Dünyada ve Türkiye’de ilk olarak Otoklav Sistemini kullanan Çatalhöyük Bulgur ve Bakliyat Fabrikasından çıkan Torku bulguru, lif ve protein bakımından zengin olmasının yanı sıra ürünlerdeki besinsel fire kaybının da önüne geçiyor.
KONYA (İGFA) – Konya Şeker bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve mevcut alanı 120 bin metrekare olan Çatalhöyük Bulgur ve Bakliyat Fabrikası, 62 bin proje alanı ve 24 bin metrekare kapalı alanı ile çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
36 bin ton buğday stoklama kapasitesine sahip fabrikada buğday işleme kapasitesi 120 ton ve günlük üretim kapasitesi 100 ton olarak bilinirken, yapılan iyileştirme çalışmaları ile de bu rakamın artırılması hedefleniyor. Kalite ve kapasite alanında başlatılan iyileştirme çalışmaları Mart – Nisan aylarında tamamlanacak ve tesis başarılı faaliyetlerini sürdürecek. Bölge çiftçisinin makarnalık buğday hasadı ile başlayan süreç alınan buğdayların ön analiz laboratuvarlarında analizleri yapılarak kalite kriterlerine göre sınıflandırılması eşliğinde devam etmektedir.
Kalite kriterlerine göre sınıflandırılan buğdaylar her biri 6 bin ton, toplamda 36 bin ton stok silolarına alınmaktadır.
Buğdayın ön temizleme aşamasında Alman BÜHLER ve AMANDUS KAHL teknolojisi Türkiye’de ilk defa Çatalhöyük Bulgur ve Bakliyat Fabrikası’nda kullanıldığına dikkati çekilirken, ön temizleme aşamasında buğday dışında kalan ve bulgurun kapasitesini bozan tüm yabancı maddelerin temizlendiği, tam otomasyon sistem ve SORTEX kameralı ayrım sistemi kullanılan bu aşamada da Türkiye’de ilk kez Alman teknolojinin kullanıldığı kaydedildi.
Torku bulgurunu diğerlerinden ayıran en önemli kısımlardan birisi de kalitede son derece önemli etkisi olan pişirme ve kurutma safhası olduğuna dikkati çekilirken, ön haşlamadan çıkan buğdaylar Otoklav Sistemine girmekte, bu sistem buğdayın içerisindeki renk yapısına ve besinsel değerlerine zarar vermediği gibi buğdayın protein ve lif yapısını da korumaktadır. Aynı zamanda bu sistem sayesinde su tasarrufu da sağlanmaktadır.