Edirne’de Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, İGF Edirne Temsilcisi Erdoğan Demir’in sorularını yanıtladı. Acı itirafta bulunan Başkan Helvacıoğlu, olası 7 ve üzeri bir depremde Keşan’ın yarısının yıkılabileceğini söyledi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, İGFA Edirne Temsilcisi Erdoğan Demir ve Keşanlı Gazeteci Mehmet Aytaç’ın sorularını cevaplandırarak, Keşan’da olası bir deprem ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Öncelikle depremde hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar ülkemize de büyük geçmiş olsun. Büyük bir felaket yaşadık.
Göreve geldiğimizden bu yana neredeyse dört yıl oldu. Bu konu birinci gündemimizde çok ilerleyemezsek bile planlarımız gerçekleşti ve başarıyla da tam neticelendirmek üzere iken başımıza Kahramanmaraş depremi geldi.
Kahramanmaraş merkezli deprem geldi , iki deprem de aynı günde meydana geldi. Ben önce 20.000’i aşan belki daha fazla çıkacak rahmetlilerimiz var onlara dualarımız olsun 100.000’i aşan yaralılarımız var. Devletimiz, milletimiz, STK’larımız, AFAD, Kızılay, belediyelerimiz tüm Türkiye tüm dünya seferber oldu. Büyük bir deprem yaşıyoruz, binlerce ölümüz var, yaralımız var ve 10.000’e yakın yıkılmış evimiz var tespitler yapılıyor. Keşan Belediyesine gelince Keşan Belediyesi de bugün itibarıyla 42 TIR destek gönderdi. Hemşerilerimizin ve iş adamlarımızın ve STK’larımızın desteği belediyemizin desteği ile 42 TIR dile kolay, Trakya’da yardımlar konusunda örnek olmak yolunda ilerliyoruz. Yardım noktasında teşvik yolluyoruz, teşvik ediyoruz herkesi.
Bunun dışında Keşan’a gelen, göç eden Keşan’da yakınları olan yakınları olan depremzedeler geliyor o ayrı bir operasyon olacak, onunla ilgileniyoruz, yardımlarla ilgileniyoruz. Çok duyarlı bir toplum olduğumuzu bir kez daha Türk milletinin dayanışma gücünü bir kez daha takdir ediyorum, tebrik ediyorum, minnettar kılıyorum.
Şimdi sorunuza gelelim tabi deprem gelince konuşuyoruz hep, aslında bunları daha öncelerde de konuşmamız lazım bizim de eksiklerimiz var, herkesin eksiği var. geçim derdi, gelişme derdi, para derdi , kazanma derdi bir hırstır gidiyoruz. Fakat depremler afetleri yaşayınca kıymetlendiriyoruz, sonra yine unutuyoruz. Bu özelliğimizden derhal uzaklaşmamız lazım.
Keşan’da biz ikinci yılımızda göreve geldikten sonra tabelalar asarak toplanma noktalarımızı belirledik. Dokuz noktada toplanma yeri belirledik, bunu sizlerle paylaşayım.
ARTIK EVİMİZLE, YAŞADIĞIMIZ ORTAMLA DAHA ÇOK İLGİLENMELİYİZ
Bu toplanma alanlarını belirledikten sonra, biz tabelalarını asarak vatandaşlarımıza duyurularını yapıyoruz ama sık sık mı yapıyoruz? Tabelalar yönlendiriyor sadece daha bilinçli hale getirmek için bu deprem hepimize ders olacak. Eğer bundan da ders almıyorsak, bizim işimiz çok zor, bundan sonraki işimiz ciddi dersleri almalıyız. Yani ütümüzü, çeşmemizi, camımızın rengini, perdemizin cinsini taksimizin plakasını markasını, kazağımızın markasını belirlemek yerine, artık evimizle daha çok yaşadığımız ortamda daha çok ilgilenmeliyiz. Çimentoyla, demirle, alanla, fay hattını bize getirisi ile deprem haritasıyla çalışmalıyız. Bizim neslimiz belki alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz ama yeni nesile artık deprem dersleri, adı deprem dersi koyacak kadar bu iş ciddi bir iş, depremle ilgili daha bilinçlendireci hareketler, yani sosyal etkinlikler değil artık depremi sınava tabi edecek kadar bir ders olmalı. Hani din dersi ahlak dersi müfredata girmeli. Matematik dersi gibi belki de mini laboratuvarlar şehirde olmalı, şehirde deprem laboratuvarı olarak herkes oradan bir sınava geçmeli. Öğretim hayatı boyunca bir sınav olmalı, hafızalara iyi kazımalıyız, yerleştirmeliyiz çocuklarımıza.
FAY HATTI MÜCAVİR ALANLARIMIZDA OLAN SAROS’UN İÇİNDEN GEÇİYOR
Şöyle tarif edelim iki fay attığını gerçeklik olarak iki fay hattına yakınız birisi Şarköy’deki Ganos Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattımız var. Keşan bunların uzantısında. Bu fay hatları Keşan’ın yanında teğetinde kalıyor öyle tarif edeyim. Teğet demek yıkılmayacak dökülmeyecek anlamına gelmiyor. Bildiğimiz hani teğet geçti biz kurtardık değil, bilakis teğetin yanında olduğu için çok etkileneceğiz anlamına geliyor. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı ciddi etkilenecek. Mücavir alanlarımızda olan Saros’un içinden geçiyor. Yani Erikli, Yayla’nın içinden geçiyor. Belki bunu söylemek sıkıntılı ama oradaki yapı modelleri iki katlı bereket. iki katlı çok 3-4-5 katlılarımız yok. Orada yapı stoğumuzun yaşı ömrü uzun aslında. Yani Erikli’de %50’lere yaklaşmak üzere yeni yapılar.
7 ÜSTÜ DEPREMLERDE KEŞAN’IN YARISI YIKILIR
Keşan’da tam %50- 60 arasında eski yapılar. Eriklide’de, Yayla’da Keşan’da da mücavir alanlarımızda da bizim için çok bir kritik cümle ile söylüyorum. İki fay hattımızın hareketlenmesi halinde Şarköy’den gelen fay hattımızla Kuzey Anadolu hattımızın hareketlenmesi halinde 7.3’e göre hesaplanmış yıllar önce deprem haritası, 7.3, 7.4, 7.5, 7.6, 7.7’lerde yıkım oranı bizde de %50’leri geçer diye düşünüyorum. Keşan’ın yarısı yarısı yıkılır. Şöyle söylüyorum, nereden bu bilgiyi ediniyorum. 1999 deprem yasası çıktığından bu yana 2000’den sonra bizim Keşan’ın yarısı imalata girdi, yarısı da 1999 öncesi.
Yapı denetimle beraber var, yani o kadar haksızlık etmeyeceğim, belediyeler ruhsatı verir denetlemeleri özel firmalara verdiler, ben de bir belediye yöneticisi olarak şunu belirtmek istiyorum. Yani %90 yeni binalara güvenebiliriz.
Eskilerle derhal kentsel dönüşüm mü, devletimizin bu büyük depremden sonra yeni yapı modelleri inşaat modelleri çıkarırsa onları mı bekleyeceğiz, bir TOKİ misali bir Kooperatif misali, bir mahalle ve bir blok misali, bir Semt misali kentsel dönüşüm modeli derhal olmalı.
Şimdi bence tek elden yapılabilir. Türkiye’de bir TOKİ modeli var, TOKİ bu işi iyice profesyonelleştirdi. Dünyada da örneği yok, bazıları ticari amaç güdüldüğümü sanıyor ama bence kaynak da üretiyor. Yani dükkanı satıyor, yoksula ev yapıyor. Bence TOKİ modeli cazip olmaya başladı, cazip olmasa talep olmaz, demek ki cazip olmaya başladı ki yine özel sektörü vesilesiyle yapılıyor aslında TOKİ’ler. İhale modeli ile yapılıyor ve denetleniyor. Bence TOKİ bu işi yeniden gözden geçirecek dizayn edecek.
Bunlar bugünün konusu değil. Onlar geçmişin konusuydu ve işlem başladı. İnönü İlkokulu yıkıldı. Hükümet Konağı gibi, eski belediye binasını yıktık, kızdılar bize.
Eski Adliye binasının olduğu bina, Yüzüncüyıl Pasajı, az önce bir cümle söyledim. Keşan’ın yarısı olmamalı, yarısı olmamalı deyince yarısı içinde bir ilkokul olması da doğal. Bu ülkemizin de bir sorunu, aynı anda maket bir şey yapmıyorsun prefabrik yapmıyorsun, özkaynak lazım. Yani insanlar evini yaparken, yurdunu yaparken, inşaat yaparken aa deprem oldu yıkalım. Bakkaldan almıyorsun bu evi. Maliyet, hesaplama, yıkım masrafları, yapım masrafları ciddi bir oran. Şimdi hadi bakalım bir örnek verelim az önce sohbetimiz de yaşadık, bir örnek verelim bir apartman sakinlerine soralım, sizin evin yıkılması lazım diyelim, test edelim diyelim test ettik, yıkım kararı çıktı, bu apartmanın derhal boşalması lazım. Buna apartmandakilerin rıza göstermesi lazım. O yüzden sorumluluk büyük, bu dönüşüm yıllara serilmişti yani işte yarısı Türkiye’nin yenileşti, yarısı 1999 depremi önceki yasalara göre.
TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Şunu söyleyeyim. Bu sorularınızın hepsini siliyorum, bence yeni bir dönem başlıyor, Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor, yeni bir inşaat yapım modelleri olacak. Çünkü bu ağır bir ders, biz bu dersten hala ders çıkaramıyorsak, bizim halimiz gelecekte de aynı kalacak anlamına geliyor. Ben şunu belirtmek istiyorum. TOKİ ile mi? Belediyeler eliyle mi? Özel sektöre müteahhit gruplarına yeni bir model mi çıkarılacak? Belki de müteahhitlere çıkarılacak diyecek ki; TOKİ, ‘ben yetişemiyorum’, ben belediye yapamıyorum, hadi bakalım belediye denetlesin, TOKİ denetlesin, yerel müteahhitler de mahallelerini bu şekilde yapsın. Destek veriyorum diye yeni bir modelleme olabilir inşaat yapımında diye eklemek istiyorum. Şunu net belirtmek istiyorum Keşan’ın yarısı sağlam, yarısı 2000 öncesi, Erikli’nin, Yayla’nın %60’ı, %50’si orda da problem. 7’nin üstündeki bir depremde Keşan’ın yarısı yıkılır.
Şöyle kocaman bir denizde bir damlalar, çok bağırıyorum, ama diyeceksin ki konuşuyorsun da icraat lazım. Evet burada maalesef dört yılda ne yapamadın Helvacıoğlu derseniz, deprem üzerinde projelerimi bir hayallerimi masada projelendirdim ama uygulamada sıkıntı yaşadık. Yani görüyorsunuz herkes kendi derdinle uğraşıyor.
Keşan’da deprem olunca, Malkara’da da olacak, Uzunköprü’de de olacak, Enez’de de olacak kim koşacak Keşanlı’nın yanına. O yüzden kendin koşacaksan bizim hızlı bir şekilde çabalarımızı yavaş ilerlettiğimiz, bak Malkaradan Şarköy’den Edirne’den Gelibolu’dan daha ileriyiz, ama yetmediğini anladık. Daha hızlı hareket ederek KEDAK’ımız, AFAD’ımızı ya da başka derneklerimizi STK’larımızı belediye olarak destekliyoruz, kıyafetler aldık, yerlerini verdik, operasyonların da yardımcı oluyoruz . Ama bunun da yetmediğini gördük.
Yasa olarak beş katı geçemiyoruz. Keşan’da 5 kat maksimum, iki katta var 266 ruhsatın ben iddia ediyorum %40’ı 2 kattır. 2022 yılında Keşan’daki en yüksek bina sayısı 7. Şu anda yedi katın üzerinde arsamız yok. Şu anda yapılabilecek en yüksek kat yedi kat o da Yeni Mahalle’de. Diğer mahallelere en fazla 6 kat… İstiklal Caddesi 6 kat. Anafartalar Caddesi 5 kat, Kurtuluş Caddesi 5 kat. Sonuç itibariyle evet ortalamamız, 4-5 kat
Yani deprem bize büyük bir ders oldu, rahmetlilerimiz var. Bu depremin zengini, fakiri yok, depremin paralısı, parasızı, ırkı yok. Deprem geldiği zaman, canı alacak kadar etkili. Şu var deprem öldürmüyor evler öldürüyor der büyüklerimiz ya da uzmanlar derler. Deprem değil sağlıksız konutlar öldürüyor. O zaman biz hızlı bir şekilde ev alırken de veya eğitim alırken de depremi başa koyacağız. Eğitimimizde de başa koyacağız alışverişimizde de başa koyacağız, önlemler alacağız. Şunu belirtmek istiyorum bu önlemleri alırken evde de artık deprem eğitimi almış bir vatandaş olarak bir sertifika bile vereceğiz. Ehliyet gibi, araba kullanma ehliyeti gibi, deprem bilgisi alma ile ilgili vatandaşa bir sertifikalı belge vermemiz lazım. Deprem noktasında eğitim almayan insanımız kalmamalı diye bir operasyon olmalı, bir faaliyet olmalı. Türkiye’de bunu okullarda yapamıyorsak bile evet arkadaş sen deprem eğitimi al, gel, sertifikanı al ve sana da bir deprem paketi hediye ediyorum der gibi buna benzer çalışmalar, bu bir kampanya değil sorumluluk, bir kere depremle ilgili eğitimi almamız lazım.
İki deprem bölgesinde yaşayanlara hassasiyet göstermeli, kendi bölgelerine hassasiyet göstermeli.
Binlerce ölüm verdiysek, bu bir derstir bize. Keşan ve Saros Körfezi de bu dersin, bir parçasıysa ki parçası depreme çok yakınız. Bir de 100 yıl olmuş 1912’de Mürefte’de olmuş. Yüzyılı da geçmiş her an her şey olacak kadar. Ne diyorduk deprem yakın İstanbul’da, deprem yakın İstanbul’da işte İstanbul değil Kahramanmaraş’ta oldu. Belki de tetikleyecek 15 gün sonra, bir ay sonra, bir yıl sonra belki de bizim burada olacak, kaçınılmaz, şunu bilmeliyiz deprem gelecek ya gelince bakarız, gelince bakamazsın abi, bakamazsın bu iki kere dört. Gelmeden bakacaksın ilk defa bir şey söylüyorum, gelmeden bakacaksın. Bakacaksan gelmeden bakacaksın, her şeye gelince bakarız lafı depremde geçersiz. Aldığınız ev, aldığınızda iş yeri, oturduğunuz kiralık ev bundan sonra lütfen kira tuttuğunuzda bakacaksınız 1999 öncesi ev mi kiralıyor, yani onlara gidip asansörde nasıl kullanılamaz damgası vuruyorsak , biz bunları kullanılamaz, kiraya verilemez ev sahibi kendi rızasıyla oturuyorsa oturur ama bir başkasının ölümüne sebep olmamalı.
1999 öncesi ev mi kiralıyorum, ev mi satın alıyorum. Yani onları gidip asansörde nasıl gidip kullanılmaz damgası vuruyorsak, biz bunları kullanılamaz, kiraya verilemez demeliyiz. Bunun gibi sert kararlar alınmalı ve denetim mekanizması çalışmalı. Türkiye’de denetim mekanizması özelleştirildi, Top taca atılmasın. Yani denetim mekanizması çalışmalıdır. Çok katlıya gereğimiz yok. Çok katlılara hiç gerek yok depremle yaşamasını bilmeliyiz öğrenmeliyiz bu da bize ders olsun. kış kıyamette -18° de düşünün soğuktan ve yetişememekten de cenazelerimiz oldu.
Deprem haritası çıkmalı, daha netleşmeli MR’ı çıkmalı. Biz bundan sonra daha bölgesel çalışmalar yapmalıyız.
Bundan sonra az önce söylediğim gibi üç panelle bu iş olacak değil, yani panel yapılabilir. Panelde yaptık Ticaret Odası döneminde de yaptık. Belediye döneminde de yaptık ama panellere sadece ilgililer geliyor. Herkesin işi deprem, herkesin sorunu deprem, sadece ilgililer değil! Ancak ‘banane’ diyor gelmiyor. Salonlar dolmadı. 65 bin nüfusun binde biri gelmiyor panele.
Panelden öte zorunluluk ve yeni nesil müfredatı olmalı bu iş. Yani artık ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde depremden sorumlu sınavlar, tatbikatlar, laboratuvarlar yani bir okuldan mezun oluyorsan, depremden de mezun olman lazım.
Orada depremden de mezun olmalı. Deprem bilgilerine sahip olma da artık derslerin içinde olmalı. Yani eğitim politikaların içine deprem girmeli.