12 Eylül gecesinde başlayan Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırıları karşısında bölgede yeniden çatışmalar başlamıştı. Bu çatışmaların soncunda …
12 Eylül gecesinde başlayan Ermenistan‘ın Azerbaycan‘a saldırıları karşısında bölgede yeniden çatışmalar başlamıştı. Bu çatışmaların soncunda Azerbaycan‘ın 50 askeri şehit oldu. Bunun yanında Ermenistan‘ın ise 49 askeri öldürüldü. Bu gelişmenin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Twitter hesabından “Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı” ifadelerini kullandı.
Peki çatışmaların arkasında kimler var? Ermenistan‘ın hiçbir sebep yokken saldırmasının sebebi ne? Bu soruların cevaplarını konunun uzmanları olan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ve Terör ve Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar’a sorduk.
”ERMENİSTAN DEMOGRAFİK VE TOPOGRAFİK ENTRİKALAR ÇEVİRİYOR”
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, “İki ülke arasındaki meselenin kökeninde ne var?” sorusuna, Ermenistan‘ın hedeflerine ve yaptığı ihlallere dikkat çekerek yanıt verdi. Ağar, ”Meselenin kökeninde Ermenistan‘ın sadece Karabağ topraklarına değil Azerbaycan sınırlarını da taciz etmesi ve oralarda da hak ihlal etmesi var. Mesele sadece Karabağ değil, mesele özellikle Rusların elindeki haritalar başta olmak üzere bu haritalara uyulmaması, sürekli sınırda bir takım girmeler elde etmek istemesi ve 10 Kasım’da imzalanan ateşkes hükümlerine uyulmamasıdır. Bir diğer neden Karabağ alanında kalan demografik ve topografik entrikalar çevirmesidir” dedi.
“SAVAŞIN TRAVMASINI ATLATAMADILAR”
Ağar, Ermenistan‘ın müttefiklerine yalan söylediğine ve Azerbaycan’a karşı onları kışkırtmak istediğine dikkat çekerek Ermenistan‘ın saldırgan tavır sergilediğinin altını çiziyor. Ağar, ”Buna karşılık Azerbaycan ordusu uluslararası hukuka uygun olarak müdahale ediyor. Ermenistan, Azerbaycan ordusunun karşılık vermesinin ardından ağlaşmaya başlıyor. Hem suçlu hem güçlü Ermenistan. Savaşın üretmiş olduğu travmayı yıkımı atlatamadı ve savaşın durdurulması için yapılan anlaşmada olan yükümlülükleri yerine getirmiyor. Anlaşmayı ihmal ediyor. Böyle olunca da Azerbaycan da mağduriyetini ortadan kaldırmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Abdullah Ağar
”AMAÇ TÜRKİYE’Yİ DURDURMAK”
Coşkun Başbuğ
”TURAN BİRLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İSTİYORLAR”
Başbuğ sözlerinin devamında, ”Türkiye, hem Suriye’yi hem Ege krizini yönetecek şekilde sahayı domine ediyor. Bu nedenle 3. cephe açıyorlar. O da en klasik yöntem Ermenilerin Azerbaycan’a saldırısı. Bu yeni saldırı ile Türkiye’nin bir odak noktası da Azerbaycan oldu. Çünkü biz Azerbaycan’ın yanındayız ve ona olacak saldırıyı kendimize yapılmış olarak algılıyoruz ve bunu da açıktan deklare ediyoruz. Bu saldırıların arkasında bir Turan Birliği’nin önüne geçilmesi var. Çünkü bu birlik yeni cephelerle uğraşmazsa ve siyasi ve askeri yapılanmasını güçlendirirse bunun NATO benzeri bir yapıya dönüşeceği aşikar. Ve böyle yapıda ABD’nin Ege’de yürütmüş olacağı sürecin en büyük engeli olacaktır. Bu nedenle Ermenistan‘ın bildik yöntemlerle kışkırtılarak hatta arka planda da Rusya ile işbirliğine giderek Turan birliğinin önünü kesmeği amaçlıyorlar” ifadelerini kullandı.
”DOĞRUDAN TÜRKİYE’YE YAPILAN SALDIRI OLARAK OKUNMALI”
”Türkiye ile Azerbaycan’ın Ege ve Akdeniz’de ortak bir tabir sergilemesinin engellemek adına yapılan kasıtlı bir saldırı.” diyen Başbuğ sözlerini şöyle sonlandırdı: “Dolayısıyla bu saldırılar, Rusya’ya yeni bir cephe açtırmak değil doğrudan Türkiye’ye yapılan saldırı olarak okunmalı. Macron ile yapılan görüşmede bunu teyit ediyor. Macron’un ,Türkiye’ye karşı tutumu ezelden beri biliniyor. Dolaysıyla bu işin arkasında Fransa ve dolaylı olarak da Rusya olduğunu bilmekte fayda var. Yoksa Ermenistan‘ın ne haddine böyle bir saldırı düzenlemek. Saha da bu saldırılar ile bir şey kazanamayacağını da biliyor. Aynı Yunanistan gibi Ermenistan‘ını da kullanılıyor. Zaten Rum ve Ermeni toplulukları tarih boyunca kullanılan yapılar, aynı tarih tekrar ediyor”
”TÜRKİYE’YE KARŞI BİR KOALİSYON HALİNDELER”
Müstafi Tümamirel Cihat Yaycı’da saldırının zamanlamasına dikkat çekerek, “Yunanistan’ın Türkiye’ye tacizlerini ve saldırılarını arttırdığı zamanda Ermenistan‘ın Azerbaycan’a saldırması tesadüf mü?” sorusunu yanıtladı. Yaycı, “Yunanistan’ın yakın zamanda karasularını arttıracağı ihtimali vardır. Türkiye’nin de buna karşılık vermesi kaçınılmazdır. Yunanistan karasularını 6 milden 7 mile çıkardığı an Türkiye’nin Mavi Vatan’ının yüzde 13’ü Yunan karasuyu oluyor. Hangi iktidar olursa olsun bunu kabul edemez. Ettiği takdirde memleket ve tarih affetmez. Türkiye’ye karşı bir kampanya yapılmaktadır. Belli ki herkes Türkiye’ye karşı bir koalisyon halindedir. Bu sırada Ermenistan‘ın Azerbaycan’a saldırması hiç de rastlantı değildir” dedi.
Cihat Yaycı
”TÜRKİYE’YE KARŞI BÜYÜK BİR OYUN OYNANIYOR”
Yaycı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ”Bunların destekçileri yine ABD, Rusya ve Fransa. Ermenistan‘ın Kollektif Güvenlik Barış Gücü’nü (KGAÖ), göreve çağırması aynı Yunanistan’ın yaptığının bir benzerdir. ‘Yavuz hırsız, ev sahibini bastırıyor.’ Hem saldırıyor hem de Rusya’nın başını çektiği KGAÖ’yü göreve, olayın içerisine çekmeye çalışıyor. Ortada Şuşa Beyannamesi vardır. Bu beyannameye göre Türkiye ve Azerbaycan birbirlerine saldırıldığı an kendilerine saldırmış sayacak ve birlikte karşı koyacak. Türkiye’nin ne yapacağı ciddi merak konusudur. Türkiye beyanname gerekliliklerini yerine getirdiği takdirde KGÖA ile karşı karşıya kalacaktır. Türkiye’ye karşı büyük bir oyun oynanmaktadır.
”ERMENİSTAN SINIRINDA MAYIN TEMİZLEMEK BÜYÜK HATADIR”
Ermenistan‘la ilişkilerinin dondurulduğunu Türkiye derhal beyan etmelidir. Ermenistan sınırında mayınların temizlenmesi büyük hatadır. Nerede mayın temizlediysek başımıza gelmeyen kalmadı. Suriye’de temizledik, Irak sınırında da PKK saldırıları geldi. İran sınırından ise yasa dışı göçmenler geldi. KGAÖ ülkeleri ile Ermenistan Türkiye’ye saldırı bile yapabilir. Bu saldırı Türk koridorunun açılmasına engel oluşmak için ve Türkiye’nin Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi kesmek için yapıldı. Rusya, ABD ve AB, Türk Birliği’nin oluşmasının karşısındadır. Bunların Türk Birliği’nin gelişmesini, büyümesini ve vücut bulmasını engellemek için yapılmış olması dikkatlerden kaçmamalıdır”