Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki insani krize işaret ederek, “Bu krizi biz çıkarmadık. Külfetinin de sadece bizler …
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki insani krize işaret ederek, “Bu krizi biz çıkarmadık. Külfetinin de sadece bizler tarafından yüklenilmesini beklemek adil değildir. İşte bu nedenle uluslararası toplumun yardımlarının ayrım gözetmeksizin ve artarak sürmesini temin etmek, müşterek menfaatimizedir.” dedi.
Erdoğan, Tahran Uluslararası Konferans Salonu’nda, Türkiye, İran ve Rusya arasında düzenlenen “Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, İdlib’de bugün göreceli de olsa sükunet varsa bunun Astana Platformu’nun bir başarısı olduğunu vurguladı.
Sahada sükuneti muhafaza etmenin ve bu bölgedeki 4 milyon Suriyelinin yaralarına merhem olmanın, onlara yardım eli uzatmanın görevleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, İdlib’deki ateşkesin ihlal edilmemesinin bu bakımdan önemli olduğunun altını çizdi.
Erdoğan, “Özellikle sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan saldırılar, siyasi çözüm çabalarımızı baltalıyor. Rejim, kendi halkını bu gibi saldırılarla öldürmek yerine samimiyetle siyasi sürece katılmalıdır. Diğer taraftan, sizlerin İdlib’deki terör odaklarından kaynaklanan endişelerinizi anlıyoruz. Mutabakatlarımız çerçevesinde her türlü tedbiri alıyoruz. Şehitler verme pahasına mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Gelinen noktada çalışmalarımız neticesinde bu bölgelerde terörist yapılanmaların hakimiyeti bulunmadığının altını özellikle çizmek isterim.” diye konuştu.
“1 milyon Suriyelinin geri dönüşü için hazırlıklarımız sürüyor”
Türkiye‘nin 3,7 milyon Suriyeliyi geçici olarak misafir ettiğine dikkati çeken Erdoğan, Suriye ihtilafının meydana getirdiği insani krizin yükünü maddi, manevi, sosyal, toplumsal en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Suriyelilerin, topraklarına huzuru kalple, güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşünün temin edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Güvenlik ve istikrar sağlandığı takdirde Suriyelilerin kendi topraklarına geri döndüklerini memnuniyetle görüyoruz. Terörden temizlediğimiz bölgelere Türkiye’den 500 binden fazla Suriyeli geri döndü, 1 milyon Suriyelinin geri dönüşü için de hazırlıklarımız sürüyor. Siyasi çözümde ilerleme kaydedilmesi, insani altyapının hazır edilmesi, dönmek isteyenlerin kötü muameleye maruz kalmayacaklarından emin olmaları, geri dönüşler için temel teşvik unsurlarıdır. Platformumuz, bu noktada daha etkin rol oynamalıdır. Heyetlerimizin münhasıran bu konuda istişarelerini artırmaları gerektiği kanaatindeyim.”
“Uluslararası camianın yardım ve desteği de zaruri”
Suriye’deki insani krizin yoğunluğu artarken, uluslararası camianın yardım ve desteğinin de zaruri olduğunu bildiren Erdoğan, “Bu krizi biz çıkarmadık. Külfetinin de sadece bizler tarafından yüklenilmesini beklemek adil değildir. İşte bu nedenle uluslararası toplumun yardımlarının ayrım gözetmeksizin ve artarak sürmesini temin etmek, müşterek menfaatimizedir.” dedi.
Suriye’nin kuzeybatısındaki durumun özellikle dikkati çektiğini vurgulayan Erdoğan, “4 milyonu aşkın Suriyeli, uluslararası yardımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin (BM) bu yardımlarını kolaylaştırmak için sınır ötesi ve çizgi ötesi yardımlar dahil her türlü desteği vermiştir. Astana ortaklarımızdan da aynı anlayışı bekliyorum.” ifadelerini kullandı.
BM sınır ötesi mekanizmasının bu defa 6 ay için uzatıldığını dile getiren Erdoğan, bu sürenin BM’nin erken toparlanma projeleri dahil Suriye’nin tamamına yönelik insani yardımlarının planlanması bakımından yeterli olmadığının açık olduğunu söyledi.
Erdoğan, BM yardımlarının sürdürülebilir bir şekilde devamının Suriye’deki insani krizin büyümesini engelleyecek yegane yöntem olduğuna işaret ederek, “Bu mekanizmanın ortadan kalktığı bir tablonun yükü, bir kez daha Türkiye’nin, İran’ın, Rusya’nın ve Suriye’nin omuzlarında olacaktır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunca bir aradan sonra icra edilen bu zirvenin Suriye ihtilafının çözümüne barış, huzur ve istikrara katkı sunmasını, hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ortak çabalarımızın icmalini yapmamıza ve yeni iş birliği geliştirmemize imkan sağlayan zirve toplantılarının bundan sonraki dönemde daha sık şekilde icra edilmesinin faydalı olacağı aşikardır. Değerli dostum Putin’in müteakip zirvemize ev sahipliği yapma teklifini memnuniyetle karşılıyorum. Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın Reisi’ye bana ve heyetime gösterdiği misafirperverlikten ötürü bir kez daha teşekkür ediyorum.”
(Bitti)