Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan depremlerin bireylerde sebep olabileceği travmatik etkilere dikkat çekerek, bu etkilerle baş etmenin yollarını paylaştı.
İSTANBUL (İGFA) – Kahramanmaraş merkezli olan 9 saat arayla vuran iki şiddetli deprem herkeste korku ve dehşet uyandıran duygulara sebep oldu. Oluşturduğu olumsuz etkilerden bireyler psikolojik anlamda etkilendiler.
Deprem felaketi yaşayan bir kişinin, yaşadığı travmanın şiddeti ile ilişkili olarak farkında olmasa da ruh sağlığı uzmanı tarafından psikolojik desteğe ihtiyaç duyacağını vurgulayan Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Merkezinden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, deprem felaketine maruz kalan kişilere nasıl destek olunabileceğine ilişkin bilgiler paylaştı.
“Kişi yaşadığı olumsuz durumu tüm ayrıntılarıyla paylaşmak isteyebilir veya hiç bu konu hakkında konuşmak istemeyebilir” diyen Pehlivan, mağdurların duygularını, yaşadıklarını sadece kendileri aktarmak istediklerinde sükûnet içinde dinlemek gerektiğinin de altını çizdi. Deprem sonrası insanların kendilerini dinleyen, güven veren, anlamaya çalışan, şefkatli birinin yanında olmasını istediklerini aktaran Pehlivan, kişilerin iyi hissetmediklerini söylediklerinde şefkat ile yaklaşılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Depremden olumsuz etkilenen kişilerin yakın arkadaşları ve sevdikleri ile ilişki kurmalarında yardım edilmesi gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, mağdurları yemek, su, dinlenme gibi temel ihtiyaçlarını gözetmeleri noktasında desteklemenin önemli olduğunu belirtti.
“BU DAVRANIŞLARDAN VE SÖYLEMLERDEN KAÇINILMALI”
“Her şey iyi olacak”, “en azından sen hayattasın” gibi söylemlerde bulunmanın da hatalı olduğunu dile getiren Pehlivan, mağdurlara ne hissedeceğini söylemek de hatalı bir davranış olacağını ifade ederek, yapılmaması gereken diğer davranışlar hakkında da da şunları kaydetti:
“Depremden olumsuz etkilenen kişilerin yanında destek olma çabasındaki hizmetleri ve kurtarma aktivitelerini eleştirmemek gerekir. Bu eleştirileri duyuyor olmak yalnızlık, çaresizlik duygularını oluşturabileceği gibi en çok ihtiyaç duyulan umut duygusunun da zedelenmesine zarar verecektir. Sık sık deprem anı ve sonrası hakkında konuşmak ve deprem anı ya da sonrasına ait görüntüleri sık sık izlemek de önermediğiniz davranışlardır. Bu davranışlar ile depremden olumsuz etkilenen kişiler tekrar tekrar travmatik anları tetiklenecektir. Ek olarak deprem bölgesinde birebir depreme maruz kalmaksızın gelişmeleri takip etmek amacı ile sürekli deprem anı ve sonrası hakkında konuşmak ve deprem anı ya da sonrasına ait görüntüleri sık sık izlemek de kişilerde üstlenilmiş travma dediğimiz “ikincil travmaya neden olabilmektedir. İkincil travma, aslında adından da anlaşılacağı gibi travmatik olaya doğrudan maruz kalan değil, olaya şahit olan ya da yazılı-görsel medya aracılığıyla olayı izleyen kişilerin ‘travmatize’ olduğu ifade eder. Tam da bu noktada belirtmek gerekir ki doğrudan travmatik yaşantıya maruz kişilerin verebileceği psikolojik ve fizyolojik tepkileri verebilirler. Son olarak ikincil travmanın oluşmaması ya da gelişmemesi adına dikkat edilecek hususlardan ilki de yazılı-görsel medya aracılığıyla görüntülere maruz kalmamaktır”