Ortada fizyolojik olarak herhangi bir ihtiyaç olmamasına rağmen, kişinin içinde bulunduğu çalkantılı ruh haliyle başa çıkabilmek için yemeğe yönelmesi duygusal açlık olarak tanımlanıyor.
Can sıkıntısı, öfke, üzüntü, mutsuzluk veya yalnızlık hissedilen durumlarda insanların aç olmasa da yemeğe yönelebildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Dr. Ezgi Dokuzlu Tezel, “Olumsuz duygular, gerçek bir açlık olmamasına rağmen yemek yeme dürtüsünü gün yüzüne çıkartabilir. Kişi yaşadığı duygusal boşluğu veya çatışmaları yemekle doldurmaya çalışır. Özellikle sağlıksız bir yiyecek tercih etmişse yedikten sonra bir de pişmanlık ve suçluluk hisseder. Sonrasında bu suçluluk duygusunun oluşturduğu huzursuzluğu bastırmak için kişi yeniden yemek yemeye yönelir ve bu döngü belli bir süre sonra ciddi kilo artışına ve yeme bozukluklarına yol açar” açıklamasında bulundu.
Fiziksel açlık hissinin yavaş yavaş ilerlediğini ancak duygusal açlığın daha farklı geliştiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Dr. Ezgi Dokuzlu Tezel, “Duygusal açlıkta kişi yemekten haz duyacağı yiyeceklere yönelir ve anlık kararlarla seçim yapar. Fiziksel açlıkta kişi yerken gittikçe bir doygunluğa ulaşır, duygusal açlıkta ise ne kadar yerse yesin kolay kolay o doygunluğa ulaşamaz. Fiziksel açlık giderildiğinde suçluluk ve pişmanlık hissedilmez ancak duygusal açlık büyük suçluluk duygusunu beraberinde getirir. Yeme bozukluğuna sahip kişi sayısı dünya genelinde giderek artmaya devam ediyor ve bu durumun kontrol altına alınabilmesi için konu hakkındaki bilincin artması çok kıymetli” ifadelerini kullandı.
Uzman Klinik Psikolog Dr. Ezgi Dokuzlu Tezel, duygusal açlıkla başa çıkabilmek için 6 öneride bulundu:
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı