Avrupa haftalardır aşırı kuraklık ve sıcaklarla mücadele ediyor. Haziran ayından bu yana yüksek sıcaklıklardan dolayı kıtada yaşamını …
Avrupa haftalardır aşırı kuraklık ve sıcaklarla mücadele ediyor. Haziran ayından bu yana yüksek sıcaklıklardan dolayı kıtada yaşamını yitirenlerin sayısının 12 bini geçtiği ifade ediliyor. Sıcaklıklar Avrupa’da tarımı da derinden etkilemekte. Öyle ki dünyanın en büyük zeytinyağı ithalatçısı konumundaki İspanya’da üretimin düşmesi öngörülüyor. İtalya’da da durum İspanya’dan farklı değil.
Dünyanın sayılı zeytin ve zeytinyağı üreticileri arasında yer alan Türkiye’de ise sıcaklıklar Avrupa seviyesinde değil. Peki Türkiye’de zeytin üretiminde mevcut durum nasıl? Avrupa’nın ihtiyacını giderebilmemiz mümkün mü?
DENGELERİ DEĞİŞTİREN KRİZ: TÜRKİYE’DE SIKINTI YOK
Haber Global’e değerlendirmelerde bulunan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan, Ulusal Zeytinyağı Komitesi tarafından hazırlanan rekolte tahmin çalışmalarının ekim ayına doğru sonuçlanacağını ancak geçen seneden daha iyi bir rekolte beklendiğini belirtiyor.
Zeytinyağı üretiminde küresel çapta bir daralma beklediklerini dile getiren Tan, Türkiye’nin ise böyle bir sıkıntısı olmadığını şu sözlerle dile getiriyor:
“Kuraklık olsa bile Muğla, Aydın ve Kaz Dağları bundan etkilenmez çünkü burada imbat rüzgarları var. İmbat rüzgarları denizden rutubeti getiriyor. Bu bölgenin zeytinin anavatanı olmasının nedeni de bu.”
Mustafa Tan, son 10 yıldır var olan ve artacağı tahmin edilen iklim olayları ile ani iklim değişikliğinin ülkemizde beklenmedik dolu ya da yağmur yağışlarına neden olduğunu aktarıyor. “Avrupa bu negatif etkileri bizden fazla hissediyor” diyen Tan, İspanya’nın dünyanın zeytinyağı üretiminin yüzde 40 ila 45’ini yaptığını ama son yıllarda yaşanan çok ciddi kuraklığın İtalya ve İspanya’daki üretimi etkilediğini vurguluyor. Yaklaşık 1 milyon ton zeytinyağı beklenen İspanya’nın elinde böyle bir stok olmadığını aktaran Tan, şöyle devam ediyor:
“Yunanistan’da da ekonomik problemlerden dolayı zeytinyağı üretimi iyi değil ama en önemli etki küresel ısınma. Bu durum global zeytincilik ve insanlık açısından hoş değil tabii ama ülkemiz için bir avantaj olabilir.”
“TÜRKİYE’NİN AVANTAJLI KONUMDA”
Bununla birlikte Tan, zeytinin zaman zaman soğuklanması gerektiğine işaret ederek, 2022 kışının bu açıdan iyi geçtiğini de aktarıyor.
Butik Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Derneği Başkanı Atilla Totoş ise en büyük zeytinyağı üreticisinin Avrupa olduğunu ve Avrupa’dan sonra 2. sırada Türkiye ile Tunus’un yer aldığını ifade ediyor. “Yani Türkiye önemli bir aktör olabilecek pozisyonda” diye konuşan Atilla Totoş, Türkiye’nin avantajlı konumunu ise şöyle açıklıyor:
“Biz yaz kuraklığını pek hissetmiyoruz. Kuraklık olsa bile daha az zararla çıkabiliyoruz. İtalya ve İspanya’da yoğun sulama yapıldığı için, toprak susuz kalınca ağaçlar stres yapıyor. Avrupa’da üretimin düşmesi Türkiye için bir şans olabilir ama Türkiye’de zeytinyağı üreticileri ve ilgili resmi makamlar bunu fırsata çevirmek için hazırlanmalı.”
‘TÜRKİYE AVRUPA’NIN İHRAÇ ETTİĞİ PAZARLARI HEDEFLEMELİ”
Türkiye’nin AB’ye dökme yağ sattığını, vergilerden dolayı ambalajlı yağ satamadığına dikkat çeken Mustafa Tan, İtalya’da Türkiye’den giden zeytinyağının fabrikalarda ambalajladığını söylüyor. Ukrayna-Rusya savaşıyla da ayçiçek yağı tedarikinde bir noksanlık ortaya çıktığını belirten Tan, bu eksiklikten ötürü ayçiçek yağı ile zeytinyağı arasındaki fiyat makasının daraldığının altını çiziyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin Avrupa’nın zeytinyağı ihraç ettiği pazarları hedeflemesi gerektiği kanaatinde.
Tan ayrıca, İtalya ve İspanya’da üretimin azalması halinde bu ülkelerin zeytinyağı ihraç ettiği Çin ve ABD gibi pazarlara Türkiye’nin girebileceğini vurguluyor.
“BİZİM İÇİN BİR FIRSAT YILI OLABİLİR”
Bu konuda benzer düşüncelere sahip olan Atilla Totoş da, “Hedefimiz Avrupa pazarı olmamalı. Çünkü Avrupa büyük bir pazar olduğu için alış fiyatını o belirler. Bizim, ABD, Çin, Güney Kore, Japonya, Yeni Zelanda gibi Avrupa’nın zeytinyağı sattığı pazarlara yönelmemiz gerekir” diyor.
Tan ise son olarak, “Elimizde yağ kalsa bile gelecek yıl kuraklığın devam etmesi halinde yine satabiliriz. Eylülde yağış olmazsa İtalya ve İspanya’da üretimler 2023’te de azalabilir. Bizde iyi bir mahsul geliyor bu yıl. Artan maliyetlere rağmen bu yıl doğal denge yüzümüze güldü” diyor.
Atilla Totoş da, Türkiye’nin kaliteli, kusursuz ve iyi yağlar elde edebildiğinin altını çizerek, “Geçen seneki rekolteyi elde edebileceğiz. Bizim için bir fırsat yılı olabilir” ifadelerini sözlerine ekledi.