Bir şehir efsanesi gibi ortaya çıkan söylentiler yeniden gündemde. Ancak bu defa CIA açıklama yapmayı reddederek dikkatleri üzerine çekiyor …
Bir şehir efsanesi gibi ortaya çıkan söylentiler yeniden gündemde. Ancak bu defa CIA açıklama yapmayı reddederek dikkatleri üzerine çekiyor.
2006’da 73 yaşında vefat eden soul müziğin babası olarak anılan James Brown’ın dış istihbarat servisi CIA tarafından takip edildiği iddia ediliyor. İddialar, özellikle 1968’de sivil haklar savunucusu Martin Luther King’in öldürülmesinin ardından sergilediği duruş nedeniyle ortaya çıktı.
Şimdi, iddialar; CIA’in Brown ile herhangi bir bağlantısı olup olmadığını tartışamayacağını çünkü bunun ABD ulusal güvenliğine ciddi zarar verebileceğini söylemesiyle yeniden alevlendi.
Suçlamalar ilk olarak şarkıcı, kalp yetmezliğinden ölmeden kısa bir süre önce yapıldı. Brown, Luther King cinayetinden sonra istihbarat servisinin kendisini takip ettiğini iddia etti. King’in öldürülmesinden sonra Amerika’nın en önde gelen siyahi eğlence sanatçılarından biri olan şarkıcı, televizyona çıkarak öfkeli siyah toplulukları sakinleşmeye çağırmıştı. Brown ayrıca, cinayetten sonraki gece Boston’da performans sergilerken bazı ABD şehirlerinde çıkan ayaklanmaları durdurmakla da itibar kazandı.
BENİ İZLEDİKLERİNİ BİLİYORUM”
Brown, 2005 yılında ‘I Feel Good: A Memoir of a Life of Soul’ adlı kitabında şunları söyledi: “Özellikle ulusal polis, FBI ve CIA arasında bu sözde siyah gösterisi hakkında çok fazla şüphe vardı. Ve bu şüpheler özellikle bana yönelikti. O andan itibaren ulusal güvenlik gözetimi altına alındığımı biliyordum… Beni izlediklerini, beni gözetlediklerini, evimi gözetlediklerini hissedebiliyordum.”
Kitabın ortak yazarı Marc Eliot, CNN’e iddiaların doğru olduğuna inanmadığını söyledi.
Ayrıca Brown, 1972’de Beyaz Saray’a yazdığı bir mektupta, o zamanki başkan Richard Nixon ile olan dostluğu sırasında, bilinmeyen bir devlet departmanından müfettişler tarafından taciz edildiğinden şikayet etti.