ve Doğu Akdeniz’de bize dayatmaya çalıştıkları maksimalist tezler var. Bunun da yenilir yutulur bir yanı yok. Türkiye ile doğrudan konuşmak yerine Birleşmiş Milletler’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa Birliği’nde ve hatta en güçlü üyelerinden olduğumuz NATO’da bizi sürekli şikayet suretiyle adeta tehdit mekanizmaları çalıştırıyorlar. Bunu tabii kabullenmek mümkün değil. Onların anlayacağı dil neyse biz parantez açarak o dille konuşuyoruz. Anlıyorum ki onlar da anlıyor.
“PUTİN’DEN, RUS TAHILININ DA BU KORİDORDAN GEÇMESİNİ İSTEYECEĞİZ”
SORU: Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’nın bütün tahılının zengin ülkelere gittiğini, yoksul ülkelere gitmediğini söyledi. “Bu güzergahın değişmesi, ülkelerin sınırlandırılması gerektiğini konuşabiliriz” dedi. Siz de bugün Hırvatistan’da yaptığınız toplantıda onu haklı bulduğunuzu söylediniz, Semerkant’ta görüşeceğinizi ifade ettiniz. Şimdi burada aslında Rusya tarafından iki konu var, hem kendi gübresinin limanlardan çıkmaması hala hem de işte yoksul ülkelere tahılın ulaşmaması konusu. Rusya Türkiye’nin hatırına, Putin 120 günlük olan süreye müsaade etti ve bu süreyi verdi. Acaba anlaşmayı devam ettirmeme gibi bir talebi olabilir mi? Size nasıl yaklaşır bu konuda, siz nasıl yaklaşırsınız bu zirvede bu konuya?
CEVAP: Semerkant’ta Sayın Putin’le geniş ve etraflıca olacağına inandığım bir görüşme yapacağız. Bu görüşmede ağırlıklı olarak bu tahıl koridoru meselesini görüşeceğiz. Doğrusu Sayın Putin’in “zengin ülkelere gidiyor, fakirlere gitmiyor” yaklaşımını ben doğru buluyorum. Yani bunun böyle yapılmaması lazım. Çünkü burada asıl dert, fakir ülkeleri bu tahıl koridorundan ihya ederek fakir ülkelerin buradan nasibini almalarını ve bu sıkıntılı dönemi aşabilmelerini sağlamak olmalı. Fakat şu anda durum öyle gözükmüyor. Yani Sayın Putin’in dediği gibi o gemiler yine ya gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere doğru gidiyor. Belki de Sayın Putin, Rus ürünlerini bundan dolayı göndermiyor. Biz tabii Semerkant’taki görüşmemizde artık Rus ürünlerinin de bu gemilerle koridordan gönderilmesini kendisinden rica edeceğiz. Bunun da başlamasını kendisinden özellikle isteyeceğiz. Eğer Rus tahılı da gelmeye başlarsa biz burada bu fakir Afrika ülkelerine varıncaya kadar hepsini en ideal şekilde belli bir sisteme oturtur, bağlarız ve oralara da bu tahılı, diğer ürünleri, hepsini göndeririz. Bunu kendileriyle inşallah açık net konuşacağız. Çünkü özellikle Afrika’da zor durumda olan birçok ülke var ki bu ülkeleri bizim kucaklamamız, bunlara bu ürünleri bir an önce göndermemiz lazım.
SORU: Yunanistan’dan önce Suriye konusu gündemdeydi, “Bir gece ansızın gelebiliriz” ifadesini Suriye’deki terör gruplarına yönelik de kullanmıştınız. Rusya ile Türkiye arasında Soçi’de bir görüşme gerçekleşti. Ondan sonraki süreçte Suriye’ye operasyon olabileceği yönünde konuşmalar oldu. Şu andaki son durum nedir? Olası bir Suriye operasyonuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
CEVAP: Suriye ile ilgili olarak, malum orada birçok terör örgütü var. Bu terör örgütlerinin bizim ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmasına müsaade etmeyiz. Onun için de sahada bu doğrultuda gerekli çalışmaları yapmamız gerekiyor dedik ve bu çalışmaları yapıyoruz. Bölücü terör örgütlerine karşı bu çabalarımız, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünün de aslında teminatı ama rejim bunlara yönelik herhangi bir tavır şu ana kadar geliştirmedi ve geliştirmiyor. Orada da bu terör örgütlerinin anladığı, anlayacağı bir dil var. Bunlara da o dilden konuşmamız gerekiyor. Türkiye’nin kükremesini ne demek, Türkiye kükrediği zaman nasıl kükrer, onlar bunu da biliyor. Onun için de “Bir gece ansızın geliriz” veya “Bir gece ansızın oradayız” dediğimiz zaman terör örgütleri bunu biliyor. Nereden biliyor, Cudi’den biliyor. Nereden biliyor, Gabar’dan biliyor. Nereden biliyor, Tendürek’ten biliyor. Nereden biliyor, Bestler Dereler’den biliyor. Nereden biliyor, bizim sınır ötesi harekatlardan biliyor. Şehitlerimiz oldu. Ama bizim şehitlerimizin bedeli çok ağırdır ve o bedeli de bunlar ödeyecekler ve ödüyorlar.