enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
11°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Enflasyon evde stokçuluğu getirdi

Dünyada ve Türkiye’de on-yirmi yılda bir yaşanan çevresel, insani ve toplumsal kriz süreçlerinde tüketicilerin geçimini sağlamak için stokçuluğa yöneldiğinin görülebildiğini ifade eden uzmanlar, savaşlar, iç çatışmalar, enflasyonist ortamlar ve salgın hastalıkların stokçuluğu tetiklediğini söyledi.

Enflasyon evde stokçuluğu getirdi
09.03.2024
1
A+
A-

İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Arş. Gör. Dr. Berat Dağ, evlerde yapılan stokçuluk konusunu değerlendirdi.

Dr. Berat Dağ, stokçuluk, üreticilerin tedarik ettiği metalar üzerinden daha fazla kar elde etmek için bu metaların gayrı meşru bir biçimde istiflenmesi ve depolanması anlamına geldiğini ifade ederek, “Bu anlam bağlamında düşünüldüğünde üreticilerin stokçuluk yaparak elindeki metaları fahiş fiyatlara satışa sunması sürecinin tüketicileri mağdur ettiği açıktır. Toplumsal güven düzeyinin düşük olduğu toplumlarda yalnız kalan tüketicilerin bu mağduriyete karşı üreticileri taklit eden kısa vadeli çözümler bulmaya çalışması beklenir. Dolayısıyla dünyada ve Türkiye’de neredeyse on-yirmi yılda bir yaşanan çevresel, insani ve toplumsal kriz süreçlerinde tüketicilerin geçimini sağlamak için stokçuluğa yöneldiği görülebilir.” dedi.

Savaşlar, iç çatışmalar, enflasyonist ortamlar ve salgın hastalıklar stokçuluğu tetikliyor!

Savaşlar, iç çatışmalar, enflasyonist ortamlar ve salgın hastalıkların neden olduğu korku ve endişe ortamında, bireylerin ve toplulukların kendi çıkarlarına odaklanarak stokçuluk gibi düşünce ve eylemlere yöneldiğini kaydeden Sosyolog Dr. Berat Dağ, toplumda stokçuluğu tetikleyen enflasyon konusuna ilişkin de şunları söyledi:

“Sürdürülebilir bir kalkınma düzeyine erişmek için alınması gereken tedbirlerden biri, enflasyon sorununun çözülmesiyle ilgilidir. Çünkü fiyatların aşırı hızlı bir biçimde dalgalandığı riskli bir ortamda bireylerin toplumsal çıkarlara yönelik akılcı kararlar alması güçleşmektedir. Diğer bir deyişle bireylerin bugünü ve geleceğinden şüphe ederek salt birikim yapma hedefine saplanması, üretim, dolaşım ve tüketim sürecine katılmasını engelleyecektir.”

Stokçuluğun toplumsal eşitsizliği derinleştirmesi ciddi bir sorun

Oluşan enflasyonist ortamların üretici ve tüketicileri yönelttiği stokçuluğun toplumsal eşitsizliği derinleştirmesinin ciddi bir sorun olduğunu da dile getiren Dr. Berat Dağ, “Bu soruna karşı toplumsal dayanışmanın sürdürülebilmesi için bireyler, topluluklar ve toplumlara güven veren ekonomi, sağlık ve adalet politikaları üzerine düşünmek son derece önemlidir.” dedi.

Stokçuluk toplumsal açıdan yıkıcılığa neden oluyor…

Stokçuluğa yönelen her bir birey ve topluluğun kendi çıkarlarını karşılarken toplumsal açıdan nasıl bir yıkıcılığa neden olduğunun bilincine varmadığını da kaydeden Dr. Berat Dağ, “Üreticilerin haksız bir kazanç elde etmek için stokçuluk yapması, toplumsal yoksulluğun ve çatışmanın yaygınlaşmasına neden olacaktır. Diğer taraftan tüketicilerin kendi geçimini sağlamak için stok yapmak gibi kısa vadeli çözümlere başvurması, ekonomik verimliliğin bir parçası olan üretim ve dağıtım unsurlarının durağanlaşması anlamına geliyor. Bu nedenle bireylerin salt kendi çıkarlarını düşünerek kurnazca veya panikle ekonomik bir eyleme yönelmesi yerine emek ve güven değerine odaklı bir toplumsal etkileşim inşa etmesi son derece önemlidir.” diye konuştu.

Çöp haline getirilen mallar…

Tedarik edicilerin kâr hırsıyla elindeki metaları stokladığı ve hatta çöp haline getirdiğinin bilindiğini kaydeden Dr. Berat Dağ, “Tüketicilerin de oluşan bu ortamda panikle ihtiyacından fazlasına tekabül eden bir biriktirme eğilimine girdiği açıktır. Dolayısıyla bugün ekonomik etkileşimler, bireysel çıkarlara dayalı bir aşırılıkla şekillenmektedir. Bu süreci toplumsal akıl tutulması benzetmesiyle özetlemek gayet uygundur.” ifadelerini kullandı.

Tüketicilerin stokçuluk eğilimi…

Tüketicilerin stokçuluk eğiliminin, oluşan toplumsal etkileşimler göz önüne alınmadan anlaşılamayacağını dile getiren Dr. Berat Dağ, “Bu bağlamda emeğe dayalı bir güven çerçevesinde eşitlikçi, özgürlükçü ve dayanışmacı bir toplumsal yapı inşa edilmediği müddetçe sürekli olarak bu tip bireysel sorunlarla karşılaşılacağını tahmin etmek basittir. Buradan hareketle bireylerin kendisini risk altında hissetmediği bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bireyler, her an açlık çekeceğini, yoksullaşacağını, barınamayacağını, hastalanacağını ve hatta öleceğini düşünmeye başlamışsa bu düşünceye neden olan yapısal krizlerin tahlilini yapmak için artık zaman kaybedilmemelidir.” dedi.

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.