Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesinde “Müze Söyleşileri” kapsamında “Türk Hamam Kültürü” konulu söyleşi düzenlendi. Moderatörlüğünü EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko’nun üstlendiği söyleşiye konuşmacı olarak EÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şakir Çakmak ve Timuçin Vasfi Ozan katıldı. Söyleşide akademisyenler, konuya ilgi duyanlar ve öğrenciler yer aldı.
Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesinde “Müze Söyleşileri” kapsamında “Türk Hamam Kültürü” konulu söyleşi düzenlendi. Moderatörlüğünü EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko’nun üstlendiği söyleşiye konuşmacı olarak EÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şakir Çakmak ve Timuçin Vasfi Ozan katıldı. Söyleşide akademisyenler, konuya ilgi duyanlar ve öğrenciler yer aldı.
Söyleşinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko katılımcılara teşekkür ederek, Türk Hamamları kültürü üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleşeceğini dile getirdi.
Türk hamamların mimarisinden bahseden Doç. Dr. Şakir Çakmak “Türk hamamları, Roma hamamları ile birçok yönde benzerlik gösteriyor. Türk kültüründe hamamlar çok önem verilen yapılardan birisi. Hem temizlik hem dini gereksinimler hamamları olmazsa olmaz kılmıştır. Hamamlar, camiler kadar önemliydi. Halkın maddi durumu o zamanlar iyi değildi. Bu yüzden hamam parası denen bir kavram vardı ve o zamanın en küçük para birimi ile hamama girebiliyordunuz. Hamamlar için yazılmış birçok atasözümüz de bulunuyor. Hamamlarda genel kurgu olarak; soyunma, soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve cehennemlik alanları vardı. Bu alanlarda kademe kademe ısı geçişleri bulunuyor. Sıcaklık hamamında birçok tür görebiliriz. Türk hamamlarında soğukluk tipi ancak özel hamamlarda karşımıza çıkabilir. Türk hamamları tek veya çifte hamam şeklinde tasarlanırdı. Bu, nüfusa bağlı olarak değişen bir özellikti. Çifte hamamlarda genellikle erkekler kısmı daha büyük inşa edilirdi. Hamamlarda genelde ortada fıskiyeli bir havuz karşımıza çıkar. Aynı zamanda mekân el veriyorsa bir kahvehane bulunur. Hamamın duvarlarında da bir sanat söz konusu. Ancak nemden etkilendiği için duvarlara neme uygun tasarımlar yapılırdı” diye konuştu.
“Hamamlar aynı zamanda sosyalleşme alanlarıdır”
Türk hamam kültüründeki obje ve geleneklerden bahseden Timuçin Vasfi Ozan “Hamamlar bir nevi sosyalleşme alanlarıdır. Özellikle kadınlar için sosyal bir ortam. Hamamlarda sadece yıkanma ve arınma gerçekleşmiyor. Türk hamamlarında bazı gelenekler görebiliriz. Tarihte gelin hamamı, lohusa hamamı, kırk hamamı, kız beğenme hamamı, sünnet hamamı, damat hamamı, arife hamamı gibi birçok hamam geleneği görebiliriz. Günümüzde bu geleneklerin örneklerini görüyoruz ancak birçok fark ile. Türk hamam tarihine baktığımızda birçok malzemenin kullanıldığını ve bu ürünlerin çok ince işçilikle işlendiğini görebiliriz. Hamam tası, zeytinyağından yapılmış sabun, peştamal, kese, takunya, hamam bohçası, havlu, tarak gibi hepsi ince işçilik ile işlenmiş ve Türk hamam kültürüne ait malzemelerdir” dedi.
Etkinlik sonunda konuşmacılara Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko tarafından “Teşekkür Belgesi” ve çiçek takdim edildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı