Hemen hemen her dönemin yazarları, düşünürleri ellerine kalem aldıklarında çağlarını anlattılar. Pek çoğu içinde bulunduğu dönemi ’emsalsiz …
Hemen hemen her dönemin yazarları, düşünürleri ellerine kalem aldıklarında çağlarını anlattılar. Pek çoğu içinde bulunduğu dönemi ’emsalsiz’ kabul ederken, dünyanın pek çok değişim içinde olduğunu dile getirdi.
Bu kuşkusuz belki de en fazla 21. yüzyıl için geçerli. (Bize göre) 21. yüzyılda teknoloji hayatın tam ortasına otururken internet kitleleri birbirine bağladı. Dünyada herkes birbirine saniyeler içinde ulaşabilirken, ulaşımda da devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor.
DÜNYA DEVLERİ BU MADEN İÇİN YARIŞIYOR
Dünyanın otomotiv devleri yavaş yavaş fosil yakıtları geride bırakıyor. Her marka kendisine göre dizel motorları terk edeceği bir takvim açıklarken, bugün dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın servetinin büyük bir kısmının elektrikli otomobil şirketi Tesla’nın hisselerine dayanması sürpriz değil.
Elektrikli otomobiller için en hayati kısımlardan biri batarya. Bu bataryanın lityum-ion olması, enerji yoğunluğu ve daha az bakım gerektirmesi açısından çok önemli. Dünyanın zengin lityum kaynaklarının bir kısmı Güney Amerika’da bulunuyor.
SUUDİ ARABİSTAN İÇİN PETROL NE İSE ŞİLİ’ DE DE LİTYUM MADENİ O ANLAMA GELİYOR
Kimilerine göre Suudi Arabistan petrol için ne anlama geliyorsa Şili de lityum için o anlama geliyor. Dünyada bilinen rezervlerin yüzde 55’ini bu ülkede olduğu ifade ediliyor. Şili’de devlet lityum çıkarma işini yabancı firmalara ihale ederken, bu firmalar yerel halkın direnişi ile karşılaşabiliyor. Şili, Bolivya ve Arjantin, dünya lityum pazarında önde gelen üç ülke.
Haber Global’de yer alan habere göre, 2021’in başından bu yana lityumun fiyatı yüzde 750 arttı! ABD’li lityum uzmanı Brian Jaskula, “Şu an bütün büyük markalar elektrikli araçlar için sırada bekliyor” demekte. Bolivya yıllar önce bu madenin stratejik önemini öngörerek lityum madenlerini kamulaştırdı. Onu geçen yıllarda Meksika da izledi. Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric de benzer bir düzenlemeye gitmek istiyor. Eylül’de referanduma gidecek olan ülkede yeni kanunlar geçerse çevre kanunu daha sıkılaşacak. Şili Çevre Bakanı Marcela Hernando, ülkesinin lityum madenini nasıl işleyeceğini bilmediğini ancak kamu şirketine ortak alarak alınacak özel bir firma ile bunu yapabileceklerini aktardı. Şili 30 yıldır yeni bir lityum sahası açmıyor. Bir dönem dünyanın en fazla lityum üreten ülkesi iken şimdi birinci Avustralya’nın yarısı kadar bu kıymetli madeni çıkarabiliyor.
ASIL PROBLEM BİLGİ
Kısa bir dönem Bolivya lityum şirketinin başında bulunan Juan Carlos Zuleta, asıl problemin işin nasıl yapılacağının tam kavranmaması ve teknoloji olduğunu söylüyor. Bolivyalılar tuttukları rezervlerin yüzde 9’undan faydalanabiliyorlar. Zuleta, “Ülke olarak altın bir fırsatı kaçırdığımıza eminim” demekte.
Lityum açısından zengin olan Arjantin, biraz da yüksek enflasyonun olduğu ülkeye döviz girişi sağlamak adına dünyanın dört bir yanından lityum yatırımcılarını kabul ediliyor. Burada Şili ve Bolivya’dan farklı bir yaklaşım olduğunu söylemek mümkün. Avustralyalı Rio Tinto, Çinli Gangfeng, Fransız Eramet bu ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Japon Toyota’nın bir madende hissesi bulunurken Ford ve BMW, Arjantin’den lityum tedarik ediyor. Arjantin’de 2031 yılına kadar 19 lityum madeni olması bekleniyor.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin tamamı The Wall Street Journal’da Ryan Dube imzasıyla yayımlanan ‘The Place With the Most Lithium Is Blowing the Electric-Car Revolution’ isimli makaleden alınmıştır.
TÜRKİYE İÇİN ALTIN FIRSAT
Geleceğin petrolü veya altını olarak nitelendirilen lityumun önemi gelişen teknolojilerle birlikte daha da artıyor. Türkiye’nin bor madeni açısından zengin olması büyük lityum yataklarının var olabileceğine işaret ediyor.
Konuyla ilgili İHA’ya değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, Türkiye’nin lityum yatakları açısından büyük rezervlere sahip olabileceğini söyledi.
Lityum ile bor madeni arasında benzerliğin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk, dünyanın en büyük bor yataklarının Türkiye’de olmasının büyük lityum yataklarının varlığına işaret etmesinin muhtemel olduğunu belirtti.
Öztürk, “Lityum, bulunan yeni metallerden bir tanesi ve en büyük özelliği de enerji depolama kapasitesinin olmasıdır. Bu nedenle geçmişte uranyuma ve altına hücum edildiği gibi bugün de lityuma büyük bir anlamda hücum var.
Böyle bir endüstriyel hammaddenin dünyadaki büyük yataklarına baktığımız zaman ve Türkiye’nin jeolojisi ile örtüştürdüğümüz zaman Türkiye’nin jeolojisi lityum potansiyeli açısından dünyanın en büyük coğrafyası olduğunu bize söylüyor.
Bu kanıya nereden varıyoruz. Lityum ile bor madeninin jeokimya olarak çok iyi bir birlikteliği var. Yani bor neredeyse lityum da orada diyebiliriz. Mesela altınla civa da bu şekilde davranır. Element birliktelikleri var. Bu bağlamda Türkiye’deki büyük bor yataklarının çevresindeki havzaların büyük lityum içermesi olasıdır” dedi.
TÜRKİYE GELECEĞİN PETROLÜ LİTYUM İÇİN ÇALIŞMALARI HIZLANDIRDI
Türkiye’de bor üretimi sırasında oluşan kil atıklarından lityum karbonat üretilmeye başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Öztürk, Batı Anadolu Bölgesi’nin yakın bir zamanda lityum üretim havzalarına dönüşeceğini söyledi. Öztürk, “Türkiye, şu ana kadar bor üretimi sırasında çöpe atılan killerden ilk defa lityum karbonat üretmeyi başardı.
Batı Anadolu’da bizim bildiğimiz Balıkesir, Çanakkale, Bursa ve Eskişehir havzasındaki bor yatakları ve bor havzasının çevresi aynı zamanda yakında dünyanın en büyük lityum havzaları olacak. Lityum stratejik bir metal olduğu için enerji depolama kapasitesi olan pil üretiminde kullanıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki elektrikli otomobil ile ilgili bir süreç başladı. Elektrikli otomobillerde lityum pilleri kullanılacak” diye konuştu.
Türkiye’nin lityum üretimi konusunda çalışmaların yürütüldüğünü belirten Öztürk, “Şili lityum karbonat üretip satıyor ama lityum pilleri üretmiyor. Bizim de Şili gibi hammadde üretip satan bir ülke değil lityum pilleri üreten ileri bir endüstri ülkesine doğru dönüşmemiz lazım.
Kore, Çin, Japonya ve ABD gibi malzeme mühendisliğinde gelişmiş ülkelerdeki şirketlerle ortaklık kurularak ülkemizdeki lityumu bulacağız. Hali hazırda bor üretiminden yeni yeni üretiyoruz” ifadelerini kullandı.