2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu açıklayan Basın Konseyi eski Genel Sekreteri, ünlü reklam filmi yönetmeni …
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu açıklayan Basın Konseyi eski Genel Sekreteri, ünlü reklam filmi yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, 20 yıldır demokraside yaşanan erozyon ve “ileri demokrasi” adı altında yaşanan uygulamaların iktidar ve muhalefette yer alan siyasetçilerin demokrasiyi unutmasına yol açtığını söyledi.
İSTANBUL İGFA- 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu açıklayan Basın Konseyi eski Genel Sekreteri ve ünlü reklam filmi yönetmeni Abdullah Ekşioğlu 20 yıldır demokrasimizde yaşanan erozyonun ve “ileri demokrasi” adı altında gerçekleştirilen anti demokratik uygulamaların iktidarın yanı sıra muhalefet tarafından da normal karşılanmaya başlamasının siyasetçilerin demokrasiyi unuttuğunun göstergesi olduğunu söyledi. Siyasi partilerin gerek kendi içlerinde gerekse halkla olan temaslarında demokrasi ile bağdaşmayan birçok uygulamayı normal karşıladığını iddia eden Ekşioğlu, demokrasi anlayışında yaşanan bu deformasyonun seçimlerde iktidar değişse bile demokrasimizde bir restorasyon süreci yaşanacağına olan inancı azalttığını savundu. İktidarın demokrasiyi sadece sandık olarak algıladığını ve seçim sonrası hiçbir eleştiriye ya da demokratik hakka tahammülü olmadığını 20 yıldır yaşanan bu durumun siyasi liderlere sağladığı konforun da diğer siyasi partilerce çok çabuk satın alındığını ifade eden Abdullah Ekşioğlu, “Hiçbir siyasi lider ya da adı cumhurbaşkanlığı adaylığında geçen isim, demokrasi istemiyor sadece anti demokratik uygulamaların kendilerine sağladığı konfor alanlarını korumak istiyorlar” dedi.
“CHP KURULTAYINI ERTELEDİ, İMAMOĞLU İSE VATANDAŞA PARMAK SALLIYOR”
Yakın zaman önce seçimleri bahane ederek CHP’nin kurultayını ertelemesinin demokrasiden verilen bir taviz olduğunu da sözlerine ekleyen Ekşioğlu, Trabzon gezisinde otobüse aldığı gazeteciler üzerinden eleştirilen Ekrem İmamoğlu’nun da yaptığı konuşmada “vız gelir tırıs gider” demesinin, “akıllı olun” diyerek vatandaşa parmak sallamasının demokrasi anlayışının düzeyi konusunda şüpheye yer bırakmayacak bir gösterge olduğunu ileri sürdü. Dönemin başbakanı bugün ise cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi olayları için “üç beş çapulcu” dediğini de hatırlatan Ekşioğlu, “Üç beş çapulcu demekle vız gelir tırıs gider demek arasında bir fark yok. İki cümle de demokrasi adına sorunlu cümleler. Demokrasiye bakış açısı olarak Sevgili Erdoğan ile aynı noktada duruluyorsa muhalefet yapmanın anlamı sadece devlet kaynaklarına ulaşabilmek için mi diye kendime sormadan edemiyorum.” şeklinde konuştu.
“MUHARREM İNCE BASININ MEŞRUİYETİNİ SORGULUYOR”
Diğer taraftan başka bir cumhurbaşkanı aday adayı olan Muharrem İnce’nin de çıktığı bir TV programında “Gazeteciler meşruiyetlerini nereden alıyorlar, sandıktan mı hayır, peki dediklerinde haksız çıkarlarsa sonuçta hesap verecekler mi? Hayır” dediğine dikkat çeken Abdullah Ekşioğlu gazetecilerin meşruiyetlerini anayasada yer alan basın özgürlüğünden, halkın haber alma hürriyetinden aldığını, bir siyasetçi eğer gazetecilerin meşruiyetini sorguluyorsa asıl sorgulanması gerekenin o siyasetçinin demokrasi anlayışı olduğunu ifade etti.
Bu iktidar, bu siyasi partiler ve bu liderlerle seçim sonuçları ne olursa olsun ülkemizde demokrasi adına değişen hiçbir şeyin olmayacağını sadece kamu kaynaklarından yararlanan isimlerin değişeceğini de iddia eden Ekşioğlu, kaygısı ülkenin aydınlık geleceği, hedefi mazeretsiz demokrasi olan tek cumhurbaşkanı aday adayının kendisi olmasının ülke demokrasisi adına utanç verici olduğunu ancak bugün görünen tablonun bu olduğunu, siyasi parti tabanlarının sorgusuz sualsiz mevcut liderleri desteklemesi yerine demokrasi taleplerini daha güçlü bir şekilde dile getirmelerinin mevcut liderleri demokrasi hizasına getirmesini umut ettiğini kaydederek, “ben dahil hiçbir aday gücümüzü kendimizden almıyoruz, halk etrafımızda toplanırsa güçlüyüz, toplanmazsa sadece fikirlerini açıklamaya çalışan yalnız vatandaşlar oluruz. O nedenle güçlü lider yoktur, halkın desteklediği lider vardır. Her lider gücünün kaynağının halkın desteği olduğunu unutmadan halkla aynı hayali kurmaya, aynı yöne bakmaya, aynı hedefe yürümeye çalışmalıdır. Gücünün kaynağını kendinde sanan liderler sadece halkı değil kendilerini de aldatmış olurlar” şeklinde konuştu.