enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Emekli Tümamiral Kutluk: Türkiye, Kuzey Kıbrıs’ta daimi hava ve deniz üsleri kurmalıdır

Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki Türkiye-Yunanistan arasındaki ihtilaflarda açıkça Yunanistan tarafından yer alan ABD, Kıbrıs’ta gerilimi …

Emekli Tümamiral Kutluk: Türkiye, Kuzey Kıbrıs’ta daimi hava ve deniz üsleri kurmalıdır
16.10.2022
87
A+
A-

Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki Türkiye-Yunanistan arasındaki ihtilaflarda açıkça Yunanistan tarafından yer alan ABD, Kıbrıs’ta gerilimi artıracak yeni kararlar aldı.

Önce ABD Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu 2023 mali yılı için kaldırdıklarını açıkladı. İki hafta sonra ise Güney Kıbrıs ABD Savunma Bakanlığının Ulusal Muhafızlar Bürosu Eyalet Ortaklığı Programına dahil edildi.

Türk Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin silah ambargosunu kaldırmasına, “Ada’daki iki tarafın eşitliği ilkesiyle çelişen ve Rum tarafını daha uzlaşmaz kılacak bu karar, Kıbrıs meselesinin çözülmesi yönündeki çabaları olumsuz etkileyecek; Ada’da bir silahlanma yarışına yol açacak ve Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara zarar verecektir. ABD’yi bu kararı gözden geçirmeye ve Ada’daki iki tarafa karşı dengeli bir politika izlemeye davet ediyoruz” şeklinde yanıt verdi.

Türk Dışişleri’nin Güney Kıbrıs’ın Ulusal Muhafızlar Bürosu Eyalet Ortaklığı Programına dahil edilmesine cevabı da “İki hafta önce GKRY’ne yönelik silah ambargosunu kaldıran ABD’nin bu yeni adımının bizim açımızdan hiçbir gerekçeyle izahı mümkün değildir. ABD bu adımıyla, Ada’daki iki taraf arasında dengeyi bozmanın da ötesine geçerek, bizzat taraf tutar hale gelmiştir. ABD, bu tür adımlarla Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması sürecinde yapıcı rol oynama imkanını da kaybetmektedir” şeklinde oldu.

Her iki açıklamada da Türkiye, garantör sıfatıyla, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamak üzere gereken her türlü adımı atmayı sürdüreceği vurgulandı.

ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmasına somut adımlarla yanıt verileceğini söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Madem tırmanma istiyorsunuz adada, biz de gereğini yapacağız” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu ayrıca “Kıbrıs Türkü’nü korumak için oraya daha fazla güç göndereceğiz ve silah olarak da ne ihtiyacı varsa onları da karşılayacağız” açıklamasında bulundu.

‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi silahlansa ne olur silahlanmasa ne olur?’

Sputnik, ABD’nin Kıbrıs adasında gerilimi artıracak adımlarını emekli Tümamiral Deniz Kutluk’a sordu. Kıbrıs sorunun resmi taraflarından biri olmayan ABD’nin olmak için can attığını ifade eden Kutluk, şunları söyledi:

“Ukrayna krizinin ardından ABD’nin silah sanayisinin Avrupa’ya satışları çok hızlandı. Bu krizden ABD’nin en çok istifade ettiği konu da silah satışları oldu. Kıbrıs da bunlardan payını alıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi silahlansa ne olur silahlanmasa ne olur? ABD’den silah alsa Türk askeri varlığına karşı bir başarı mı elde edebilecek? Hayır. Ama bu kararla Amerikan silah sanayisinin oraya silah satmasına bir engel kalmıyor. Amerikan muhafızları da eyaletlerde iç güvenlikte kolluk kuvvetlerine takviye olarak kullanılıyor. Rumları da böyle bir örgütlenmeye götürecekler gibi görünüyor. Bunun Türkiye veya Kıbrıs Türklerine teorik olarak bir zararı olamaz. Pratik olarak ise ABD, adada taraflardan birinin üzerinde ağırlık veren bir politika izliyor. Böylelikle de sorunun tarafı olmasa da dâhil olma çabaları gösteriyor. Bu bir yandan Amerikan Kongresi’ndeki Rum-Yunan yanlısı lobilere yaranmak için atılan bir adım. Bir yandan da yaklaşan Amerikan seçimleri için seçmene selam veren hamleler. Askeri bakımdan bir anlam ifade etmiyor.”

ABD’nin bu kararını, “Adada iki taraf arasında 1974’ten bu yana oluşan istikrar ortamını bozmaya yönelik bir hamle” olarak değerlendiren Kutluk, “Güney Kıbrıs da yanılıp da bu silahları Türklere karşı kullanmak isterse o da son hamleleri olur” diye de ekledi.

‘Türkiye daimi hava ve deniz üsleri kurmalıdır’

Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ta daimi bir deniz ve hava üssüne ihtiyacı olduğunu ifade eden Kutluk, bunu şöyle anlattı:

“Bu askeri sebeplerle tali ancak siyasi sebeplerle önemli bir ihtiyaçtır. Çünkü Türkiye, Kıbrıs’a 2 dakikalık uçuş mesafesindedir. İhtiyaç halinde uçaklar kolayca intikal ettirilebilir, deniz kuvvetleri de hazır edilebilir. Ama siyaseten Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden vazgeçmeyeceğini gösteren en önemli işaret orada daimi hava ve deniz üsleri kurmasıdır.”

‘Barış Gücü Kıbrıs’ta iki devlet çözümün önünde engeldir’

Öte yandan Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da bugün Hürriyet gazetesinde yayınlanan açıklamasında Türk ve Rum sınır hattındaki ara bölge dışında Kuzey Kıbrıs’ta da 2 kamp ve bir temas noktası bulunan BM Barış Gücü’nün Rumlar’dan izin alarak görev yaptığını belirterek, “Misafirlik bitti, ya KKTC ile askeri anlaşma imzalar ya da KKTC’den çekilirler” resti çekti.

Bu açıklamayı da değerlendiren emekli Tümamiral Kutluk, şunları kaydetti:

“Adada barış engelleyici bir durum olmadığı için barış gücünün orada bulunması da gereksizdir. Rumlar parasını ödeyerek onları adada bulundurmak kendilerinin adanın uluslararası temsilcisi olduklarını iddia etmeye devam etmek istiyorlar. Yapılan açıklama doğrudur, Kuzey Kıbrıs’ın bundan sonraki hamlesi Barış Gücü’nün adada Türk tarafında hareket serbestisini kısıtlamak olmalıdır. Barış Gücü’nün Kapalı Maraş’a girmesi, Karpaz’a gitmesi engellenmelidir. Barış Gücü’nün adada istenilmez olduğu fiilen sahada gösterilmelidir. Elbette bir ateşkes hattı varsa burada bir güç varsa iki tarafın da rızası alınmalıdır. Bunun dışındaki davranışlar Rum tarafını şımartır. Ateşkesin bir tarafı olarak Türklerin rızası olmayan bir hamle sonuçta namlunun ucuna BM Barış Gücü’nü koyar. Adada 48 senede 9 kişi hayatını kaybetti. Bu bir trafik kazasında hayatını kaybedenlerden bile az. Dolayısıyla 48 senedir burada barış ve sükûnet geçerli olduğuna göre Barış Gücü’ne gerek varmışçasına devam edilmesi Kıbrıs’ta iki devlet çözümün önünde engeldir. O kadar çok barış güçleri varsa dünyanın diğer yerlerine baksınlar.”
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.