Türkiye, Rusya-Ukrayna arasındaki ihtilafın çözümü için yoğun bir çaba harcıyor. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir …
Türkiye, Rusya-Ukrayna arasındaki ihtilafın çözümü için yoğun bir çaba harcıyor. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy dâhil olmak üzere birçok liderle görüştü. Erdoğan, bu görüşmelerde ne Rusya’dan ne de Ukrayna’dan vazgeçeceklerini belirterek “Hep birlikte barışın yolunu açalım” çağrısında bulundu. Türkiye ayrıca Batı’nın Rusya’ya karşı olan yaptırımlarının hiçbirine de katılmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun diplomasi trafiği
Cumhurbaşkanı Erdoğan; ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile de telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Bunların yanı sıra İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog, Yunanistan Başkanı Kiryakos Miçotakis ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’u Türkiye’de ağırladı. Erdoğan bugün de Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda’yı misafir ediyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ukrayna-Rusya arasında arabuluculuk girişimleri, barışa katkı çalışmaları ve diplomatik çabaları dolayısıyla teşekkür etti.
Antalya’da tarihi zirve
Türkiye; Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını da Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 10 Mart’ta bir araya getirerek önemli bir diplomatik başarıya imza attı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba’nın katıldığı toplantıda, çözüm için atılabilecek adımlar ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu kapsamında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de aralarında bulunduğu 11 liderle görüştü.
Bu süreçte Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da hem Rusya hem de Ukrayna’daki mevkidaşlarıyla birçok telefon görüşmesi oldu. Çavuşoğlu ve Akar’ın görüşmelerinde çözüm vurguları yapıldı, sivillerin güvenli tahliyesi koordine edildi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, diplomasi temaslarına bugün Moskova’da yarın ise Kiev’de devam edecek.
‘Cumhuriyet’in kurulmasında beri Türkiye’nin politikası barıştır’
Türkiye’nin krizin çözümüne yönelik tarafsızlık politikasını ve arabulucu rolünü emekli büyükelçiler Önur Öymen ve Uluç Özülker, Sputnik’e değerlendirdi.
Öymen, “Cumhuriyet’in kurulmasında beri Türkiye’nin politikası barıştır. Biz daima ihtilafların diyalogla barışçıl yöntemlerle çözülmesini istiyoruz” diyerek şunları ekledi:
Türkiye 100 yıldan beri bu bölgede gerçek anlamda bir savaşa katılmamış tek ülkedir. Hem Rusya ile hem de Ukrayna ile uzun yıllardır çok iyi ilişkilerimiz var bu bize bir görev veriyor aynı zamanda barışa hizmet için bir fırsat veriyor. Türkiye’nin bölgedeki ihtilafların barışçıl yollarla çözümü için bir sorumluluk üstlendiğini görüyoruz. Silah yoluyla değil de diyalog yoluyla meselelere çözüm getirmek önem taşıyor. Bu ihtilafta da herkes diyalog yoluyla ve diplomasi yoluyla meselelere çözüm aramaları gerekiyor diye düşünüyorum.
‘Gerginliği tırmandırmaktan ziyade çözüme doğru götürmek bence daha iyi bir politikadır’
“Çavuşoğlu’nun Rusya ve Ukrayna ziyaretleri bir çıkış yoluna yardımcı olabilir” diye devam eden emekli büyükelçi Onur Öymen, “Bilhassa ilişkilerde bu ikili ziyaretlerin diplomaside rolü büyüktür. Bazı konular yüz yüze konuşarak çözüm yoluna kavuşturulabilir. Rusya da bu konuda Türkiye’nin söylediklerine kulak veriyor. Türkiye ile Rusya arasında uzun zamandan beri çok iyi ilişkiler var. Ukrayna ile de aynı şekilde. Umut ediyorum ki Çavuşoğlu’nun bu ziyaretleri herkes için yararlı sonuçlar verir. Türkiye aslında tarafsız değildir daima barıştan yana taraftır. Bu gibi konularda başka ülkeler ile ilişkilerimize dayanan kendi tecrübelerimiz de var. İstiyoruz ki bir an önce kalıcı ateşkes sağlansın. Diyaloglar yoluyla gerginlikleri azaltarak Türkiye’nin yaptırımlara katılmasına hiç ihtiyaç duyulmayacak bir noktaya gelinecektir diye umut ediyorum. Gerginliği tırmandırmaktan ziyade yumuşatmak ve çözüme doğru götürmek bence daha iyi bir politikadır” ifadelerini kullandı.
‘Taraflar Türkiye’ye güvenerek yollarına devam ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar’
Emekli büyükelçi Uluç Özülker ise “Türkiye taraflardan her biriyle konuşarak ve onları ikna metodunu da işin içine sokmak suretiyle başarı kazanmaya yönelik ciddi bir diplomasi yürütüyor” dedi. Özülker’in vurguları şöyle oldu:
Şimdi biz NATO üyesiyiz, NATO kararlarının altında imzamız da var ama Rusya’yla da yine göbeğimizden bağlıyız. Tarafların her birinin Türkiye ile olan ilişkileri olumlu. Bu durum aynı zamanda Türkiye’nin dürüst ve güvenilir bir politika güttüğünün de göstergesidir. Çünkü taraflar sonuç itibarıyla Türkiye’ye güvenerek yollarına devam ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Antalya’daki toplantıda hem Rusya hem Ukrayna’nın müzakereye Türk Dışişleri Bakanı’nın da katılmasını arzu etmeleri öyle çok kolay rastlanan bir durum değildir, adeta bir istisnadır. Çünkü karşı karşıya oturan bu tarafların aralarında barışçıl yönden bir görüşme yapabilmeleri için Türkiye’nin oradaki şahitliğine ve oradaki mevcudiyetine de önem atfetmişlerdir. Bunun da ötesinde bir de kişisel plandaki diyaloglar da çok önemli. Mesela Rusya lideri Putin dünyada pek az kişiyle cumhurbaşkanımızla var olan ilişkisini sürdürebilmektedir. Dolayısıyla burada Türkiye’nin bu kapsam içindeki önemi herhalde işleri daha kolaylaştırıyor.
‘Türkiye’nin uyguladığı yeni dış politika yaklaşımı bir başarı simgesi olarak hepimizi gururlandırıyor’
Özülker, “Hepsini alt alta yazdığımız zaman bu bölgede herhalde Rusya ve Ukrayna’nın da bir şekilde bir uzlaşmaya varacaklarına da düşünmek gerekiyor. Yüzde 100 kazanılmış savaş dahi sonuçta masa başında müzakereyle biter. Türkiye bu manada güvenilir bir ülke sıfatıyla karşılıklı bu noktada ilerleme sağlanabilmesini temin edebilecek adımların atılmasını sağlıyor” diye de ekledi.
Bunların hepsinin sonuç itibarıyla Türkiye’nin başarısı olduğunu altını çizen Özülker, “Ama Türkiye’nin biliyorsunuz bundan bir buçuk yıl evveline kadar çevresine karşı daha sert ve daha tehditkardı. Bir tane dostumuz kalmamıştı. Ancak Türkiye’nin uyguladığı yeni dış politika yaklaşımı bir başarı simgesi olarak hepimizi gururlandırıyor” yorumunu da ifade etti.