DEVA Partisi, ikinci mitingini Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaptı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, miting sonrası gazetecilerle akşam …
DEVA Partisi, ikinci mitingini Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaptı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, miting sonrası gazetecilerle akşam yemeğinde bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan muhalefetin cumhurbaşkanı adayına ilişkin de çarpıcı ifadeler kullandı.
“CUMHURBAŞKANI ADAYININ KRİTERLERİNİ BELİRLEDİK”
Babacan; CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “Cumhurbaşkanı adaylığı konusu, altılı masada gündem konusu değil. İsimler üzerinden bir tartışma yok. Kriterleri belirledik ve açıkladık. İki ay önceki toplantıda çıktı bu kriterler. Kasımda olursa seçim kararının zaten eylülde alınması lazım. Orada da süreç çok hızlı işletilir. Toplumda sıhhatli bir tartışma devam ediyor. Her ay kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Araştırma şirketleri soruyor, ‘O mu olsun, bu mu olsun? Erdoğan’ın karşısına çıkarsa kim ne oy alır?’ Toplumda sıhhatli bir tartışma sürüyor açıkçası.
“ALTI PARTİ ORTAK ADAY GÖSTERECEĞİZ”
Dört ismin dışında başka isimler de görüyorum. Önümüz bayram, aile ziyaretlerinde, oralarda da konuşulacaktır. Bunlar iyi şeyler. Dolayısıyla toplumda, adı geçen kişilerle ilgili yavaş yavaş kanaatler oluşuyor, kanaatler değişebiliyor. Bir sene önce adı geçenlerde ilgili kanaatler hangi noktadaydı, bugün hangi nokta. Bir senede belli değişiklikler oldu. Bakacağız, göreceğiz. Bizim hedefimiz; altı parti ortak aday göstereceğiz. İlk turda açık ara seçim kazanması lazım. Açık farkla olmalı ki kimse itiraz edemesin. İdeal bu ama baktık olmadı, her şeyin sonu değil. 2018’de de her parti kendi adayını çıkardı, yine de partiler ittifak halinde seçime gitti. Ama bizim şu anda ana planımız, altı partinin ortak bir aday üzerinde uzlaşmasıdır. Bunun süreci daha hızlı ve sıhhatli işleteceğini düşünüyoruz.”
“TERCİHİMİZ EN KISA SÜREDE PARLAMENTER SİSTEME GEÇMEK”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecine ilişkinde değerlendirme yapan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçiş sürecinde ülke nasıl yönetilecek? Ama biz diyoruz ki geçiş sürecinde ülke defacto parlamenter sistemle yönetilsin. Altı partinin ortak adayı, ‘Ben yetkiyi aldım, kimse bana karışmasın, sonuna kadar kullanırım anayasal yetkilerimi’ demesin. Altı partinin farklı farklı konulardaki düşüncelerini yok saymaması lazım. Bu partilerin ne dediğini, hangi konularda iradesinin ne yönde olduğunu dikkate alsın. Dolasıyla geçiş sürecinin yol haritasının çok kıymetli olacağını düşünüyoruz. Kendi iç çalışmamızı oldukça ilerlettik. Sadece parlamenter sistem değil, parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasında mutabakat sağlanmasını da önemli buluyoruz. Madem altı parti parlamenter sistem istiyor, parlamenter sistemin ruhunu hemen yaşatalım, anayasa değişikliğini beklemeyelim. Bizim tercihimiz, en kısa sürede parlamenter sisteme geçmek. Ama seçilen cumhurbaşkanının ve parlamentonun da beş yıllık görev süresini tamamlaması lazım. Beş yıllık komple bir paketi vatandaşlarımıza sunalım. Vatandaş da ‘bir daha mı seçim’ demesin, kafası karışmasın.”
“HALK ‘GÖREV SÜRENİZ DOLDU’ DESİN”
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci kez adaylığı konusundaki sorulara, “Hukukçuların kahir ekseriyeti, Cumhurbaşkanı’nın ikinci dönem görev yaptığını söylüyor. Azınlıktaki hukukçular ise sistemin değiştiğini ve yeni sisteme göre bir daha aday olabileceğini söylüyor. Ama biz istiyoruz ki; ‘görev süreniz doldu’ ifadesini halk söylerse daha iyi olur. Sağlıklı olan bu” yanıtını verdi.
“BUNDAN SONRA DA HEDEF MUTABAKAT”
Babacan, altılı masanın ortak tutumuna ilişkin tam mutabakat olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Olumsuzluk ihtimaliyle oturmak doğru değil, sıkıntılar olabilir bu yolculukta ama bunun kaygısıyla yolculuk olmaz. Niyet önemli. ‘Her şey üzerine mutabık kalınmadıkça hiçbir şey üzerinde mutabık kalınmamıştır’ kuralını ilk toplantıda konuştuk. 6’lı masada her şey mutabakatla, konsensüsle gidiyor. Tek bir parti tek bir kelimeyi kabul etmiyorsa o, açıklamaya girmiyor mesela. Dört parti ‘evet’ dedi, iki parti ‘hayır’ dedi, o öyle işlemez zaten. İşin ruhunda zaten mutabakat var. Bundan sonra da hedef mutabakat.”